Usta yazar olmak, herkes tarafından okunmak, başkalarına tavsiye edilmek, konuşulmak ama sürekli konuşulmak başkaları tarafından, oh ne güzel! "ben de varım artık" demek.Şahsi tatminsizliğimizi yazarak gidermek, bilmesek de olur ama yazmaz isek olmaz. Yazmalıyım, sürekli yazmalıyım ve beni birileri okumalı, fikrime katılmalı ve artık benim gibi düşünmeli, sonuçta benim gibi olanların sayısı artmalı ki bu dünya kurtulsun. Beni takip eden bir "fun" zümresi olmalı ve beni çoğu kez olumlu yorumlamalılar, bazen yapıcı eleştirileri de olsun ki raconuna uygun öne çıkmayı hak eden birisi olduğum anlaşılsın. İnsanlar problemleri olduğunda çözüm mercii olarak beni bulmalı ve onlara tavsiyelerimi bir bir sıralamalıyım, söylediklerimi ben yapmasam da olur, insanlar tavsiyelerimi emir kabul edip benim yerime uygulayacaklar ya! o bana yeter dünya ve ahirette. Oh ne güzel bugün de yazdıklarımla varım ve "ben" olmaya devam edeceğim, benlik ne kadar güzel, ne kadar zevkli bir şeymiş. Bu güne kadar beni küçük görüp önemsemeyenler utansınlar.Benliği ile var olmak herhalde böyle bir şey...
Yazmak benim işim değil, ama içimdeki ızdırapları bazen yazarak dindirmeye çalışıyorum. Yazdıklarımın kayda değer olduğunu da düşünmüyorum, nice ustalar varken bizim yazmamız ve okunmamız zaman israfı olabilir. Niye yazıyorsun o zaman? Tabii bir de mesuliyet duygusu. Allah'ın bana öğrettiklerini başkalarına ulaştıramazsam o vebali de taşıyamam. Bir de, yazarken duygumu, düşüncemi göz yaşlarımla yoğuramayacaksam, kalemi elime almak da istemem." Kalem feryâd eder, ağlar mürekkep, Beni cahil eline verme ya Rab!, Lütfunla alime çevir yolumu, Kırma n'olur kanadımı kolumu". Kalemin cızırtısı onun ızdırapları, mürekkep ise onun göz yaşları, kalem adeta cahilin ızdırapsızlığına ızdırap duyar ve cahilin gözlerinin kuruluğunu ağlayarak protesto eder. Yaradan'dan bir isteği ve dileği var ki; o da işin ehli alimlerin eline geçmek.Kamıştan kalemlerin yerini klavyeler aldı, benim gibi cahilleri irşat edecek bir mürşitten de mahrum kalındı. Ah ki ne ah!
Bu kadar kolay yazmak ve konuşmak hangi devirde bu kadar revaçta idi bilmiyorum, La edri(bilmiyorum) demeyi meziyet sayan bir ecdad dan sonra her konuda konuşabilen ve yazabilen insanlar türedi, ben de herhalde onlardan biriyim, yazık ki ne yazık! bana ve benim gibilere, Ahir zaman'ı kendi yanlışlarımızla yaklaştırdık ve suçu da başkalarına attık, bu muzaaf bir suç ve günahtır, tevbesi de iki katlı olmalı, vesselam...