Enlem ve Boylam 80 - Phrasal Verbs & Idioms
Merhaba değerli dinleyenler, yine yeni bir "Enlem ve Boylam"da, 80. "Enlem ve Boylam"da, "Envaiçeşit Müzik ve İçerik"le, Nisan 2015 itibariyle huzurlarınızdayız.
Dinlemek için: Enlem ve Boylam 80 (Nisan 2015)
İzlemek için: Enlem ve Boylam 80 (Nisan 2015)
Bölüm: Enlem ve Boylam 80 (Nisan 2015)
Hazırlayan ve Sunan: Mustafa Birgin
Boyut: 21 MB
Süre: 15 dk.
Tür: Podcast
Teknik Özellikler: MP3, 192 Kbps, 44 KHz, Stereo
Fon Müzikleri:
Luciano Foglia - Only Please Yourself
Pierlo - Profi 70s
Statusq - Dream of the Insomniac
Avaren - Depths
Kevin MacLeod - Crunk Knight
Revolution Void - The Narrative Changes
Akış Çizelgesi:
Zaman |
Bölüm |
Açıklama |
00 |
Giriş |
Açılış sinyali |
00 |
Eğlenceli İngilizce |
İki ve daha fazla kelimeden oluşan İngilizce phrasal verbs, deyim vb. ifadelerden seçmeler... |
22 |
Çıkış |
Kapanış sinyali |
"Eğlenceli İngilizce" köşesinde işlenen ifadeler
laying down |
belirleme, düzenleme; yere koyma |
right on |
devam et; tam isabet |
cross out |
çizmek, silmek, karalamak |
hand over |
vermek, devretmek; teslim |
throw up |
kusmak; vazgeçmek |
hang in there |
sebat et! dayan! gayret et! |
black out |
bayılmak, bilincini kaybetmek; karartma |
short notice |
kısa süre |
rub up |
tozunu almak, silerek parlatmak, ovmak |
keel over |
devrilip düşmek |
back out |
vazgeçmek, caymak; sözünden dönmek |
fan out |
yelpaze gibi açılmak; yayılmak, esmek |
up for it |
hazır, oynamaya hazır |
double back |
aynı yoldan dönmek; ikiye katlamak |
in spite of |
rağmen |
put up |
sunmak, arzetmek, bildirmek |
hit on |
birine asılmak; rastlamak; aklına gelmek |
show up |
çıkagelmek, meydana çıkmak; ifşa etmek |
round trip |
gidiş dönüş yolculuğu |
get on |
anlaşmak, geçinmek |
hand it to |
hakkını vermek, kabullenmek |
firing squad |
tören kıtası, idam mangası |
part with |
elden çıkarmak; vermek |
blue in the face |
çok kızgın; çileden çıkarılmış |
put out |
söndürmek; kapamak; üretmek |
keep watch |
bekçilik etmek, nöbet tutmak |
pitch in |
işe girişmek; beraber çalışmak |
stay put |
sabit durmak, kımıldamamak |
head on |
kafa kafaya, burun buruna |
go along with |
kabul etmek, desteklemek |
play down |
önemsememek, hafifsemek |
fresh out |
taze bitti |
give or take |
aşağı yukarı, civarında |
fair game |
meşru hedef; çantada keklik |
well off |
varlıklı; şanslı; iyi durumda |
big time |
önemli, en yüksek düzey |
write off |
iptal etmek; hiçe saymak |
blow up |
havaya uçurmak, patlatmak |
say so |
düşünce, iddia |
pull strings |
torpil yapmak |
carve out |
biçimlendirmek, oluşturmak, yapmak |
fall out |
kapışmak; bozuşmak |
head start |
avantaj, üstünlük |
pull off |
çıkarmak, soymak |
count on |
güvenmek |
come in handy |
işe yaramak |
let it go |
kafaya takmamak, peşini bırakmak |
pass away |
ölmek, vefat etmek |
eye to eye |
göz göze, karşılıklı anlayışla |
make up |
uydurmak, oluşturmak |
take cover |
gizlenmek, sığınmak |
stick out |
çıkıntı yapmak; besbelli olmak |
turn up |
bulmak, meydana çıkmak |
rip apart |
sökmek, parçalamak |
tell on |
ispiyonlamak, gammazlamak |
push on |
ilerlemek; devam etmek |
take it |
dayanmak, katlanmak |
crime scene |
olay yeri |
go off |
başlamak; ötmek; patlamak |
be my guest |
ne istersen yap; evinde hisset |
leg it |
koşmak; tüymek |
take down |
sökmek, parçalamak, devirmek |
make sense |
anlamı olmak; mantıklı olmak |
lay low |
yere sermek; gizlenmek |
cut loose |
çözmek, açmak, sökmek |
settle down |
yerleşmek, yuva kurmak |
stand guard |
nöbet tutmak |
by all means |
elbette, şüphesiz |
dead end |
çıkmaz, kör uç |
now that |
madem ki |
snap out |
pat diye söylemek, birden söylemek |
chance on |
tesadüfen bulmak |
bundle up |
sıkıca giyinmek |
turn out |
tersyüz etmek; sonuçlanmak |
given that |
varsayarak, farzedelim ki |
worked up |
öfkelenmiş; heyecanlı |
cold feet |
çekinmek; tereddüt, isteksizlik |
take in |
dolandırmak, kandırmak |
in the wake of |
ardında, yolunda |
so be it |
öyle olsun, hadi bakalım |
as it were |
sanki, güya, âdeta |
in the first place |
evvel emirde, en önce |
make it |
başarmak, yetişmek |
loose end |
yarım kalmış iş |
washed up |
işi bitmiş, hapı yutmuş |
step up |
yükseltmek, artmak |
Bağlantılar:
Bu sayfa, 30.04.2015 tarihinde yayınlanmış ve 7380 defa görüntülenmiştir.
|
|
|
|
|
Etiket:
mbirgin, enlem ve boylam, podcast, eğlence, müzik, dil öğrenme, ingilizce, learn english, eğlenceli ingilizce, ingilizce cümleler, ingilizce öğrenme, fun english, ingilizce deyimler, ingilizce ifadeler, ingilizce kalıplar, phrasal verbs, idioms
|
|
|