Enlem ve Boylam 52 - Kur'an Hakikatleriyle Buluşamamanın Nedenleri

Özel bir soru üretme tekniğim yok.Ancak dikkati ve heyecanı canlı tutmak işe yarayabiliyor.

Kimi zaman meseleyi bilsek de, anlatan farklı olduğu dolayısıyla farklı bir zihnin üretimi olduğu için merak uyanıyor.
Sözü, bir insanın eyleminin sebebi, düşüncesinin de sonucu oluyor.Bu haliyle insanın ne söylediği daha bir önem kazanıyor.Söz güçtür, güçlüdür.Soru sormak da onun kilididir.Soru sorduğunuzda cevap gelirse,konunun ince damarlarında dolanmış olur, anatomisine vakıf olursunuz. bu anlayış ve biraz daha fazlası; dikkati, heyecanı ve merakı canlı tutuyor ve daha fazlasını duymayı istiyorsunuz.İşte bu noktada sorular ardı ardına sıralanıyor.

Kayıt sırasında akla bir şey gelmiyorsa öncesinde konu ile ilgili bilgi alıp soru hazınlanabilir.

Bir program sunmak ve başarılı bir performans sergilemek öyle mi?
Zannettiğiniz gibi değil sevgili mbirgin,zira bir iki kez denedim dinleyenler neredeyse uyuyacaklardı.

Evet gerçekten acınası bir hal olurdu.Program sırasında uyuya kalan konuğum ve ben.Hayali bile korkunç.

En iyisimi siz bu konuyu hiç açmamış olun.

Selam ile...

Sağlık olsun Nuri Hocam. Sefer Bey askerden dönünce birlikte gelirsiniz, inşallah.

Evet, Sefer Yeşil ile yaptığımız, ancak henüz yayınlanmayan 2 adet "Uzun Yol" kaydı mevcut bende.
"Enlem ve Boylam 53 (Ocak 2012)" bölümünde bir tanesini değerlendirme niyetindeyim.

Aleyküm selam ey umman. Maşallah yine pek çok soru sıralamışsınız.. 

Soru üretebilme anlamında bir tekniğinizin olup olmadığını sormak istiyorum. :)
Malum, sunucu açısından, özellikle kayıt sırasında çokça önemli bir durum bu. Ve çoğu zaman o an akla pek bir şey gelmiyor ya. :P

Yani bir program sunarsanız, hayli başarılı bir performans sergileyebilirsiniz sanki. ;)
Lakin bu durumda konuğunuza acımak gerekir mi ki? İşinin ehli değilse acınabilir, evet. :)

Mustafa hocam öncelikle ankara'ya gelememenin üzüntüsü içerisindeyim. Bu paylaşımlardan haberimiz yoktu devamı var acaba yoksa bu son mu?

Selamün Aleyküm,

Ne zaman "Uzun yol" u dinlesem zihnime cümleler doluyor ve oturacak yer bulmakta zorlanıyorlar.

İşte ayakta dönüp duran iki cümle;

Kur'an'ın zihinle buluşması simkartın telefonla buluşması gibidir.

Ve,

İnsan evrendeki tevhid okyanusunun içinde bir balık gibidir.

Sayın Yeşil,Kur'an bilgisiyle buluşanlarda bir metod sıkıntısı olduğundan bahsetmiş. Peki bu nasıl düzeltilebilir?

Sıradan bir insanda metod çıkarımı yapabilir mi?

Kur'an'da ilk öne çıkan kavramın 'ilah' kavramı olduğunu belirtmiş.Kelime-i tevhidden yola çıkarak mı böyle bir tesbit yapılıyor?

Son olarak;

Kur'an ile nasıl dost olunabilir?