1999 yılının soğuk bir kış günüydü.Sıcacık evden çıkınca üşümüş arabaya koşarak gitmek zorunda kalmıştık. Araba sürücüsü, yeni tanıştığım bir ablamızdı.Aceleyle arabanın fanını açtı ve ardından kaset çaları çalıştırdı.İlk defa duyduğum bu müzik ve söz derlemesine önce kulağım sonra gönlüm kaydı.Benimle sohbet etmeye çalışan değerli ablaım sözlerine kaçamak cevaplar veriyor ve dinlediğim bu yeni şeyden kopmamaya çalışıyordum. Günler sonra tekrar dinlemek için bu kaseti istediğimde (nedense) abla bir türlü hangi kaseti istediğimi hatırlayamadı.Kocaman kaset yığınının arasından bulup çıkardığımızda 'gerçekten bunu mu beğendin' deyivermiş ve bana hediye edivermişti. (Aslında o zaten pekde beğenmemiş ve o günde tevafuken teybe takmış) Garipsemiştim..Ben olsam bir daha aynısından bulabilirmiyim diye biraz düşünür emin olduktan sonra verirdim.
Dinlemek; duymak/hissetmek/anlamak/yaşamak/hayal etmek/sonsuza kanat açmak demek değilmiş her insan için...Ve her insan sevdiği/beğendiği için dinlemiyormuş..
O gün dinlediğim albüm 'azap' idi.Sonra diğer albümlerede ulaştım.Hala her dinleyişimde farklı alemlere yolculuğa çıkarım..ufuklarım genişlerde, genişler.