Enlem ve Boylam 15 (Kasım 2009)

Fırsat buldukça Enlem ve Boylam’ları dinlemeye çalışıyorum. Bazen arka arkaya iki  ya da üç programı dinlediğim oluyor. Ancak itiraf etmeliyim ki; aylık periyotlar halinde yayınlanan programları birkaç günde tüketiyor olmak pek de içime sinmemekte.. Görünen o ki ben son yayınlara ulaşıncaya kadar Enlem ve Boylam 200. Programını yapmış olacak :)

Programa gelince, yine keyifli, samimi ve doğal..

Mikail Bey kendi şiirini okurken m1gin'in anımsadığı dizeler benim de aklımdan geçmekteydi:
“Öyle bir havada gel ki vazgeçmek mümkün olmasın”..

Şair aklımda Özdemir Asaf diye kalmış. Emin olmak için aratıp baktım ki; O. Veli Kanık imiş..

Mikail Bey’in “insanlar farklı içeriklere sahip benzer şeyler söyleyebilir” sözünü haklı buldum. Aslında belli başlı sınırlı sayıda sözcüklerimiz var.. Ama biz bunları farklı şekillerde harmanlayıp, yeni bir şeyler söylüyoruz. Sınırlı kelimelerle sınırsız cümleler üretebiliyoruz. Aynı malzemelerden farklı lezzetlere sahip yemekler yapmak gibi bir şey sanırım..
Ancak bunun yanında kimi zaman okuduklarımızı öyle benimsiyor ve belleğimize yerleştiriyoruz ki üslubumuz bu yönde gelişiyor. Zihnimiz tarla, dilimiz tırpan; ne ekildiyse onu biçiyoruz..

Mikail Bey, evlendik barklandık...  cümlesi beni gülmelere gark eyledi...:))

Mikail Bey için tam da efendim sizin gibi kitabı olmayan yazarlar için blog siteleri iki blok ötede :)))
demek aklımdan geçerken Birgin atladı hemen ve tam da benim söyleyeceklerimi yarım çırpıda söyledi...:))))
bir çırpı diyemeyeceğim bu Birgin için hayli zaman demek olurdu:))))

Mikail Bey gerçekten şiiri güzel okudunuz. teşekkürler...kendi şiirinizde ayrı güzeldi...

Ayrıca etrafındaki renkli insanları zamam mekan farketmeksizin bizlerle tanıştıran Birgin'e de ayrıca teşekkürler....

emeğinize ve yüreğinize sağlık. başarılarınızın devamını dilerim.