aklıma takılan 'gereksiz' sorular, bilgiler, izlenimler,...vs...

Herkesin zaman zaman kafasını kurcalayan şeyler olmuştur.. İlla çok gerekli meseleler de değildir her zaman bu kurcalayan şeyler.. İşte o gereksiz olanları aklımı meşgul etme yüzdelerine göre  arada yazıcam. Kim bilir belki içinizden birileri de aynı konularda kafası karışanlardandır da kendimi yalnız hissetmem:P

Başlayalım....

Son zamanlarda çok populer olan nostaljik bir şarkı var. Önce şarkıyı yazayım,sonra kafama takılan kısma geçeceğim.

Sevilirken bilmedin mi?
Ben söylerken gülmedin mi?
Falımızda hasret var, ayrılık var demedim mi?

Anlamazdın anlamazdın,
Kadere de inanmazdın.
Hani sen acı veren kalpsizlerden olamazdın?
Dilerim ki mutlu ol sevgilim,
Ben olmasam bile hayat gülsün sana.
Günahım boynunda, ağlayan bir çift göz bıraktın arkanda.

Kalbim bomboş kaldı sanma,
Acılar geçer zamanla.
Aşka tövbe demem ben,
Görürsün sevince yeniden.

Anlamazdın anlamazdın,
Kadere de inanmazdın.
Hani sen acı veren kalpsizlerden olamazdın?
Dilerim ki mutlu ol sevgilim,
Ben olmasam bile hayat gülsün sana.
Günahım boynunda, ağlayan bir çift göz bıraktın arkanda.

Kalın harflerle belirttiğim sözlere dikkat.. önce mutlu ol sevgilim diyor, hayat sana gülsün diyor, ardından günahım boynuna beni gözü yaşlı bıraktın diyor... Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Sen günahım boynuna de, sonra mutlu olsun adam... Bu bir çelişki değil midir?

Bir de şu var. bu aklıma takılan bir şey değil sadece bir his:) Malum bu şarkı bir filmle tekrar gündeme geldi. İçimden bir ses diyor ki, önümüzdeki 5 yıl içinde doğan kız ya da erkek çocukların isimlerinin yüzde 60'ı ADA olacak:)

 bu gerekli bi bilgi : Kayıtlara geçen en uzun insan uykusu 18 gün, 21 saat ve 40 dakika sürmüştür

sevgili deniz_mavidir senin bu rekoru izole etmeni bekliyorum:d

                                                                                                                                                              lütfen alınma

lütfen gerekli bilgileri farklı bir forum başlığı altında verelim:P

Neden insanoğlunun bir çoğu (başta ben) otobüse bindiğimizde ya da buna benzer bir araca bindiimizde ve gideceğimiz yerin gidiş süresi belli olmasına rağmen, zırt-pırt saate bakarız, sanki saate bakınca otobüs ya da araç her neyse daha mı hızlı gidecek.. bir de şu trip vardır, ay geç kaldım, ay saat kaç, tüh tüh bilmem ne... Ya sen işine baksana, yolculuğun tadınız çıkar, o saate baksan da bakmasan da , araç varacağı saatte varacak varması gereken yer, tabi ALLAH muhafaza bir kaza vs. olmadıktan sonra. Yani senin saate bakmanla doğru orantılı bir hızlanan ivme kazanmıyor araç.. Üstelik saate uzun aralıklarla değil genelde saniyesel aralıklarla bakılır.. (saniyesel mi? o ne be)

biliyonmsunuz ben ev-okul arasının bile kaç dakika kaç saniye sürdüğünü bile hesaplıyorum acaba ben saniyesel hasytası mı oldum:D        

ha bide hani saatte akreple yelkovan üstüste gelince yada düz bir çizgi gibi durunca bilmem kim seni düşünüyor derler ya yok kardeşim öle bişii o sizin hüsnü safsatanız bu saatlere örnek olarak 11:11 12:12 10 :10 verilebilir :D

aaaa..öyle bir şey mi var gerçekten?

peki 24. 24 de oluyor mu?:P

Ve, bu hafta farklı bir haftalık projeyle karşı karşıyayım...
Günlük 2 adet sesli mesaj hazırlayıp site üzerinden sunmalıyım.

Sözü uzatmayayım... Ve ilk sesli mesaj... Bu "gereksiz bilgiler" konusuna, bir gereksizlik de ben katayım istedim.

M. Birgin - Sesli Mesaj - 1 (Mart 2009) (HP-207)

sesli mesajı dinledikten sonra  akrep ile yelkovan kaç kere üst üste gelir diye,  aklıma takıldı,  24 değildi diye hatırladım, forumlarda yazılanlara baktım ilginç yorumlar vardı. çoğunu anlamadım

bunlardan birkaçı:

arkdşlar bir duvar saatinde akrep yelkovan ve sn cubuğunun tam tamına üst üste gelmesi için o saatin 1:05,:2:10,3:15,4:20..gibi düşünürsek üst üste gelmez hiç bi zaman sn gele bilir ama yelkovan gelmez millet öle düşünüyo bu sadece saat tam 12 veya 24 oldu zamanlar için geçerlidir mesela saat 14:10 da tam üst üste gelmez akrep ve yelkovan ama 14:1x yani 10 u biraz geçtiğinde üst üste gelir bu seferde sn'ye tutmaz..her zaman sapma olacaktır matamatikciler anlıcaktır beni..yani sonuc 12 ye kaç kere keliyosa odur 24 saatte 2 defa gelir cevap= 2 dir..(PS:daire 360 derecedir 12 saat dilimi vardır her 10 dk için 3.6 derece sapma olur..)

CEVAP BU RESMEN SAATİ ALDIM HESAPLADIM:

9,47
10,54
12,00
13,06
14,12
15,17
16,23
17,17
16,23
17,27
18,33
19,37
20,47
21,53
22,57
00,00
1,06
2,12
3,17
4,23
5,27
6,33
7,37
8,47


CEVAP BU BİLİMSEL DÜŞÜNMEYİN (yani 24 demiş)

acayip kafam karıştı şimdi saat alıp deniycem ben de

..iki nokta üst üste mi, yoksa iki nokta alt alta mı??? şöyle desek işi çözmüş olmaz mıyız?

iki nokta, önce satır hizasına koyarsan birini diğerini üstüne koy, eğer önce satır üstüne koyarsan birini diğerini altına koy

deniz_mavidir bence sen bütün noktaları üst üste koy sonra bu sayfanın üstüne gittt ve herşeyi yavaş

yavaş aşağıya dığru oku yada boş ver okuma sonuç ta  kocaman bi gereksiz bilgi:D

cümleyi tekrar, en baştan alabilir miyim?

http://www.limk.com/golimk.php?lid=135499                       bu linke tıklıyorsunuz İzmirdesiniz:D

İzmiri hiç bilmem gezmişliğim görmüşlüğümde yoktur gitmeyi de düşünmüyorum deniz görmek istersem tercihim ege olmayacaktır AMA bunların konuyla hiç bir alakası yok sadece İzmiri eklemek istemiştim ve ekledim

yaa benim başım döndü linki tıklayınca....biri dünyayı durdursun, inecek vaaar!!

 annemde öle dedi başı dönmüş hatunun :D

  heeeyyyyy bu şaheseri ben çektim  benim telefonumun ekrarnıda görün düüüü ve ben çekkkkk dedim (telefonum gariban da çekti) ve bu gereksiz biş:D

Okul hayatımın eğitimime karışmasına izin vermedim.

 benim (karne) okul hayatımın eğitimime karışmasını nasıl engellicem ??

Arkadaşlar, 12'li sistemde saatin AM ya da PM olmasını yıllardır karıştırmaktayım. 

Bu ayırımı tam olarak aklımda tutmamı sağlayabilecek bir yaklaşım ya da ilişki biliyor musunuz?

Mesela şu anda bile, zamanın AM mi, PM mi olduğunu bilmiyorum.

En güzeli 24'lük saat düzeni...

Merhaba m1gin,

Güzel bir konuya değinmişsiniz.

AM, PM olayını ( Olay... !? :) )  karıştırmıyorum ama neden böyle dendiğini hiç düşünmemiştim.

Okuyunca, "Sahi, neden böyle demişler acaba?" dedim kendi kendime ve hemen aramaya başladım :)

Öğrendiğime göre şöyleymiş:

 a.m = ante meridiem= gün ortasından önce

p.m = post meridiem= gün ortasından sonra

Kelimeler  Latince imiş. 

Akılda tutmak için nasıl bir bağlantı kurulabilir?

 Öncelikle "Öğle Vakti"ni merkez aldığımız için ona göre düşünmeliyiz.

post kelimesi İngilizce'de de sonra anlamına geldiğine göre (artık Türkçe'de de kullanılıyor),

anlayabiliriz ki;  p.m = öğleden sonra

Şöyle de düşünülebilir:

 a harfi alfabede ilk sırada, yani önce-liği var. Hmm o zaman a.m= öğleden önce

Nasıl ama ?

Sayenizde bir şey daha öğrenmiş olduk mbirgin, teşekkürler... 

Hmm... Siz karıştırmadığınız halde, benim için araştırma zahmetine katlandığınız için teşekkürler memnune.

Ben, "A"yı "After" olarak değerlendiriyordum;  "P"yi de "Pefore" olarak.
Biliyorum doğrusu "Before" ama bir ilişki kurmak için zorlayınca; biraz da Karadeniz şivesinden destek alınca bu çıktı.
Hani tutsa gene iyi...

Diğer taraftan "M" kelime olarak olmasa de, işaret itibariyle tutuyordu.
Bu, bende bazen "Midday", bazen "Midnight" kelimelerini temsil ediyordu.

Sanırım bu yüzden "A" ve "P" den çok "M"nin dalgalı yapısı işin içinde boğulmamı sağlıyordu.

Umarım kısa zamanda doğru şekliyle hatırlaya başlarım.

Ben şöyle bir taktikgeliştirmiştim lisedeyken..

A.M....... A harfityle başlıyor... yani akşam.. .. ama bu durumda diyeceksiniz ki akşam saatleri pm 'e de giriyor... ama burada ben akşamı gece olarak düşünüyorum:) yani bir kabulleniş söz konusuburada bilmemiz ereken sadece başlangıçlar ve bitişler.. 00-12 arası gece değil akşam benim için A harfitle başlayan da A. M. 

vesselam

Rica ederim, bu sayede ben de kısaltmaların nerden geldiğini öğrendim.

Madem kafa karıştıran nokta belli, kendi kendinize  "bunun tersi olmalı, tersi olmalı" diyebilirsiniz 

Bunu da düşümüşsünüzdür ya, olsun yine de yazmak istedim.

Selametle...

ben ce bu çook gerekli ama nasıl ekleyeceğimi bilemedim sevgili m1gin ekler herhaldee şimdi siz dieceksinizi ki ne ekleyecek ve yarı gereksiz tamamen gerekli olay neeee (söylemiyorum işteeeeee m1 sin söylesin bu mesajı da nie yazdığım mechul ama sizi bu bomba gibi habere hazırlamak istedim :P) aslında işin asıl aslını  m1 gin anlatacak benim ingilizcem henüz o seviyeye zıplayamıyorr SONUÇ: işte öle böyle şöyle sonra daha sonra öyle olunca... böyye sürüüüüüo gidioooo:D

 Neden bahsediyorsun ey CAMBAZ!?

Bu noktada acaba bir mail mi gönderildi diye posta kutumu kontrol ettim... Ama yeni bir şey yok.

Merakta kalmak istemiyoruz!
Ya da en azından ipucu istiyoruz! 

Bu noktada, CAMBAZ'dan bir özel mesaj aldım. Bana bir ipucu verdi.

Kontrol ettim ey CAMBAZ. Lakin beklediğimin altında bir skor... Hani sağa bir adet "0" daha eklenmiş olsaydı belki...

Biraz açgözlü müyüm, neyim.

Bundan sonrası CAMBAZ'a kalmış; ister ifşa eder, ister saklı tutar.

arkadaşlar olay (!) şu :D ben geziyordum nette gezdim gezdim gezerken bir site gördüm sonra o sitede diyordu ki sitenizin pahasını öğreninn kafamda ampuller toplantısı olduğunu fark ettiim birden sonra m1gine dedim kiiii: sevgili m1gin hadi öğrenelim öğrendik öğrenmesine deee site cevabı ingilizce göndermiş benim tek kelime ingilizcem yok cahillik işte baktım bişi yapamıyacam  m1gine dedim çevir şunu dönsün sitedeki herkes görsün ama m1gin pahayı az bulmuş olacak o sebeptendir ki buraya eklememiş  umarım açıklayıcı olmuştur çook mühim bir konu olmak la beraber ilgi seviyesi sıfır (0) azlığından dolayı  sitemize eklenmemiştir  (m1gin okulda sana hiç sıfır not vermeişler galibaaaa neden sıfırlara bu kadar önem veriyorsunn koca bi boşluk sonuçtaa sen sıfır istedinde ben sana sayamayacağın kadar sıfır vermedim mi:D) sitemizin gerçek değeri ==>100000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000

0000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000

0000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000

0000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000

0000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000

000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000

0000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000

0000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000

00000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000,250bin

tl250 kuruş (sonda ki 250 kuruş benim kimse dokunmasınnn ben sakız alcam o paraya çakkışıkarıçakkırcıkııwhcıkkıakkır (dıdıbıdıpıı gibi oldu) ama çiğerken bu sesler çıkıyor

gitmek...

Bugünlerde herkes gitmek istiyor.
Küçük bir sahil kasabasına, bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara...
Hayatından memnun olan yok.
Kiminle konuşsam aynı şey... Her şeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.
Öyle ''yanına almak istediği üç şey'' falan yok. Bir kendisi.
Bu yeter zaten. Her şeyi, herkesi götürdün demektir.
Keşke kendini bırakıp gidebilse insan.
Ama olmuyor.
Hadi kendimize razıyı diyelim, öteki de olmuyor.
Yani her şeyi yüzüstü bırakmak göze alınamıyor.
Böyle gidiyor iste.
Bir yanımız ''kalk gidelim'', öbür yanımız ''otur'' diyor.
''Otur'' diyen kazanıyor.
O yan kalabalık zira.
İş, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile, güvende olma duygusu...
En kötüsü alışkanlık.
Alışkanlığın verdiği rahatlık, monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor.
Kalıyoruz.
Kus olup uçmak isterken ağaç olup kök salıyoruz.
Evlenmeler...
Bir çocuk daha doğurmalar...
Borçlara girmeler...
İşi büyütmeler...
Bir köpek bile bizi uçmaktan alıkoyabiliyor.
Misal, ben...
Kapıdaki rex'i bırakıp gidemiyorum.
Değil bu şehirden gitmek, iki sokak öteye taşınamıyorum.
Alıp götürsem gelmez ki...
Bütün sokağın köpeği olduğunun farkında.
Herkes onu, o herkesi seviyor.
Hangi birimizle gitsin?
''Sırtında yumurta küfesi olmak'' diye bir deyim vardır;
evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin.
Kendi imalatımız küfeler.
Ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada.
Ölüm var zira.
Ölüme inat tutunmak lazım.
İnadına kök salmak lazım.
Bari ufak kaçışlar yapabilsek.
Var tabii yapanlar.
Ama az.
Sadece kaymak tabakası.
Hepimiz kaçabilsek...
Bütçe, zaman, keyif...
Denk olsa.
Gün içinde mesela...
Küçücük gitmeler yapabilsek.
Ne mümkün.
Sabah 09.00, aksam 18.00.
Sonra başka mecburiyetler.
Sıkışıp kaldık.
Sırf yeme, içme, barınmanın bedeli bu kadar ağır olmamalı.
Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
Bir ömür karşılığı bir ömür yani.
Ne saçma.
Bahar midir bizi bu hale getiren?
Galiba.
Ben her bahar aşık olmam ama her bahar gitmek isterim.
Gittiğim olmadı hiç.
Ama olsun... İstemek de güzel

bu günler de ayyynı bu durumdayımmm kafam bi garip aklımm uzaklardaa gitmekk tek çözüm gibi geliyorrr  ve ben gidemiyorm .CAMBAZ kırıldı kolu bacağı dağıldı uçtu kaçtı bıktı CAMBAZ düştüüü CAMBAZ kırıldı CAMBAZ dağıldı CAMBAZ küstü .CAMBAZ geri gelecek ama önce kendine gelecek o dönene kadar sırıtın (ya bu öss bende yan etki yaptı sokağa çıkıp imdaaaatttt die bağırasım var )

Bir süredir aklımda olan bir soru var... Neden sitenin (yani www.mbirgin.com) saati bir saat geri?

Acaba bu mevzu ne zaman ve kim tarafından sorulacak, diye merak ediyordum.  

Normal şartlarda sistemin saati, Türkiye'nin yerel saati olan GMT+2 'ye göre ayarlanmış durumda. 

Öte taraftan yaz uygulaması dolayısıyla saatler bir saat ileri alınınca yerel saat GMT+3 haline dönüştü. 

Henüz bir sıkıntı ile karşılaşmadığım için, yeni bir düzenleme yapmaya üşeniyorum. 

Nasıl olsa, yaz bitince, normal saate geri dönülecek. 

Bu soru saatler ileri alındığından beri aklıma geliyor aslında ama bir türlü soramamıştım

Not: Sanırım bir daha kış-yaz uygulaması olmayacak. Yani saatler bir daha geri alınmayacakmış. Bilginize...

 Hmm... Soramayışınızın sebebini sormak istiyorum. 

Saatlerin değiştirilmeyeceği konusunda ciddi misiniz? 

Bari, geri alındıktan sonra, sabit hale getirilse. 

Sebep? hmmm
 

Ciddiyim.. daha doğrusu bu yüzde yüz emin olduğum bir bilgi değil, ortalarda dolaşan bir söz

İnternette bir çok haber bulabilirsiniz Fakat uygulma noktasında farklı şeyler de söyleniyor...

İnternette dolanırken rastladığım haberlerden biri...

ANKARA- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, yıl boyunca aynı saat diliminde kalınması (yaz saati uygulamasının kaldırılması) ve zamanın belirlendiği referans meridyenin değiştirilmesi konusunda kurum ve kuruluşlarla konsensüs sağladı.

Bakanlar Kurulu da onay verirse, söz konusu uygulamaya geçmeden önce hava yolları, banka, borsa gibi uluslararası işletmecilik yapan kuruluşların adaptasyonu için 1,5-2 yıl kadar süre verilecek, ardından uygulama başlayacak.

SON KEZ UYGULANACAK

Buna göre, söz konusu uygulamaya bu yıl geçilmeyecek, saatler her yıl olduğu gibi bu yıl da Ekim ayının son pazar günü bir saat geriye alınacak ve kış saati uygulamasına geçilecek.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının, enerjinin daha verimli kullanılması için yıl boyunca aynı saat diliminde kalınması ve referans meridyeninin batıdan doğuya kaydırılması konusunda başlattığı çalışma, kurum ve kuruluşlar tarafından benimsendi. Yetkililer, uygulamanın teknik kısımlarının doldurulmaya çalışıldığını belirttiler.

1,5-2 YIL ADAPTASYON SÜRESİ VERİLDİ
Uygulamanın başlama tarihi olarak önce 29 Mart 2009 tarihinin benimsendiğini belirten yetkililer, ancak, borsa, finans kuruluşları, hava yolları şirketleri, basın-yayın kuruluşları, bilgi işlem sektörü ve takvimcilerin isteği üzerine 1,5-2 yıl kadar adaptasyon süresinin verilmesine karar verildiğini kaydettiler.

Uygulama yürürlüğe girerse Türkiye'nin kış aylarında kullanılan İzmit'ten geçen 30 derece doğu boylamı referans meridyeni ve GMT 2 zaman dilimi, yaz aylarında kullanılan Iğdır'dan geçen 45 derece doğu boylamı referans meridyeni ve GMT 3 zaman dilimi yerine, Ordu-Fatsa ve Gaziantep hattından geçen 37,5 derece doğu meridyeni referans meridyeni olarak kabul edilecek ve tüm yıl boyunca GMT 2,5 saat dilimine geçilecek.

Şu anda yılda 7 ay olarak uygulanan ileri saat uygulamasında 1 milyar kilovatsaatin (kWh) üzerinde elektrik tasarrufu sağlandığını belirten yetkililer, uygulamanın yıla yayılmasıyla tasarrufun miktarının çok daha artacağını kaydettiler.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞININ ÇEKİNCESİ DEVAM EDİYOR
Söz konusu uygulamalarla ilgili kurum ve kuruluşlardan görüş isteyen Enerji Bakanlığına olumsuz görüş belirten Dışişleri Bakanlığı, uygulamanın AB ile ticaret hacminin olumsuz etkileyeceği yönünde kaygıları bulunduğunu belirtti.

SON KARARI BAKANLAR KURULU VERECEK
Söz konusu uygulamaların yürürlüğe girmesi için 697 sayılı kanunun 2. maddesinde geçen ''Greenwich'e göre 30'uncu derecede bulunan boylam dairesi Türkiye Cumhuriyeti saatleri için esas alınır. Ayrıca başlangıç ve bitiş tarihleri belirtilmek ve bir saati aşmamak şartıyla yaz saati uygulamaya Bakanlar Kurulu yetkilidir'' ifadesinin, ''Greenwich'e göre 37,5 derecede bulunan boylam dairesi bütün Türkiye Cumhuriyeti saatleri için esas alınır'' şeklinde değiştirilmesi gerekiyor.

607 sayılı kanunun 2. maddesinde geçen yaz saati uygulaması yapılırken 29 Mayıs 2009 tarihinde (veya belirlenen zamanda) saatlerin 30 dakika ileri alınacağı ve bir daha geri alınmayacağı kararının Bakanlar Kurulu tarafından alınmasıyla herhangi bir kanun değişikliğine ihtiyaç duyulmayacağı da belirtiliyor.

DÜNYA NÜFUSUNUN YÜZDE 77'Sİ YAZ SAATİ UYGULAMASI YAPMIYOR
Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 77'si (yaklaşık 4,5 milyarı) yaz saati uygulaması yapmıyor. Yaz saatini AB ülkeleri, ABD, Kanada, Meksika, Şili ve Mısır uyguluyor. ABD, Kanada, Avustralya ve Brezilya gibi yaz saati uygulayan ülkelerde ise bazı eyalet ve bölgelerinde yaz saati uygulaması yapılmıyor.

Her ülke kendisine uygun bir meridyeni saat uygulamasında referans meridyeni olarak alıyor. Dünya üzerindeki ülkelere bakıldığında, mümkün olduğunca ülkenin doğusundan geçen meridyenleri referans olarak aldıkları görülüyor (Örneğin Yunanistan ve Bulgaristan İzmit'ten geçen 30 derece doğu boylamını referans olarak alıyor. Yaz saati uygulaması yaparken de Iğdır'dan geçen 45 derece doğu boylamını kullanıyorlar).

Türkiye ise dünyadaki durumun tersi olarak AB ülkelerine uyum sağlamak için batı bölgesinden geçen 30 derece doğu meridyenini referans olarak alıyor. Türkiye'de yılın 5 ayı kış saati, 7 ayını ise yaz saati uygulaması yapıyor.

Referans meridyenin batıda olması durumunda; Türkiye'nin doğusu ile batısı arasındaki zaman farkı 1 saat 16 dakika olduğu için, özellikle doğu bölgelerinde kışın güneşin erken saatlerde batması, halkı sosyal, psikolojik ve ekonomik olarak olumsuz etkiliyor. Bunun yanında aydınlatma gereksiniminden dolayı elektrik tüketiminde artışa sebep oluyor. Ayrıca bu dönemde akşamın erken olmasından dolayı, trafik yoğunluğu ve kazalarda artışlar görüldüğü de belirtiliyor.

TÜRKİYE İÇİN EN UYGUN MERİDYEN
Türkiye'nin doğusundan geçen meridyeni (45 derece doğu meridyeni) referans olarak alması durumunda saat farkının fazlalığından dolayı batı bölgelerinde güneşin geç doğmasından kaynaklanan problemlerin ortaya çıkacağı da düşünülüyor. (Örneğin; Edirne'de güneş 21 Aralık'ta 07.30'da doğarken, 08.30'da doğacak)

Türkiye ile aynı duruma sahip ülkeler bakıldığında (iki meridyen arasında kalan ülkeler), bu ülkelerin ortalarından geçen yarım (buçuk) saat dilimlerini referans olarak aldıkları göze çarpıyor.

Türkiye'nin bu ülkeler gibi ortasından geçen meridyeni (Ordu-Fatsa ile Gaziantep hattından geçen 37,5 derece doğu meridyeni) referans alması durumunda, saat uygulamalarından kaynaklanan sorunların azalacağı ve yıl boyunca aynı saat diliminde kalınmasıyla kış aylarında da enerji tasarrufu sağlanacağı düşünülüyor.

Bu uygulama ile Türkiye daha önce aynı saat diliminde bulunduğu Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Finlandiya ve Ukrayna'dan kış döneminde yarım saat ileride, yaz döneminde de yarım saat geride kalacağı belirtiliyor. (AA)