“Vallahi sizden hiç kimse yoktur ki, birinizin gördüğü dolunayla baş başa kaldığı gibi Rabbiyle baş başa kalmasın… Sonra Allah ona şöyle buyurur: ‘Ey Ademoğlu, benim hakkımda seni ne aldattı? Ey Ademoğlu, benim için ne amel işledin? Ey Ademoğlu, benden ne kadar haya ettin? Ey Ademoğlu, peygamberlere ne cevap verdin? Ey Ademoğlu, sana helal olmayana bakarken, ben gözlerinin üzerinde gözcü değil miydim? Sana helal olmayan şeyleri dinlerken, ben kulaklarının üzerinde kontrolcü değil miydim? Ey Ademoğlu, sana helal olmayan şeyleri söylerken, ben dilinin üzerinde murakıp değil miydim? Sen,ellerinle helal olmayan şeyleri tutarken, ben onların üzerinde gözcü değil miydim? Ayaklarınla sana helal olmayan şeylere giderken, ben ayaklarının üzerinde gözetleyici değil miydim? Sana helal olmayan şeylerle kalben ilgilenip dururken, ben kalbin üzerinde murakıp değil miydim? Yoksa sana olan yakınlığımı ve sana gücümün yettiğini inkâr mı ettin?”
Abdullah ibn Mes’ud’dan (r.a.)