crumble |
ufalamak, parçalamak; harap olmak |
crumple |
buruşturmak, kırışmak; çökmek |
amble |
rahatça yürümek; salınarak yürüme |
ample |
geniş, bol, kâfi |
scuff |
sürtmek, ayaklarını sürümek |
scuffle |
itiş kakış, kavga; boğuşmak |
scruff |
ense |
scruffy |
pis, kirli, dağınık |
disposition |
yapı, mizaç, tavır; kural |
indisposition |
isteksizlik, gönülsüzlük, keyifsizlik |
predisposition |
yatkınlık, eğilim |
lash |
kamçı; kırbaçlamak |
lush |
çok sulu; verimli |
slush |
sulu çamur, eriyen kar; sıçratmak |
slash |
yırtmaç, kesik; yırtmak, kırbaçlamak |
prone |
eğimli, yatkın; yüzükoyun yatmış |
prune |
budamak; kuru erik |
gobble |
hindi sesi; hızlıca yemek |
goblet |
kadeh, kupa |
goblin |
gulyabani, cin |
lure |
yem, tuzak; cezbetmek, ayartmak |
lurk |
pusuya yatmak, gizlenmek |
lark |
şaka, eğlenme, takılma, gırgır; tarlakuşu |
paramour |
sevgili, aşık, metres |
paramount |
üstün, yüce, en önemli |
collate |
sıralamak, karşılaştırmak |
collocate |
yan yana koymak, düzenlemek |
collateral |
yan yana, ikincil, ek |
tact |
incelik, zerafet, anlayış |
tack |
ufak çivi, raptiye; raptiyelemek, tutturmak |
tackle |
yakalamak |
diary |
günlük, ajanda; hatıra defteri |
dairy |
mandıra, süthane |
flank |
yandan kuşatmak; yan, kanat |
flunk |
başarısız olmak, sınıfta bırakmak |
cram |
tıkmak, sıkıştırmak; tıkınmak |
scram |
çek git, defol; tüymek |
tribute |
takdir, övgü; haraç, vergi |
tributary |
büyük ırmağa dökülen daha küçük bir nehir |
dumb |
dilsiz, sessiz; aptal, budala |
dump |
dökmek, yığmak; çöplük |
damp |
nemli, ıslak; rutubet, keder; ıslatmak |
infant |
bebek, çocuk |
infantry |
piyade |
yoke |
boyunduruk, esaret |
yokel |
hödük, kıro |
inning |
atış, vuruş sırası; şans |
inkling |
iz, ipucu, sezme, kuşku |
rabble |
gürültücü kalabalık; ayaktakımı |
rubble |
moloz, taş yığını, döküntü |
quibble |
kaçamaklı cevap vermek; laf oyunu |
squabble |
çekişmek, didişmek; ağız kavgası |
yarn |
yün ipliği; masal, hikâye |
yearn |
özlemek, hasret olmak, çok arzu etmek |
aviation |
havacılık |
avocation |
hobi, merak, uğraş |
decay |
bozulmak, çürümek |
decoy |
tuzak, hile |