Kısa-Ca: Kendi Yüzünü Taşımak

Ruhi Gül
Kısa-Ca: Kendi Yüzünü Taşımak

Bilim ve teknolojinin gelişmesi, insanın doğayla mücadelesini bir yandan kolaylaştırırken, diğer yandan bu savaşta kendine yenilmesini de hızlandırmıştır. Kişinin kendine yabancılaşmasının derinleşmesi olarak açıklayabileceğimiz bu sorun, aslında çoğumuzun şu ya da bu şekilde mağlup olduğu bir cephede kendini göstermektedir.

Maddenin hayatımızda, manaya galip gelmesinden midir, bilim ve teknolojinin nimetlerinden bilinçli bir şekilde yararlanmayı bilmediğimizden midir bilinmez; ama çoğumuz bu dertten muzdaripiz maalesef.

Bilim ve teknolojik gelişmelerden en büyük payı alan sektörlerden biri de kuşkusuz iletişim sektörü. İletişim teknolojilerindeki baş döndürücü gelişmeye karşın, insanın kendi içinde büyüttüğü iletişimsizlik, yalnızlığın da kapılarını ardına kadar açıyor. Bize sadece bu yolda yürümek düşüyor; hem de tek başımıza. Bunda, yüz yüze iletişimden kitle iletişime geçmenin etkisi büyük. Belki de bu yalnız yürüyüşten korktuğumuzdan olacak, yanımızda hep “yüz yüze” iletişim kurabileceğimiz kişiler arıyoruz. Ancak teknolojinin acımasızlığı işte burada karşımıza çıkıyor ve bizi ait olduğumuz mecraya sürüklüyor; yalnızlığımıza…

Bu zorlu kâbustan uyanmak ve insanlar içinde var olmak ve hissedilmek savaşı veren yok mu? Elbette var. Bu serüvende başarılı olanlar da var, yolunu saptıranlar da…

Bunların Ne Kadarı Kendi Yüzünü Taşıyor Acaba?

Evet… Asıl sorun bence bu. Kendi yüzünü taşıma sorunu. Kişilerin birbirleriyle olan ilişkilerinde olmazsa olmaz önemi haiz, kendisi gibi olma gereği ne kadar önemseniyor? Bence her aklı başında kişinin oturup düşünmesi gereken sorun bu. İradesi sağlam her insan, “Acaba üyesi bulunduğum toplumda, ne kadar kendimi temsil ediyorum?” sorusuna mutlaka cevap aramalıdır. Öyle ya, küçücük menfaatler uğruna kılıktan kılığa girenlerimiz, yalanın dolanın envai çeşidini üretenlerimiz, insanı sömürerek; hatta üstüne basa basa bir basamak yukarı çalışanlarımız ne kadar kendisine dost, dersiniz.

Ne kadarımız mazimizin atimize rehberlik ettiği, gerçeğinden kaçabiliriz? Hem de bunu bilerek girdiğimiz her ortamda, bukalemun gibi kılıktan kılığa bürünmeye çalışmak neden?

Sanatçımız, icracımız, entelimiz, akademisyenimiz, siyasetçimiz, din adamımız, öğrencimiz, sporcumuz, yazarımız, edebiyatçımız, şairimiz kısaca biz… Sınırlı ve sorumlu hayatımızda olması gerekene ne kadar yakınız ve ne kadar kendi yüzümüzle insanların içinde dolaşıyoruz?

Ben hiç kimseyi kendi yüzüyle görmedim. Acaba bunun nedeni kendi yüzümle insanlar arasında olmamamın bir sonucu mu?


Dinlemek için: M. Birgin - Kendi Yüzünü Taşımak (Ruhi Gül)

Bu sayfa, 29.09.2007 tarihinde yayınlanmış, 2.09.2009 tarihinde güncellenmiş ve 8387 defa görüntülenmiştir.
Oyla!
8,1 (4 oy)
Abonelik Bilgisi
Yorumlar
prisca 2012-02-23 16:45:42 Bildir!

takma yüzler maskeli yüzler

nedense  yazı okuyunca  resimli bi yorum yapmak isdeim tabi olursa ;)

Bu mesaj, m1gin tarafından, 23.02.2012 23:38:12 itibariyle düzenlenmiştir.
YAKAMOZ 2008-03-01 22:03:29 Bildir!
merhaba gerçekten güzel bir çalışma olmuş. bence insan karşısındakini yargılamadan kendini yargılamalı. anladığım kadarıyla iletişimde arkadaşlık konu olan. insanlar yüzlerini o kadar değiştirmişler ki ne oldukları anlaşılmıyor tanı çok önemli ve önyargı yapmamamız gerekiyor dostluklarda da ne kadar samimi olunursa olnsun kimse kendinden başkasına çok güvenmemeli. insan bazen en büyük darbeleri canım dediğinden yiyebiliyor. saygılar...
memoli 2008-02-22 09:39:53 Bildir!
gayet güzel bir çalışma olmuş.bu güzel düşüncelerinizi bizlerle paylaştığınız için teşekkür ederiz.
sahte dünyanın sahte insanlarıyla kurulan  sahte dostluklar insanı yalnızlığa iten en büyük etmenlerden biridir.bundan dolayı biz elimizden geldiği kadar gerçekçi olabilmeliyiz. tabi ki önce kendimize bakmalı, hatayı önce kendimizde aramalıyız.bizler de sizin yaptığınız gibi önce kendimizi sorgulayabilmeliyiz.
angarya44 2007-10-24 20:53:03 Bildir!
kendiyüzümüzü görmek zor olacak ki biz de bunu bir türlü becere miyoruz çünkü cepheden bakmak bize daha kolay geliyor bizde her olan biteni karşıdan arıyoruz ve her seferin de bir şekilde şuçlu hep karşi taraf oluyor biz ler ne olurs olsun SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK OLYORUZ NEDEN SE
HERŞEY ÇOK GÜZEL OLMUŞ İYİ BİR KONU BEN CE HER AN İÇİN KENDİMİZE SORMAMIZ LAZIM
İYİ AKŞAM LAR
m1gin 2007-10-08 16:44:14 Bildir!
İyi bir noktayı yakalamışsın ey emre_1903,
İnan yeni farkediyorum.
Hatta Ruhi Bey ile bu cümlede ne demek istediği üzerine yazıştım.
Ama buna rağmen, cümledeki "olmamamın" kelimesini "olmamın" olarak algılamışım.

Yazıyı defalarca okumama rağmen bunu nasıl gözden kaçırabilmişim!? :O
Yaptığım bu büyük hata için, herkesten özür dilerim.
Mustafa Birgin
emre_1903 2007-10-06 23:05:23 Bildir!
Acaba bunun nedeni kendi yüzümle insanlar arasında olmamamın bir sonucu mu? yazıyor ama seslendiren arkadaşımız olmanın bir sonucu mu demiş onun dışında çok güzel
Kullanıcı Adı:
Parola:
Bilgi Hatırlatma Yeni Üyelik
İletişim | Kullanım Şartları | Reklam Bilgileri | Tüm Üyeler | Ne Nasıl Yapılır? | Arama | RSS | Twitter | Facebook | Youtube

Son Üyeler: paraklit, ZUBEYR, MEMUR58, ben_enemie, Ellaeso,
Son Oturumlar: