Enlem ve Boylam'ın bu bölümünde, örnek cümlelerle İngilizce deyim ve benzeri ifadelere yer veriyoruz.
Dinlemek için: Enlem ve Boylam 155 (Temmuz 2021)
Künye
Hazırlayan ve Sunan: Mustafa Birgin
Teknik Özellikler: Süre: 9 dk, Boyut: 22 MB, MP3, 320 Kbps, 44 KHz, Stereo
Fon Müzikleri:
Evil_Bear_Boris - Geheimnisse_des_Dritten_Reichs
freesound: [cc0] 265343__klaudux__strings-1
freesound: [cc0] 391971__maxlandergard__guitar-and-bass
freesound: [cc0] 444271__mahammed__guitar-with-pieno-melody-v2
freesound: [cc0] 381531__dominictreis__playful-music
İngilizce İfadeler
turn a blind eye: ignore, pay no attention
- Though she was angry and hurt, she decided to turn a blind eye to her husband's philandering.
Kızgın ve incinmiş olmasına rağmen, kocasının çapkınlıklarına / zamparalıklarına göz yummaya karar verdi.
- They despise foreigners, but turn a blind eye to the failings of their fellow countrymen.
Yabancıları hor görüyor / küçümsüyorlar, lakin kendi hemşehrilerinin hatalarını görmemezlikten geliyorlar.
come to terms with: confront, deal with, accept (a situation)
- I think he's still coming to terms with the death of his wife.
Sanırım eşinin ölümünü hala kabullenmeye çalışıyor.
- I've come to terms with the fact that I'll never be as fluent in French as I want to be.
Fransızca'da asla istediğim kadar akıcı olamayacağım gerçeğini sonunda kabullendim.
- Tom couldn't come to terms with what had happened.
Tom olan biteni kabullenemedi.
each to his own / to each his own : people are free to like different things
- I don't care for football, but to each his own.
Futbolu umursamıyorum, ancak herkesin zevki kendine.
- They're not really my thing, but to each his own, right?
Onlar pek benim tarzım değil, ama zevkler ve renkler tartışılmaz, değil mi?
- I think it's gross, but to each his own.
Bence o iğrenç bir şey ama herkesin zevki başka.
- Well, I'm not sure I agree with that, but to each their own.
Bunu pek tuttuğumu söyleyemeyeceğim ama herkesin zevki kendine.
beyond one's paygrade / above one's pay grade: above or beyond one's skill, knowledge, ability, or willingness to participate.
- He soon realized that the details of the IT development project were a bit beyond his pay grade.
O, bilişim projesinin ayrıntılarının, boyunun bir miktar üzerinde olduğunu çok geçmeden anladı.
- All these questions you're asking are beyond my pay grade.
Bütün bu sorular benim boyumu aşar.
Kaynak: Espresso English, context.reverso.net
Bağlantılar: