Siz iştahlandırmaya devam bakalım ey citizen, 
Bakalım ne zamana kadar dayanacağım!? 

Demişsiniz ki;
" Biz de olduğu gibi servis sıra ile yapılmıyor. Çorba, bütün yemek çeşitleri, börekler, salatalar, meşrubat, tatlı, meyve hepsi biz oturmadan sofraya yerleşmiş durumda. Tabi oldukça düzenli, hepimiz için ayrı servislerle."

Diyorum ki;
İşte bu ya! Envaiçeşit lezzetin tümü sofrada. Dilediğinizden yiyebilirsiniz. Bizdeki gibi beklemek zorunda değilsiniz. 
Kaldı ki, onca çeşit sofrada olunca, hem ihtişamlı bir görüntü ortaya çıkıyor, hem de iştah açıyordur. 

Rambutan, kivi ile hindistan cevizinin birleşimi gibi duruyor sanki. 
Mangonun tadı şeftaliye benziyor mudur ki? 
Papaya dış görüntüsüyle bir armut; iç görüntüsüyle de kavun ya da kabak tatlısını andırıyor. 
Mangastan da, fındık çağrışımı yaptı bende. 
Guavada zorlandım; yine de görüntü itibariyle ham karpuz benzetmesini yapabileceğimi sanıyorum. 

Bu ürünlerden en iştah kabartanı rambutan gibi duruyor. Acaba tad sıralamasında da öyle midir ki? 

 

m1gin seni bilemem ama mangostan bana sarımsağı hatırlattı. Hayatta en nefret ettiğim iki şey sarımsak ve soğandır.  O yüzden mangostana 10 üzerinden -10 veriyorum.

 Sizi bir an önce oraya yollayalım diyorum,mbirgin. 

Marketten tavuk alıp pişirilecek şeylerde değil bunlar.

Sofraya oturunca bir an insan kendini kaybedecek gibi oluyor.İtiraf ediyorum.

Tattığım meyvelerden sadece, evet mango şeftaliyi hafif andırıyor.Ama daha lezzetli.Diğerlerini benzeteceğim bir meyve yok.

Rambutan kivi gibi sert değil, o kabuk mandalina kabuğu gibi elle soyulacak kadar yumuşak.Ve ondan daha küçük.

Papayanın şeker oranı çok düşük, hafif küf kokusu aldık.Küçük bir kavun büyüklüğünde.

Mangostan,dıştan sert,bıçakla açmak zorundasınız.Ama sehrazad içinde oldukça yumuşak ve şimdiye kadar tatmadığım lezzet ve güzellikte bir meyve var.Yani önyargın karşılaşırsan tatmana engel olmasın.Sarmısakla uzaktan yakından alakası yok.Erik büyüklüğünde bir meyve.

Guava,babam ilkin armut zannettiği için satın almadı. Yani o büyüklükte. İnce kabuklu,küçük çekirdekleride yutuluyor (çıkarabilene aşkolsun)

Aslında çoğu ile İstanbul'da karşılaştım,ama fiyat nedeniyle tatmamıştım.Mangostan kilosu 60 tl idi.

 

   Gidiş tarihimize günleri sayarken şimdi dönüş tarihimiz gelmişti bile. 23 gün ne zaman dolmuştu.

  Sabah 10.30 ’da olan uçağımıza rahat yetişebilmek için 07.30’da otelden ayrılıyoruz.

  Kavuşmak çok güzel de ah şu ayrılık olmasa. Bir gün önce, sabah namazından sonra Peygamber Efendimizi ziyarete girdim. Eskiden kum olduğu için “kumluk” olarak adlandırılan, şemsiyelerle üzeri kapatılan bölüme Kubbe-i Hadra’yı görecek şekilde oturup Kur’an-ı Kerim okudum. Aslında Kubbe-i Hadra’yı seyretmek gerekmiyor. Ancak kadınların ziyareti sırasında Kabr-i Saadet’in her tarafını kapatıyorlar. Sadece beyaz perde ve kitaplık görüyoruz. Eğer başınızda bir rehber yoksa Peygamber Efendimizin, Hz.Ebu Bekir’in ve Hz.Ömer’in tam yerini kadınlar bilemiyor. Ancak biliyorum ki Peygamber Efendimiz Kubbe-i Hadra’nın altında. Oraya baktığım zaman tam altında O’nun olduğunu düşünüyor ve kendimi O’na daha yakın hissediyorum. Layık olmasakta tekrar davet etmesi için yalvarıyorum. Bilir misiniz, oralara Allah cc. davet edermiş. O’nun davet ettiği orada kalır, yani orada vefat edermiş. Peygamberimiz davet edermiş. O’nun davet ettiği, oraların aşkı ile yanar, hep gitmek istermiş. Bir de şeytan davet edermiş. O’nun davet ettiği, gider, hiçbir tat almaz. Orada günlerini maneviyattan uzak geçirir. Bir daha da gitmek istemezmiş.

   Medine’ye gelişimizde olduğumuz gibi sadece 5 kişi havaalanına ulaşıyoruz. Sadece 2 saat beklememiz gerekiyor. Saat on buçuğa doğru uçağa alınıyoruz. Cidde’den gelen uçakta oradan alınan yolcular var. Tarifeli uçak olmadığı için koltuk numaraları kullanılmıyor. Boş bulduğumuz yere oturuyoruz. Onbeş dakika sonra klimalar susuyor. İçeride bunaltıcı bir hava. Hala havalanmadık. Bir saat böyle geçiyor. Havalanmayan uçakta meyve suyu servisi başlayınca bir terslik olduğuna emin oluyoruz. Homurdanan 400 yolcu, çalışmayan klimalar. Sıkıntılı geçen o bir saatten sonra gelen anons daha da can sıkıcı “Uçağımızda ki teknik bir sorundan ötürü sizi tekrar bekleme salonuna alacağız”. Uflamalar eşliğinde 1 saat önce bindiğimiz uçaktan inip, tekrar salona dönüyoruz. Böyle bir durumda insanın canını her şeyden çok sıkan şey belirsizlik. Hiçbir açıklama yok. Muhatap bulamamak özellikle erkeklerin sinir katsayısını arttırıyor. Rahatsız havaalanı koltuğu üzerinde, ne zaman havalanacağımızı bilmeden, mescid bile olmayan bir ortamda 5 saat bekledik. Size 5 saat az gelebilir, ancak o ortamda 5 saat 24 saatten farksızdı bizim için. O beş saatte farklı bir uçak geleceğini düşünmüştük. Ancak uçağa geri götürüldüğümüzde aynı uçakla karşılaştık. Uçuş görevlilerinin morali bozuk görünüyordu. Müthiş bir belirsizlik, korku, acabalarla uçağa bindik. Normalde hostesler yolculara kötü anlarda bile durumu normal göstermek için eğitilmişlerdir. Ancak bir hostes yolculardan birine “Dua edin vatanımıza sağ salim dönelim” deyince benim moral tamamen çöktü. “Demek buraya kadarmış” dedim, kendi kendime.

   Besmeleler, dualar, sureler dilimizde havalanıyoruz. Uçaktan gelen her garip seste dikkat kesiliyorduk. Sinir bozukluğu nedeniyle uzun süre ağlayan, tansiyonu, şekeri fırlayan, oksijene ihtiyacı olan yolcular oldu. Uçak içinde doktor anonsları yapıldı. Dönmek için hepimiz o uçağa mecbur bindik ama hepimiz gelen garip sesler, görevlilerin tutumu nedeniyle her an düşmeyi bekliyorduk. Etrafıma baktım, “Bu 400 kişinin vadesi bu gün, aynı anda doluyor galiba.” diye içimden geçirdim. O an korktuğum ölüm değildi de, düşersek, o andan korkuyordum. Bir yokuştan hızlı insek karnımıza yumruk yemiş gibi oluruz, hızla düşen uçakta nasıl hissedecektik. Havamız kesilecekmiydi? Ne hissedecektik? Peki ya çarpıncaya kadar sağ kalırsak? Kafamda onlarca soru dönüyordu. Ölüm bize, biz ölüme her an yakınız ama hiç ölmeyecek gibi yaşıyoruz. Ancak böyle bir tecrübeyi ilk kez yaşadık. Kemer uyarısı yapılmadığı için sevinirken daha yolumuz varken kemer uyarısı geldi. O ana kadar rahatmışım meğer. Yalnız tek tesellim vardı. Kutsal topraklardan, tövbe kapısından dönüyor olmamızdı. Hani bir şey olsa da, her halde olabileceğimiz en günahsız halde idik.

    İstanbul üzerinde de bir saat fazladan dolaştıktan sonra, defalarca açılıp kapanan iniş takımlarının seslerini dinleyerek. Sonunda yolculuğumuz sona erdi. Herkes öyle gergindi ki kimse mutlu olmayı bile beceremedi. Sadece son sürat uçağı terk etti.

    Henüz gülerek anacağımız kadar uzun bir zaman geçmedi, ama ölümü hatırlamamız için illa ki bozuk bir uçağa mı binmemiz gerekiyordu. Peygamberimiz her gün ölümü hatırlamamız gerektiğini söylemiyormuydu zaten. Kabristan yanından geçerken Fatiha gönderir, birgün bizde gideceğiz diye düşünürüm. Şimdi o günü düşünüyorum. Aslında hayatım boyunca gerçek anlamda ölümü hiç düşünmemişim meğer…

Uçakla ilgili olan anınız heyecanlı ve gerilimliymiş.
Öyle bir durumda, 5 saat beklemek hayli can sıkıcıdır. 
Ortamda neden mescid bulunmuyordu ki? 

Uçakta anlattığınız gibi sorun varsa, firma tarafından neden alternatif bir seçenek sunulmamıştı? 
Bile bile öyle bir uçağa binmek de, her yiğidin harcı değil hani! 

Allah, böyle sıkıntılarla yüzleştirmesin, diyerek noktalayayım mesajımı.

Mesajımı göndereli birkaç saat olmuştu ki; zaman önce "Hasbelkader Sitesi" bölümlerinden birini buradaki mesajımla aynı başlıkla; "Uçakta Heyecanlı Anlar" diye adlandırdığımı farkettim. Bunun üzerine bu ek düzenlemeyi yaparak sözünü ettiğim bölümü ve olay sarktığı için bir sonraki bölümü de eklemek istedim. 

• Hasbelkader Sitesi - Bölüm 53: Uçakta Heyecanlı Anlar
• Hasbelkader Sitesi - Bölüm 54: Uçağı Kurtarma Çabaları

Bulunduğumuz salon, geçiş salonuydu.Sanırım o yüzden mescid yoktu.

O günkü en büyük sorunumuz Suudi Havayollarından bir muhatap bulamamaktı.Türk Hava Yolları aldığı bütün ödülleri sonuna kadar hakediyor.Onunla uçuyor olsak eminim farklı bir çözüm üretirler,bizi daha güvenli uçururlardı.

Havayolunu karayoluna her zaman tercih eden ben,bir süre uçmayı düşünmüyorum.  

Uçakta yaşanan heyecanlar sadace esprilerde kalır umarım,tekrar yaşanmaz...

 

 

 

 

Medine

 

 

 Mescid-i Gamame (Bulut Mescidi)

 

 

Medine Valiliği

 

                 Mikat Yeri 

               

Mikat Yeri (Medine'den Mekke'ye giderken ihramsız geçilmeyen sınır.)

 Taze Hurma

 Hakkaten geçmiş olsun citizen.Kutsal topraklardan dönüşünüz hayli stresli geçmiş.Ben bile kendimi o uçağın içinde hissettim bir an . Böylesi korku dolu anlar değil ama ölümü hatırlatan anların yaşanması da gerekli bence . İnsan kendini dünya hayatına kaptırıp gidiyor.Sonra arkasına bakıyor ki Allah için bir arpa boyu bile yol almamış.

Sizin yaşadığınız  resmen ölümü ensenizde hissetmek ve dediğin gibi tek tesellin kutsal topraklardan dönüyor olman. Allah böylesi anları kimseye yaşatmasın inşallah.

nette vakit gecirmeye pek imkanım olmuo ama sitede zevkle okudugum baslıklardan bi tanesi paylaşımları için herkese tesekkürler allah razı olsn özellikle citizen ellerine saglık ;) ... siz gibi insanları gördükçe gıpta ile bakıom ayrıca kendimden utanıom :(

Teşekkürler  ISIK 

Dünya işlerine öyle dalmışız ki hiç ölmeyecekmişiz gibi yaşıyoruz.

Umarım kimse böyle bir tecrübe yaşamaz.Kontrolün elinizde olmaması çok rahatsız edici.

 

Ve teşekkür ederim prisca

Kendinden utanmak için nasıl bir sebep olabilir ki? Hiç sanmıyorum.

Bence kendine haksızlık ediyorsun.Kendinde gördüğün ufak tefek eksiklikler ki hepimizde fazlası ile var, önemli olan kabullenip,düzeltmeye çalışmaktır bence.

 

 Söylemek istediğim daha çok şey vardı. O mübarek yerler anlatılmakla bitmez.Aslında anlatılamaz yerler.Oranın kokusunu ben nasıl anlatabilirim ki?

   Allah giden herkese tekrar,gitmek isteyene de en yakın zamanda gitmeyi nasip etsin.

   Son sözü Osman Nuri Topbaş Hocaefendiye bırakıyorum.

    ...

    Bütün ibâdetler gibi hac ve umre ibâdetlerinin de, ind-i ilâhîde makbûl olabilecek bir kıvamda edâ edilmesi, bir

 

îmân ve irfân ufkudur. Zîrâ hac ve umreyi -mâruf tâbiriyle- “mebrûr” olarak îfâ edebilmek, günahlardan

 

temizlenmeye ve Hakk’ın rızâsına vesîledir. Yâni bu ibâdetlerden arzu edilen netîce, onları ancak Hak Teâlâ’nın

 

râzı olduğu kıvâmda yerine getirebilmekle hâsıl olur.

«Hacılar ve umre yapanlar Allâh’ın ziyâretçileridir. Ziyâret edilenin, kendisini ziyâret edene ikrâm etmesi bir

 

haktır.» buyrulur. Sen bu ikrâmı fark edemediysen hakîkatte ziyâret etmiş sayılmazsın…”1

Hülâsa, Şiblî Hazretleri’nin dikkat çekmek istediği husus:

“Haccı ve umreyi Allâh için tam îfâ edin!..” (el-Bakara, 196) fermân-ı ilâhîsine riâyettir. Şiblî Hazretleri’nin de

 

işâret ettiği gibi Allâh katında mebrûr olacak bir hac ve umre için riâyet edilmesi gereken ölçülerin başlıcaları

 

şunlardır:

1-Hacca ihlâsla niyet edip buna aykırı niyet ve davranışlardan vazgeçmek

2-İhram için elbiseleri çıkarırken mâsivâ elbiselerini de çıkarmak

 

3-Madden ve mânen temizlenmek

 

 4-Haram ve şüphelileri terk ederek Harem-i Şerîf’e edeble girmek ve dînî alâmetlere tâzîm göstermek

 

 5-İrâdeyi Hakk’ın rızâsına kurban etmek

 

 6-Şeytanı ve nefsi taşlamak

 

  7-Devamlı zikir ve duâ hâlinde olmak

 

Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, zikir ve duâ hâlinin muhafazası için mübârek mekânlarda

 

namaz dışı ibadetlerdeki konuşmaların bile ne keyfiyette olması gerektiğini şöyle beyan

 

buyurmuştur:

“Beytullâh etrafındaki tavaf, namaz gibidir. Ancak bunda konuşabilirsiniz. Öyle ise, kim tavaf

 

sırasında konuşursa sadece hayır konuşsun.” (Tirmizî, Hacc, 112)

8-Gönlün ilâhî af, feyiz ve mükâfâtı tatması

Hadîs-i şerifte buyrulur:

“Bir umre, diğer umreye kadar arada işlenenler için keffârettir. Hacc-ı Mebrûr’un karşılığı cennetten başka bir şey

 

olamaz!” (Buhârî, Umre, 1)

İşte Harameyn’e vâsıl olan her mü’min kalbinin arzusu, hac ve umre ibâdetini böyle bir müjdeyle tamamlamak ve

 

bu müjde etrafında takdîm edilen yüce nasip ve hisselere kavuşmak olmalıdır.

Medîne-i Münevvere ziyâreti:

Hac ve umreden evvel veya sonra ziyâret edilen Medîne-i Münevvere’nin, sînesinde kâinâtın en yüce cevherini

 

taşıdığı unutulmamalıdır. O’na ümmet olmanın heyecânı ile apayrı bir edep ve tâzim gösterilmelidir.

Zîrâ Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır:

“…İbrâhim -aleyhisselâm-’ın Mekke-i Mükerreme’yi harem (bölgesi) kılması ve onun için duâ etmesi gibi ben de

 

Medîne-i Münevvere’yi harem bölgesi kıldım...” (Buhârî, Fezâilü’l-Medîne, 6)

Bu sebeble Medîne-i Münevvere’ye de tıpkı Mekke-i Mükerreme gibi belki daha da fazla tâzim göstermek îcâb

 

eder. Çünkü İmâm Mâlik Hazretleri ve Medîne ulemâsı, Medîne-i Münevvere’nin Mekke-i Mükerreme’den daha

 

fazîletli olduğunda ve Fahr-i Kâinât -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in kabr-i şerîfinin bulunduğu mekânın,

 

yeryüzünün en mukaddes köşesi olduğunda ittifak hâlindedirler.4 Zîrâ bütün kâinât, O’nun için halkolunmuş ve

 

O’na ithâf edilmiştir.

Bu hassâsiyetin bir tezâhürüdür ki Mescid-i Nebî’nin imâmı olan İmâm Mâlik Hazretleri Rasûlullâh’ın bastığı

 

toprağa hürmeten, Medîne-i Münevvere’de hayvan üstüne binmez, ayakkabı dahî giymezdi. O kadar edeb sâhibi

 

idi ki, abdest tâzelemek için Medîne-i Münevvere dışına çıkardı.

 

İşte hac ve umre yapanların o iklîmin aziz hatıralarından lâyıkıyla istifâde edebilmeleri için o ulvî mekânlarda

 

edeb ve hürmet duyguları içinde bulunmaları zarûrîdir. Zîrâ hakîkî istifâdenin ilk şartı edeptir.

Hülâsa, makbul ve mebrûr bir hac ve umrenin mümin gönüllere kazandıracağı fazîletler sayısızdır. Ne var ki hac

 

ve umrenin âdâbına riâyet edilmeyip o mübârek beldelerde gâfilâne vakit geçirilirse lâyıkı vechile bir istifâde

 

mümkün olmaz.

 

 Yâ Rab, bizleri Harameyni’ş-Şerîfeyn’i ziyaret ile müşerref kıl! Hac ve umre muhtevâsında yapacağımız ibâdet ve

 

kulluk tezâhürlerimizi mebrûr eyle!..

Âmîn!..

 

 Osman Nuri Topbaş 

    www.osmannuritopbas.com/altinoluk-dergisi/hacc-i-mebrur.html

ooo ooo bitti mi ellerinize diillerinize saglık hocam baska diger diger güzel paylaşımlarınızı da bekleriz

 Sevgili prisca, ilgine teşekkür ederim."hocam" kelimesini okuyunca önce sağıma sonra soluma baktım,kimden bahsediyorsun diye.

Oralar anlatmakla bitmez.Ben oraları kısaca tanıtmak ve 23 günlük seyahatimi anlatmak

niyeti ile yola çıkınca, bir de sıkmamak adına bu kadar yazdım.

Darısı diğer "Umre Notları"nın başına diyelim...

 

Fotoğraflardan özellikle beğendiklerimi ifade etmeyi kaç gündür erteliyordum. Bugün de, üzerinden günler geçmiş olduğu için artık gereksiz olduğu hissine kapıldıysam da, bunun sıradan bir düşünce olduğunu ve benim başka davranmam gerektiğinde karar kıldım! 

Resimlerle ilgili kısa açıklamalar olsaydı, daha iyi olabilirdi, diye düşünüyorum. Gerçi birkaçında bulunuyor; ama hepsinde olsaydı yani. 

Fotoğraflardan özellikle beğendiklerim... Nasıl ifade etsem ki? İşte kareler isimlendirilmiş olsaydı kolay olurdu. 

Neyse uzatmayayım; özellikle beğendiklerim şöyle;

İlk 2 fotoğraf çok iyi görünüyor. Sonra, "Mescid-i Gamame (Bulut Mescidi)" başlığının üstündeki ve özellikle altındaki -ki favorim bu- kareler çok hoş. "Medine Valiliği" başlığının üstündeki karede üzerinde oyalandığım fotoğraflar arasında. 

Sonuç olarak, bu güzellikleri bizlere sunan citizen'e teşekkürler... 

 

Benim hatamdır,üzgünüm.

Genelde şehir manzarası eklediğim için isimlendirmek aklıma gelmedi.

İlk fotoğraf Harem-i Şerif'in dıştan fotoğrafı.O fotoğraftan "Medine" başlığına kadar Mekke

sokaklarında çekilmiş,Harem'e çokta uzak olmayan mahallelerin fotoğrafıdır.Genelde

fakir halkın oturduğu evlerdir çoğu.

"Medine" başlığı altında ki kapı Mescid-i Nebevi'nin kapılarından biri.

Bulut Mescidi;İlk bayram namazı kılınan ve Peygamberimizin yağmur duası yaptığı mescid.

Sizin favoriniz,önceki sayfada da beğendiğiniz  Osmanlı eseri "Amberiye Mescidi" 

Altta ki havuz (sormadınız ama,benden olsun) Amberiye Mescidi'nin yanında bulunuyor.

İlginize ben teşekkür ederim

 

 

 

UMRE NOTLARIM
Sa. Allah’ın selamı bereketi üzerinize olsun. Eğer umre yapmaya niyetlendiyseniz sizi kutsal topraklarda rahat ettirecek, daha fazla ve daha rahat ibadet etmenize yardımcı olacak bilgiler vermek istiyorum. Ben bazı sıkıntılar yaşadım ve etrafımda buna benzer olaylar gözlemledim aynı sıkıntıları oraya gidecek arkadaşların yaşamaması ve bu ziyaretin anlamını yitirmemesi için yazıyorum bunları. Bazıları sizin için çok gereksiz olabilir ama bilmeyenler için de faydalı olabilir. En ayrıntısına kadar her şeyi yazmaya çalışacam, inşalah sıkıcı olmaz ve size yardımcı olur. Dua ederseniz sevinirim. Allah razı olsun.
GİYİM İÇİN
Mekke ve Medine çok sıcak yerler. Ama Nem oranı düşük olduğundan kısa sürede alışabilirsiniz. Yüzde yüz pamuklu iç çamaşır götürmenizi ve giysi olarak da pamuklu , keten veya şile bezi tarzı gömlek ve pantolon (yani yakmayacak ) kıyafetler götürmenizi tavsiye ederim. Oradan entari ( genelde Arapların giydiği boydan beyaz kıyafet ) almak isterseniz mümkün olduğunca pamuk oranı fazla olanları tercih edin. Mescidin etrafındaki dükkanlarda pek kaliteli şeyler satılmıyor. 35 riyale ( 14 türk lirası ) alacağınız bir entari çok kötü değildir ama yine de sizi terletir. Ayrıca entarinin uzunluğu namaz kılmanızı zorlaştırabilir. Bunun yerine daha kısa ve pantolonu içinde ( Pakistanlı ve Afganların enterilerine benzer) bir entari alabilirsiniz. Renkli alırsanız içini göstermez ve çok sık kirlenmez. Naylon pamuk oranına dikkat edin. Elbiselerinizin temizliği için Mekke ve Medinede bir çok yerde kuru temizleme var. Ben sadece ütü yaptırdım. 5 riyal ( 2 tl )
Ayrıca tavaf yaparken kullanabileceğiniz patik veya çorap tarzı bir şey götürebilirsiniz. Bir gün içerisinde 10 a yakın tavaf yapmak isterseniz ayaklarınızın altı ağrımaya başlayabilir.
Sıcaklar için başınızı örtebileceğiniz pamuklu bir tülbent, Mekkede mescidin etrafında süren inşaat çalışmalarındaki tozdan korunmak için ağızlık, terinizin soğumaması için sırtınıza koyabileceğiniz ince havlu almanızı Tavsiye ederim.
İhram için mümkün olduğunca ince bir havlu tecih edin. Hatta Pakistanlılar ihramda havlu yerine bez kullanıyorlar. Rahatsızlıkların çoğu ihramlıyken terleyip soğumadan olabiliyor. Çünkü tavaf alanı güneşin altında ve çok sıcak iken mescidin iç tarafları pervanelerle soğutuluyor. Hatta yeni yapılan son bölüm klimalı ve aşırı serin, mermerleri buz gibi. Dinlenirken veya namazda mecburen bir pervanenin veya klimanın önünde oturmak zorunda kalabilirsiniz. İhramlıyken aşırı terleme ve çabuk soğuma hasta edebilir. Bir arkadaşım 10 günlük Mekke ziyeretinde 5 gün hasta otelde yattı.
Bir de ihramlıyken terlemeden ve tavaf ve say’da çok yürümeden kaynaklanan kasıklarınızda pişik oluşabilir. Bunun için pudra götürürseniz rahat edersiniz.
Terliğiniz mümkün olduğunca hafif ( taşıması kolay) ayağınızı yara yapmayacak ve su çekip koku yapmıyacak bir şey olsun. Terliğinizi bir poşet veya bez çanta koyarak yanınızda taşıyabilirsiniz. Ben bunu inatla yapmadım dört beş kez terliğim kayboldu. İhramli iken dikişli terlik veya çorap giyemezsiniz buna dikkat edin.
Yanınızda içinde kuran, seccade, terlik, telefon, vb malzemelerini taşıyabilecek büyüklükte ve en önemlisi hafif bir çanta almanızı tavsiye ederim. Çantaya mutlaka isim telefon ve otel isminiz yazın.
 

ULAŞIM
Havayolu ile
Eğer bir acenteyle gidecekseniz sizin yapabileceğiniz bir şey yok. Ama eğer kendiniz gitmek isterseniz birkaç alternatif var. Direk uçuş yapabilirsiniz veya internetten iyi bir araştırmayla fiyatı çok uygun aktarmalı uçuşlar bulabilirsiniz. Suudi havayolları için türk hava yollarından daha kaliteli diyorlar. Ben Türk hava yollarını kullanıncaya kadar çok kaliteli bir şirket olduğunu düşünüyordum. Ama çok garip şeyler gördüm sizle paylaşmak istiyorum. Thy uçaklarında kilo sınırı var yurt dışı için 30 kg + 10 lt zemzem. Üstü için kilo başına 12 tl gibi bir ücret ödemeniz gerekiyor. Ayrıca çantalarınızda sizinle beraber geliyor mu kesin emin olmayın ve çok önemli eşyalarınızı ( pasaport, kimlik, telefon, dizüstü, para vb.) uçakta yanınıza el çantanıza alın. ( el çantanızda kesici aletler bulunmasın, makas bıçak vb.)
Mesela benim çantamın ve sadece bizim kafileden birkaç ailenin daha çantaları Cidde’ye ulaşmadı. Sizin elinizde olan bir şey değil. Çantanın biri gelip diğeri gelmeyebiliyor. Ve thy nin kayıp bürosu harika değil. Elinizden gelen tek şey tutanak tutturmak. Çantanız mutlaka sizi bulur gelir diyorlar ama benimki hala gelmedi. Bakalım ne zaman bulacak. Mesela kafilemizden bir ailenin valizini işaretleyen görevli yanlışlıkla başka bir aileninkiyle karıştırmış. Yani Arabistana varıyorsunuz. Türkiyeden özenle hazırladığınız giysiler eşyalar yok. Başkasının kirli giysileriyle dolu bir çanta var. Tutanak bile tutulamadı böyle bir şey için. Yani hak bile iddia edemiyorsunuz. Nasip diyorlar, hac meşakkattir diyorlar sabır diyorlar. Siz de bir şey demiyorsunuz. Zaten umre boyunca diyanet “hac meşakkattir” sözünü her daim aklınızda tutuyor. Thy da destek oluyor tabi. Thy ile diyanetin arası gayet iyi. Mesela diyanet bizim umre programızın dönüş tarihini thy uçağına göre saatler öncesine aldı. Hem de son gün. Programınızı diyanetin süprizlerine göre yapın orada.
Thy tüm uçakta umreci taşısa dahi buna pek önem vermiyor. Hele uçakta tek tük oturan türk işçiler de varsa durum facia. Siz telbiyeler getirirken yanınızda oturan biri rakısını yudumlayabilir. Eğer Bahreyn, Suudi havayolları gibi alternatifleriniz varsa bence tercih edin.
Uçağa bindiğinizde yerinize başkasını oturmuş görürseniz şaşırmayın. Hostese koltuğum dolu, bu Türkiye deki kötü otobüs şirketlerinde ancak olur dediğimde bana acele edin size kapılmadan boş bir yer ayarlayalım dediler. Başka bir hostes gelip biraz önce arkadaşının oturttuğu yerden siz suçluymuşsunuz gibi muameleyle kaldırabiliyor. Ya sabır diyorsunuz.
Mesela eşinizi ve sizi farklı koltuklara hem de sizi de ve eşinizi de karşı cinslerle yan yana koltuklara vermiş olduklarını görünce yok bu thy yolları olamaz diyorsunuz ama Erkek hostesin cevabı ilginç Türkiye ye inince şikayet edersiniz hem ne var bunda tarzı bir cevap oluyor.
manevi duygularla dolmuş bir anda uçakta karşınıza çıkan mini etekli hostesleri, içkileri gördüğünüzde Oradaki hava alanlarında Thy yolları görevlisi kartlı ama tek kelime Türkçe bilmeyen görevlileri gördüğünüzde o harika o staralliance yıldızlı thy kayıp gidiyor gökyüzünüzde.
Karayolu ile
Karayolu ile umre ve hac yasak, ama bu işi bir şekilde gerçekleştirenler var. Şimdilik Yasal değil ama seneye olacak diyorlar. Çok niyetli olanlar zaten bir şekilde öğrenirler. Ama söyleyeceğim şeylerden biri Medine’ye Hatay’dan has turizm otobüslerinin gittiği ve fiyatının 70 tl olduğu. Birkaç kişiden duydum kesin bilmiyorum.
Özel bir araç ile gidecekseniz Türkiye’den çıktığınızda yakıt çok ucuz. Mesela Suudi Arabistan ‘da depo 20 riyale ( 8 tl ) doluyormuş.
 

MANEVİ HAZIRLIK
Bence her şeyden evvel kutsal topraklara gitmeden önce manevi olarak hazırlık yapmak gerekiyor. Diğer maddi hazırlıklar zaten bir günlük iş. manevi hazırlık derken şunu kastediyorum. Oraya bir anda paldır küldür gitmeyin. O zaman bir geziye gider gibi gidiyorsunuz oralara. Kendimden biliyorum. Oralara gittiğimde keşke gelmeden şunları yapsaydım dedim kendime. Sizlerle paylaşayım inşallah faydası olur.
Öncelikle iyi bir siyer ( peygamberimizin hayatını ) okumak lazım. Sonra sahabelerin hayatlarını ve peygamberimizden sonraki İslam tarihini okusanız iyi olur. Yani bu şekilde Mekke’yi Medine’yi hissetmiş olursunuz. Nerelerde ne yaşandığını, hangi olaylardan sonra nerelerde hangi ayetlerin indiğini, savaşların nasıl olduğunu, sahabelerin fedakârlıklarını vs.
Hatta bunları not edip, ya da okuduğunuz yerleri çizip gittiğiniz yerlerde tekrar okuyabilir, o duyguları hissetmeye çalışabilirsiniz. Yoksa mesela uhud’a gidip işte burada savaş olmuş bir Yasin okuyup dönelim dediğinizde çok bir şey hissedemiyorsunuz. Amacınız oralara gidip manevi doygunluk elde etmekse bence bunlara çok önem verin. Daha önceden kendiniz araştırın hendek savaşı nerelerde olmuş nasıl olmuş. Hudeybiye’de neler yaşanmış. vs.
Bir de gitmeden önce orada bitirebilecek şekilde hatime başlarsanız iyi olur.
Mekkede en makbul ibadetler umre ve tavaf olduğu için fazla kuran okuyamayabiliyorsunuz.
Önce tavaf yapamıyorsan namaz çok yorgunsan kuran. Hiçbirşey yapamıyorsan kabeyi izle diyordu hocalarımız. Günlük konuşmalardan uzak durmak gerekiyor. Bu yüzden çoğu zaman arkadaşlardan ayrı tek takılmak daha mantıklı gibi. Medine de peygamberimizi ziyaret, namaz ve kuranla meşgul oluyorsunuz ve Mekke’ye göre daha kolay daha rahat tabi.

Birde orada sunu gözlemledim insanlar bazı şeyler yapmak için çok zorluyorlar. Çok ibadet etmek için yapılan uğraş bazen ibadetlerin manasını yitirmemize sebep olabiliyor. Hacerül evsedi öpmek için itişmeler filan. Sen kaç öptün ben iki defa öptüm gibi filan. Önemli olan bence bu değil gibi .yani hızlı hızlı yapacağın 10 tavaf yerine hissederek yapacağın daha az tavaf daha manevi haz veriyor insana. Demek istediğim oradaki ibadetleri manasını yitirerek yapmayın. Bir yerlere yetişecekmiş gibi değil de bir daha belki oralara bir daha gelemeyecekmiş gibi son defa yapıyormuşçasına yapın. Uzun sürsün ama hissedin. ben yapamadığım için söylüyorum. Tabi bunlar benim acizane görüşüm, katılmayabilirsiniz.

TAVSİYELER
o Mümkün olduğunca ihtiyaçlarınızı buradan götürün ve orada alışverişe fazla zaman harcamayın
o Çantanıza isminizi telefon numaranızı şirketinizin ismini kalacağınız otelin ismini yazınız.
o Yine çantanıza başkalarının yanlışlıkla almasını önleyecek ve kaybettiğinizde bulmanızı kolaylaştıracak işaretler bağlayıp veya yapıştırıp, yazılar yazabilirsiniz. ( çok önemli bir ayrıntı ben bu yüzden çok vakit kaybettim ve tabi maddi zararını da unutmayın. )

Telefon hattı
Oralarda cep telefonu kullanmanız gerekiyorsa ya Türkiye’de kullandığınız hattı yurtdışı kullanımına ücretsiz açtırabilirsiniz ya da oradan bir hat alabilirsiniz. İlki sizi arayanların ulaşması için kullanılabilir ama söyle bir dezavantajı var aransanız dahi sizden de kontör düşüyor. Yani tarife pahalı. Oradan mobily ve jival ( ismi buydu galiba hatırlayamadım) gibi bir hat alabilirsiniz. Yurtdışı için çok indirimli olmasa da aynı hatları aramak gayet ucuz. Yani orada birbirinizi kaybetmemek için eşiniz veya arkadaşınızla beraber aynı hatlardan alabilirsiniz. Türkiye de ki yakınlarınızı aramak için ise tarifesi iki dakikası 1 riyal ( 400 bin) olan telefon bayilerini kullanabilirsiniz. Havaalanına indiğiniz gibi size hat satmaya çalışyor temizlikçiler filan, fiyatları pek uygun olmayabilir.

KONAKLAMA İÇİN
Eğer bir şirketle gitmiyorsanız otelinizi kendiniz belirleyeceksinizşunları söyliyeyim.
Çok yakın , yürüyerek gidilebilecek ( yaklaşık 150 riyal – 60 tl ) ya da ancak taksi veya servisle gidebileceğiniz uzaklıkta oteller ( yaklaşık 50 riyal – 20 ytl ) var. Taksiler 5 – 10 riyale gidiyor uzaklığına göre. Binmeden pazarlık etmenizde fayda var.
Bizim gittiğimiz otel ancak servisle gidilebilecek uzaklıktaydı.( diyanetin hareme yakın tutulduğu otellerde var. ) Otelde ütü yok ama uyduruk mini çamaşır makinesi var ( elde yıkamaktan farkı yok).
Yemekli Otellerde türk yemek şirketleri var. Yemekler gayet iyi. Çeşit çok. Oradaki programını şimdiden belirlemek isteyenler için kahvaltı saatleri yaklaşık 6.30 10.00 arası
Akşam yemekleri için 19.00 22.00 arası. Bunlar otellere göre değişiklik gösterebilir. İki otelde kaldım ortalama vakitler bu şekilde. Laptop götürecekler için genelde otellerde wirelles var ama şifreyi vermiyebiliyorlar. Mekke ve Medinede Mescide 15 20 dk uzaklıkta internet kafeler var saati 5 – 10 riyal arası değişiyor. ( 2- 4 tl )

 

 

GÜVENLİĞİNİZ İÇİN
Oralarda maalesef kötü niyetli insanlar da bulunuyor. Kutsal topraklarda böyle olaylar ne kadar garip gelse de, kalabalık yerler ve oraya gelen her insanın aynı niyeti taşımaması nedeniyle doğal bir şey. Bence Sizin yapmanız gereken eşyanıza sahip çıkıp kaybetmemek ve bu yüzden oradaki insanlara farklı gözlerle bakmamak.
Pasaportunuzu ve paranızın tamamını çantanızda taşımayın. Yanınızda ihtiyacınız kadar para taşıyın.
İki yakın arkadaşım pasaportlarını kaybettiler geri dönüşte kullanmak için geçiş belgesi aldılar yaklaşık olarak 300 riyal gibi masrafları oldu. Daha öncesinde de gazeteye kayıp ilanı verdiler, Türkiye giriş yaptığınızda havaalanındaki karakoldaki resmi işlemler de cabası. 2 – 3 saat sürüyor.

YEME İÇME İÇİN
Gittiğiniz seyahat acentesi veya tarifeye göre yemekli tip otel veya yemeksiz gidebilirsiniz. Oralara zar zor para biriktirip giden bu yüzden hesap yapanlar için bazı yemeklerin ücretlerini yazıyorum.
Hamburger tarzı yiyecekler 5- 6 riyal ( 2 – 2,5 tl)
Döner ekmek ( fazla büyük değil ve sadece medinede gördüm) 5- 6 riyal ( 2 – 2,5 tl)
Küçük dürüm (içine tavuk şnitzele benzer bir şeyler koyuyorlar,sadece Medine de gördüm) 2 riyal
İki kişilik bir pilav 8- 10 riyal ( 3- 4 tl )
Pogaça çeşitleri 1 riyal ( 400 bin )
Teneke Kola, meyve suyu çeşitleri, çay, kahve 1 riyal ( 400 bin )

UMRE YAPMAK İÇİN
Türkiye’den gelişte havaalanında ihrama girip bir umre yapıyorsunuz. Biraz daha fazla umre yapmak isterseniz Mekke de yaşayanlar için belirlenen ihrama girme yerleri var, cirane, hudeybiye ve ten’im. Bunlardan en yakını ten’im bölgesi yani oraya inşa edilmiş Hz. Ayşe mescidi. Hz ayşe validemiz buradan umre yapmış. Mescidi haramın her etrafından özellikle de Hilton oteli ile tevhid oteli arasından devam ettiğinizde teni’im e giden minübüsler var 2 veya 3 riyale gidebilir ve aynı fiyatlara geri dönebilirsiniz. Oraya gittiğinizde isterseniz mescidin etrafındaki banyolarda duş alabilirsiniz. ( ücretsiz) ihrama girmeden gusül abdest almak sünnet v bunu otelde de yapabilirsiniz.
Mutlaka yapmanız gerekenler ise :
1. ihrama girmiş olmak
2. iki rekat ihram namazı kılmak,
3. Arapça veya Türkçe niyet etmek. ( Allahım senin rızan için umre yapmaya niyetlendim. Bunun benden kabul eyle ve bana kolaylaştır vb niyetler)
4. Telbiye getirmek ( lebbeyk Allahümme lebbeyk …..)
Artık ihram yasakları başlamış oluyor.

SON OLARAK
Gitmeden umrenin farzlarını, vaciplerini, faziletlerini mutlaka okuyun.
Ziyaret yerleri hakkında ayrıntılı bilgi edinin. İnternette bir çok kaynak var.
Ve son olarak orada başkalarının ibadetlerini davranışlarını kesinlikle eleştirmeyin bence çok şey kaybettiriyor insana. Mümkünse yalnız ibadet etmeye çalışın bence
Acizane tavsiyelerim.
Sa.

Selam emrahy, 

Akıcı ve hoş anlatımınız sayesinde, tüm yazı bölümlerini tek oturumda okuyabildim. 

Ulaşım ile ilgili bölümde takıldım en çok... Haftalar önce ilk kez uçağa binmiş ve türlü sebeplerden ötürü pek memnun kalmamıştım. Bu gözlemlerimi "Havalimanındaki Su" başlığıyla forumda sunmuştum...

Ve, tecrübeli arkadaşların, konuyla ilgili daha önce karşılaştıkları olumsuz tabloların bulunduğunu gördüm.

Ve şimdi sizin bu konudaki, haklı eleştirilerinizi okuyunca, aslında çok daha ötesinin de bulunduğunu bir kez daha görmüş oldum. 

Yani THY, en azından kutsal topraklara giden uçaklarda özel bir muamele yapamaz mı ki?

Bu tür eleştiriler onlara ulaşmıyor mudur ki? Ve eleştiren bu insanlar, paraları karşılığında hizmet almıyorlar mı sanki? 

Ne diyelim... Dileriz alternatifler çoğalsın... 

Bilgilendirici ve çok sayıda kimseye faydası dokunabilecek türden notlarınız için, teşekkürler emrahy. 

THY kutsal topraklar için yaptığı özel muamele;Hostesler tüllü kep takar,ve istisnalar hariç birazcıkta asık suratlılar =) uçuş kartındaki numaranızı bazen ısrarla sorarlar bazende boş bulduğunuz yere oturun derlerben THY ile gitmedim ama giden birçok arkadaşın ifadeleri bu yönde =) Suud Hava Yolları bence mükemmel =) Zaten artık onlarda gözünü açtı işi ucuza getirmek için  Türk uçaklarını personelleri ile kiralayıp işi kolaya sürüyolar =) ben yinede THY 'nı ve Suud Hava Yollarını seviyorum =) özellikle bizim havaalanı bin takar =))

yorumlarınız için teşekkürler m1gin.

İngiliz kanalı olan Islam Channel,her yıl olduğu gibi Suudi Arabistan'a ulaştı ve yayınlara başladı.

Hergün Türkiye saati ile öğlen 12,akşam 22 önce  "İbrahim'in Ayak İzleri" ismini verdikleri,yarım saatlik,Mekke ve Medine sokaklarından ve Hac vazifesi sırasında gidilecek yerlerin gösterildiği program var.Daha sonra Harem-i Şerif önünden canlı yayında soruları cevaplıyorlar.

Kurban bayramında da canlı yayınlar devam ediyor.

Tek şart iyi derecede İngilizce bilmek,bilmesenizde görüntüler yeter...

Uydudan izlemek için:  

HOTBIRD

frequency 11,585 V, Symbol Rate 27500, FEC 3/4

 www.islamchannel.tv/Video1.aspx

 

Kutlu bir çağrı üzerine perşembe günü yola çıkıyoruz.

Önce Yaradanın Beyt'ine konuk olacağız inşaAllah,sonra Efendiler Efendisine şefaat dilenmeye gideceğiz,layık olmasakta...

Sizlere veda etmeden gitmek istemedim.

Sizler için dua edeceğim.

Ve sizlerden de dua bekleyeceğim,sağlıkla gidip,dönmemiz için.

Hepiniz haklarınızı helal ediniz lütfen.

Benden yana da herkese helal olsun.

Sevgilerimle...

 

bizleri de muhakkak unutmayın ümmeti Muhammede dua edin Allah kabul eylesin inşallah Rabbim bizede nasip etsn...

Sayın Citizen bu güzel ve özel yolculuğunuzun hayırla geçmesini diler, bol bol dua etmenizi dilerim.

Sevgili citizen

Hayırlı yolculuklar diliyorum, Rabbim kabul eylesin inşaAllah. Hakkım olduğunu düşünmesem de benden yana helal olsun. Sağlıkla gidip dönmenizi temenni ederim...

Selam ve dua ile...

 Güzel temennileriniz için çok teşekkür ederim.

Allah isteyen herkese en kısa zamanda gitmeyi,gidenlere tekrar gitmeyi nasip etsin.