Enlem ve Boylam 44 (Nisan 2012)

Allah sizinde iyiliğinizi versin sevgili mbirgin,

Neden şikayetleniyorsunuz anlayamadım?

Henüz kendim için bile böylesine uzun zaman sonrası için dua etmiş değilim.

Durun bakayım, yoksa siz hediyenizi hemen mi almayı tercih ederdiniz? Ama size hediye verecek bir torununuz varmıydı ki?

Dedeme hediye verme meselesine gelince;

Dedem geçen kış döneminde ciddi bir rahatsızlık geçirdi.Biz o dönem 'ayrılık vakti'nin gelmiş olabileceğinden ötürü oldukça müteessir olmuştuk.

Bu hastalık vesilesiyle bizler, dedemle yaşadığımız anları gözden geçirmeye başladık.Meğer ona özel anları gerektiği ölçüde değerlendirememişiz.

O gece ziyaretine gittiğimizde ne kadar sevindiğini anlatamam.Hazır gıdalardan hoşlanmamasına rağmen kendisi için aldığımız pastayı gayet iştahlı bir şekilde yemişti.

Sevdiklerimizin değerini, onları kaybettiğimiz ya da kaybedeceğimizi anladığımız zamanda idrak etmeye başlamamız, acı verici..

Allah iyiliğinizi versin ey umman, 86 yıl bana çok değil mi ya? :)

Dedenize bu yaşına kadar doğum gününde neden hiç kimse hediye vermiş değil?
Yahut şöyle sorayım: Değişen ne oldu da bu sene siz ve diğer torunları atak yaparak dedenize hediye vermeye niyetlendiniz? :)

Herkese slmlar,

'Zaten ben bunu farkettirmeye çalışmıştım o söyleşide' diye yazdığınıza göre siz Sefer Yeşil Bey olmalısınız. Zahmet edip cevapladığınız için teşekkür ederim.

Sesli Anlatımdaki üslubunuz yazıda da devam etmiş.Yine düşünmeye sevkeden tarzda.

'İnce bir şey' diye tarif ettiğiniz, geçen bölümde varılan sonuç olabilir mi? Yani 'kişi sadece tercih edebilme yeteneğidir'. Bu cümle ile kim olduğumuzu anlıyoruz.Bundan sonraki adım kişinin tercihini Allah'ın tercihi ile birlemesi midir?

'Senin benim için dilediğini diliyorum' demek gibi mi?

(Sanırım üslubunuz bendenize de  bulaştı Sefer Bey.)


Ve Sevgili mbirgin,

'Enlem ve Boylam' ın daha çok ziyaretçi almasına vesile olmak güzel bir duygu.

Ağzına kadar dolu Bir bardağın taşması için bir damla yeterli olabailir.Belkide bendenizin kimi yorumları bu son damlayı ifade ediyordur.

Eğer dedeme bu bilgiyi vermiş olsaydım; kendini özel hisseder ve keyifli keyifli gülerdi. Çünkü bu hediye 86 yıllık ömrü boyunca doğum gününde kendisine sunulmuş olan ilk hediye olacak.(Tabi başka bir torunu bendenizden önce davranmaz ise).

Allah sizede hayırlı ve uzun bir ömür versin de,86 yaşına girdiğinizde hediyesini vermekte birbirleriyle yarışan torunlarınıza bakarak keyiflenesiniz.

İlginiz ve beğeni bildiriminiz için teşekkürler Nurican. 

Bu bölümün de bir anlamda özetini çıkarmış olduğunuz için sağolunuz ey umman.
"Enlem ve Boylam" bölümleri vesilenizle daha çok ziyaretçi alıyor, bilesiniz. :)

Doğum günü tebriğiniz için teşekkür ederim.

Demek dedeniz dışındaki hiç kimse için masraf yapmanız gerekmiyor, öyle mi?
Bu bilgiyi dedeniz öğrense, kendisine takdim edeceğiniz hediyeye razı olur muydu acaba? :)
Bu münasebetle, dedenize sağlıklı ve hayırlı bir ömür dilemiş olayım.

Mustafa Hocam ve Yine Sefer Yeşil Bey ve yine güzel bir soyleşi,dinleti...

Rabbi ona: "Teslim ol" dediğinde (O:) "Alemlerin Rabbine teslim oldum" demişti.V e ya : "Âlemlerin Rabbi'ne teslimim" demişti.
Yani acizane şöyle olmuş olabilir mi; Hz İbrahim’e Alemlerin Rabbi'ne teslim durumunda olduğu fark ettirilmiş olabilir mi?
Biz hala Alemlerin Rabbi'ne teslim durumunda olduğumuzu fark edemedik. Zaten ben bunu fark ettirmeye çalışmıştım o söyleşide.
Diğer bir şeyde şu; Ben dediğimiz, benim dediğimiz ,varlık dediğimiz şey ne ki.Mesela ben doğmayı,hangi ana babadan doğacağımı ,bedensel özelliklerimin nasıl olacağını ben mi seçtim ,pe ki ölmeyi istemesem bu mümkün mü.Doğacağım tarihi belirleyemedim ,bari öleceğim tarihi belirleyeyim  desem ,olmuyor .Varlık ona ait ,Ona ait olan ve bize emanet verileni kullanma şeklimizi mi teslim ediyoruz acaba?
Burada ince bir şey var oda ben kimim sorusunun cevabıdır. Kişi en derin de ne olduğunu anlarsa ALLAH'A neyi TESLİM EDECEĞİNİDE ANLAR.

Teslim olmuş bir selam ile selamlıyorum,

Eğer kaydı en baştan dinlememiş olsa idim şu cümleler beni çok güldürürdü

-Tavuğun dini İslam'dır.
-Ebu Cehil'in bedeni müslümandır.
-Şuradaki ağaç ne ise İngilteredeki çocuk odur... gibi

Bazı cümleler öncesi ve sonrası ile anlam kazanıyor'muş.

Ama bazı cümlelerde var ki spot olarak sunulmaya namzet. Mesela;

-Everenin dini İslam'dır.
-Kainat teslim olandır.
-İslam esenlik,barış,mutluluktur.
-İslam kişinin tercihini Allah'ın tercihleriyle birlemesidir.
-Her şey müslümandır, her şey teslim olandır.
-Beden bir binektir...gibi

Anlayamadığım nokta, Hz.İbrahim'e emredilen ''bütün varlığınla teslim ol'' emrindeki teslimiyet şekli.Her şey teslim olan durumunda ise neden yeniden bir teslimiyet isteniyor.Varlıktan kasdedilen beden midir? akıl mıdır? ruh mudur?



Bu gün 1 mayıs.Tüm işçilerin bayramı 'mübarek' olsun! Nasıl bir bayramsa tanıdığım bütün işçiler çalışmak zorunda olduklarını söylediler.

Ve sevgili mbirgin,

Geçen gün mayıs ayı içinde doğan yakınlarımın listeni yapıyordum. Bir abla, bir dede, bir yeğen, bir teyze torunu, bir dayı oğlu ...derken liste uzayıp gidiyordu.İşin sevindirici tarafı dedem dışında diğerlerinin sınırlar ötesinde oluşlarıydı. 'Bir kaç güzel cümle ile süslenmiş mesaj oldukca masrafsız duruyor'diye düşünüp seviniyordum.

İşte böylesi bir anda hafızam bir cümleyi öne sürdü. Cümle 'iş yeteneği olmayan birinin,.....' diye başlıyordu.

Hasıl-ı kelam,
Doğum gününüz kutlu olsun!