Dünyanın Gelmiş Geçmiş En Mutlu Çifti Kim?

Cevap:  Hz. Adem ile Hz. Havva çiftidir...........ÇÜNKÜ ;

Hiçbir zaman Hz.Adem'in de, Hz. Havva'nın da kaynanaları olmadı...

Hiçbir zaman Hz. Adem de, Hz. Havva da aldatılmaktan korkmadı....

Hiçbir zaman Hz. Adem,  " Arkadaşlarımla maç yapmaya gidiyorum " diye evden kaçamadı...

Hiçbir zaman Hz. Havva, kız arkadaşlarını eve toplayıp akşama kadar dedikodu yapamadı...

Hz. Havva hiçbir kavgadan sonra  " Bıktım artık, ben annemin evine gidiyorum " diyemedi ve Hz.Adem de onu almak için kaynanası ile yüzleşmek zorunda hiçbir zaman kalamadı...

Hz.Adem hiç uzun iş görüşmeleri için yurt dışına gidemedi...

Aralarında hiçbir zaman yemek az pişmiş, çok pişmiş diye kavga çıkmadı...Çünkü ateş onlardan yıllar sonra bulundu(!)...

 Hz.Havva hiçbir zaman kuaföre gidip, saatlerce Hz.Adem'i bekletemedi...Hz.Adem ise pazar günleri maçlara gidip Hz.Havva'yı eve kapatamadı...

Hiçbir zaman aralarında Sevgililer Günü'nü unutmaktan doğan kavgalar çıkmadı

Hiçbir zaman birbirlerinin yüzüne telefonu kapatamadılar. Telefonda kavgada edemediler...

Randevulara gecikince trafiği bahane edemediler...

Yüksek gelen faturalar nedeniyle tartışamadılar...

Hiçbir zaman yanlış gelen bir cep telefonu mesajı ya da e-mail üzerine tartışamadılar...

Kolesterol diye sorunları olmadığı ve zaten başka alternatifleride bulunmadığından birbirleri için daima " En çekici karşı cins" oldular...

Özel günlerinde, birbirlerinin sevmedikleri arkadaşlarını eve davet edip abuk sabukluklarına katlanmak gibi bir zorunlulukları hiç olmadı...

Hiçbir zaman siyaset-politika konusunda dil, din, ırk tartışmasına giremediler...

Hiçbir zaman, her ikiside başkalarına kızıp, sinirlerini birbirlerinden çıkaramadılar...

Hz.Adem hiçbir zaman kahveye takılıp, Hz.Havva'yı yalnız bırakmadı...

Hz.Havva hiçbir zaman komşuları ile lafa dalıp eve gecikemedi...

Hz.Havva anamızın kıyafeti Hz.Adem babamızın açısından hiçbir zaman sorun teşkil etmedi, bu yüzden hiçbir zaman çileden çıkmadı...

Hiçbir zaman ikisininde modaya uymak gibi bir dertleri olmadı...

Hz.Havva anamız hiçbir zaman perhiz yapma gereği duymadığı için, diyetisyenlerin elinde canından bezme durumuna gelmedi...

Hiçbiri zayıflayıp güzelleşmek için spor tesislerinde canını telef etmedi...

Amerikan işgalleri ile hiç zaman strese girmediler...

Giyinmek için mağaza mağaza dolaşmak zorunda hiç kalmadılar...

 Abuk sabuk televizyon programlarına çıldırmadılar...

ALLAH MUTLU MESUT ETSİN AMA EVLİLİĞİN TUZU BİBERİ DİİL MİDİR  BU TÜR OLAYLAR ( EN AZINDAN

BEN HALA BUNA İNANMAYA ÇALIŞIYORUM VE DİYORUM Kİ BOŞANMA OLAYI DA TUZUN FAZLA KAÇMIŞ

HALİDİR?)  DEMEK Kİ ONLAR TUZU DA BULAMAMIŞLAR BENCE KAÇIRDIKLARI FAZLA BİŞİ YOK 

 Binlerce yıldır çözmeye çalışıp,işin içinden çıkamadığımız bir konudur kadın,erkek ilişkisi.Bu konuda espri yapılması kadar doğal birşey de olamaz.Ancak bu espri mübarek insanlar üzerinden,özellikle de bir peygamber üzerinden yapılmamalı bence.

İlklerden bahsedeceksek  Hz.Adem ve Hz.Havva  dünyada,bir çocuğu öldürülen,bir çocuğu da katil olan ilk çifttir.

ahde vefayı ilk ihlal edende ve bunun hüznü ve pişmanlığını ilk tadanda TAKDİR'İ İLAHİ yine hz. Adem ve hz.Hav vadır.serde gurbet varkaen hangi mutluluktan bahsedebilirizki hem,şu dünya denen handa aynı odalarda kalan mutlak yanlızlardır benim için karı koca ben dahil

'yalnızlık' ve 'mutluluk' kavramları herkese göre değişiyor... bence de yalnızız hep yalnız olucaz, fakat mutlu olmaya mani değil bu yalnızlık... ve yalnızlığımız tek başına kalmak anlamında da değil benim için, .. çok farklı,üzerine sayfalarca yazabileceğim bir yalnızlık..

serde gurbet varken bahsedebileceğimiz bir mutluluk vardır. o da sılaya kavuşmaktır;)  ve sılaya döndüğünüzde size sorulacak, siz de anlatacaksınız gurbetinizi, sırf bu anı düşünerek bile bir çok andan mutluluk çıkarılabilinir.

bir yetimin başını okşadığınızda bu ne güzel mutluluktur ... ihtiyaç sahibi birine el uzattığınızda bu ne güzel mutuluktur... eşiniz sizde razı olduğunda bu ne güzel mutluluktur, bu dünyada arkanızdan duacınız olacak evlatlar yetiştirmek ne güzel mutluluktur, diktiğiniz bir fidanın yeşerip kocaman bir ağaç olması ne güzel bir mutluluktur..... dahası da var..hem de o kadar çok ki... sayfalara sığmaz bu mutluluklar.. işte bu anların tadını yaşamak lazım, ... keyfini çıkarmak lazım... ALLAH rızası için yaşayan her insan mutlu olabilmeli bence...

ve mutlak yalnızlardır diyorsunuz ya karı-koca lar için... 'bir' olamamış her çift yalnızlıdır hklısınız.. ama 'bir' olabilmişseniz yalnızlıktan söz edilemez.. 'bir' olmak ne demek?karşındaki insan seni seviyorum dediğin de sadece ben de seni seviyorum demek değil 'beni sana sevdiren RABBİM de seni sevsin ' demek... birbirlerine yine 'rıza' ekseninde muhabbet beslemek demek..  yani aynı mutlulukları paylaşabilmek demek.. ve daha çok mutluluk için birbirlerini etkilemk demek...ve bence bu şekilde yapılmış evlilikler yeni mutluluklar için ardına kadar açılmış bir kapı...huzurun diğer adı..

aradaki mutsuzluklarımızın sebebi ise belki de O'nun rızası dışı hareketlerimizin sonuçlarıdır...kim bilir...

         ''Söylediğim kudret'i fehmincedir,

          Fehm'i dürüst nerde  ki söz incedir''

                                               Hz.Mevlana

deniz_mavidir kardeşim,nasıl minnettarım sana bil,yazdıklarınla maksadı hasıl ettin,ayna olan gönlüne genişlik ve parlaklık dilerim,

Yanlızlık kutsal ve içinde bahtiyarlık,kanmak olan bir susuzluk,umulurki su kendi gelir bulur ve kandırır herşeye!

''bu dinde ruhbanlık yoktur'' hadis'i şerifince benimde kasdım ruhbanlık değildi elbet.

est. fsefali,ne dedik ki minnettar olasın;) sanırım aynı düşünüp farklı ifade etmişiz... ;)

iyi dileklerin için teşekkür ederim,bilmukabele;) :)