Sevgili mustafa birgin.
Bu bölümde ego kart ile olan maceralarında epey güldüm..sağolasın..sen o anılarını anlatır iken bende Cânım Ankara'da bulunduğum o günler geliyor..hiç karşılaştın mı bilmem 45 dakika içinde aynı otobüse iki defa binilince ikincisinden de tam ücret alıyordu. Tabi arada başka otobüse binmedi isen. Bir keresinde otobüs beklerken ve 45 dakika içinde binip ücret ödemeyeceğimize sevinirken aynı otobüs denk gelmişti.
Bölümleri dinlerken hangi yıl ve ayda yayınlanmışsa ben hayatımdaki o maziye gidiyorum. Sen Güzelim Ankara'dan bahsederken içim cız ediyor. Ankrada bulunduğum sene ve aylarda yayınlanmış enlem ve boylamlara gelmek istiyorum..
Bu bölümde dinlediğimiz Mustafa Cihat'ın Emri Olur parçası ile de Güzel Ankara'da tanıştım. Özeldir benim için ondan bizzat söylüyorum . Sıra arkadaşım dersin içinde dahi müzik dinlerdi. Hocalar uyarmaktan bıktıkları için hiç karışmazlardı ona. Kulaklığını takar gözü tahtada sessizce her ders dinlerdi..çok severdim kendisini..Birgün bana da ve şu kulaklığın birini ver dedim.. Dur dedi sana çok güzel bi parça açacağım.. açmadan öncede şunu söyledi : Bu parçanın sözleri Hz. Vahşi Efendimiz tarafından yazılmış. Benim hayretim daha da arttı.. ve dinledik..ders boyunca dinledik...Bakmasın demiş bir daha yüzüme...emri olur inansın bu sözüme.. Almasın demiş adımı diline...diline..vay ben ölem atın toprak üstüme..
Ey kemankeş durma vur!
Nasılsa bu sine vurgun... nuru düşsün düşlerin kor olsun..seni görmesin gözleri kör olsun..
Sevgili mustafa birgin ilk programda ilgi gördüğünüz alış veriş merkezine bir daha gitmediğinizi söylemiş ve ilgi bunaltıyor demiştiniz..bu mesajlarımda sizi bunaltı isem bilin ki benim ilgim enlem ve boylama..sizinle bi alıp veremediğim yok...kalın sağlıcakla..