Görüntülenme: 181217
Link değil ama tavsiye =)
2010/01/26 2:11
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Sayın serra ve değerli abheri abla =) link olmadığı için ekleyemiyorum =) hoş olsada becerebilirmiydim bilmiyorum =) ama bende paylaşmak istedim =)

Bana göre En mükemmel Kuran-ı Kerim okuyan ;

1.Salih bin Talib =)

2.İbrahim El Shuraim =)

3.Aburrahman Es Sudeys

4.Muhsin Kasım ve

5.Mahir ve Adil

Bu sene( 2009) Mekke de Salih abiyi dinlemek nasib olmadı çok üzülmüştüm en azından cemaati onunla birkez olsun kılmayı çok isterdim =)

Oysa 2 sene evvel sabah namazlarını hep Salih abi kıldırırdı şimdi sadece Yatsı namazını O kıldırıyo =)

Bir şekilde nasib olmadı işte =)

Medine ye gittik ve bayram benim için Bayramdı bana özel =) Salı günü =)

Bayramlığımızıda giydik =) Çok heyecanlıyım çünkü ilk defa Bayram Namazı kılmak nasib olacaktı =)

Allah u Teala beni çok seviyor =) Çünkü Bayram Namazını kılmayı çok istemiş fakat bir türlü nasib olmamıştı =)

Ve şimdi İmam namaz için kamet tutuyor ve bu Salih abi =) ve bugün SALI =)

Salih abi bambaşkadır adı gibi Salih bir şahısmış =) Hemde En genç doktora alan =) Mekke nin bana göre 1 numaralı imamı =)

Özellikle RAHMAN Suresi ve Kella Bella Ayetini mükemmel okur =)

 

Siradaki Sure...
2010/01/26 3:02
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

bu güzel paylasimdan sonra, daha önceki dersimiz yarida kalmamasi babinda bir sure teklifinde bulunmak istiyorum.

Duha suresi.

Biliyorum biraz gec cevap verdim, helal edin.

Paylasimi simdiden heyecanla bekliyorum

 

vesselam...

Selam
2010/01/26 14:48
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

      Teşekkürler  sevgili abheri...Bu  adresten  haberim  yoktu...Hemen   sık  kullanılanlara  ekledim...Ayrıca   başka    bir  başlık  altında   bu  sitede  Shuraimin  sesinden  kuran  varmış...  Tüm  başlıkları   okumadığım  için  yükledikten  sonra  farkettim  neyse  artık.....

     Ve  sevgili  zsarı   Salih  bin  talibi   dikkatli  dinlememiştim  daha  önce  ,tavsiyeniz  üzerine   dinledim...  tşkler..Öncesinde  Salih  abi  kısmının  gerçek olduğunu   , kabe  imamlarından  birini  tanımanın   nekadar  güzel  olduğunu  düşündüm...

 Link yüklemek  içinde   cevp  yaz    kısmını  tıladığınızda üstte  dünya  şeklinde  bir  işaret  var.Köprü  ekle  düzenle   şeklinde ...

 Adresi  yazıp  ekliyorsunuz...

Bende   fotoğraf  yükleme    kısmını  bilmiyorum...  Şimdiki  hedefim onu  öğrenmek...

Duha Suresi
2010/01/27 16:25
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

DUHA SURESİ

 

1- Kuşluk vaktine andolusun.

2- Durgunlaşan geceye andolsun ki,

3- Rabbin seni bırakmadı ve sana darılmadı,

4- Andolsun senin için ahiret dünyadan daha hayırlıdır,

5- Rabbin sana verecek ve sen razı olacaksın.

 

Yüce Allah, parlak ve ilham dolu bu iki "an"ın üstüne yemin etmektedir. Kainat olayları ile ruhun duyguları arasında bir köprü kurmaktadır. insan kalbine şu güzel ve canlı varlık alemi ile duygu alış-verişi yapan ve her canlıya şefkatli olan bir hayatı ilham etmektedir. Ve bu ilhamı alan kalb, şu varlık aleminde dostluk içinde, kimsesizlik çekmeden, bir başına garip kalmadan yaşar... Bizzat bu surede bu dostluğun etkisi görülüyor. Burada arzulanan dostluk gölgesinin uzanmasıdır, yayılmasıdır. Sanki yüce Allah surenin başından itibaren, peygamberine şu varlık aleminde çevresine dostluk doldurduğunu, dolayısı ile kendisinin orada bir başına ve herkesten uzak olmadığını, vahiy ediyor.

Bu kainat ilhamının ardından Rasulullah'a destek ifadesi açıktan açığa geliyor: "Rabbin seni bırakmadı ve sana darılmadı." Senin ruhunu incitmek, kalbini sızlatmak ve zihnine endişe vermek isteyenlerin sandığı gibi Rabbin seni bırakmadı ve senden ayrılmadı.

Çünkü O senin Rabbindir, ve sen O'nun kulusun. O'nun Rabbliğine aitsin. Seni koruyan, bakımını üstlenen O'dur.

O'nun ihsan kaynağı, bağış pınarı kurumadı. Ve senin için ahirette bu dünyada sana verdiklerinden çok daha üstün güzellikler vardır onun katında... "Andolsun senin için ahiret dünyadan daha hayırlıdır." Başta da sonda da ahirettir hayırlı olan.

Rabbin seni hoşnut edecek herşeyi hazırlamıştır. Davanı yaymada seni başarıya ulaştıracak, yolundaki engelleri kaldıracak, savunduğun sistemi üstün getirecek, açıkladığın Hakk'ı galip getirecektir... Rasulullah inatla, yalanlama ile incinme ve hile ile müşriklerin yaygaraları ile karşılaştığı günlerde kafasını meşgul eden problemler bunlardı. "Rabbin sana verecek ve sen razı olacaksın."

Sure akışına devam ederek, Rasulullah'a daha yolun başından beri Rabbinin kendisine karşı tutumunu hatırlatıyor ki Rabbinin kendisine ne güzel şeyler yaptığını, kendisine olan sevgisini, ona olan feyzini zihninde canlandırsın ve rahmetin, sevginin, ilahi dostluğun gerçekleştiği yerleri yeniden hatırlayarak doyuma ulaşsın, tatmin olsun. Bu öylesine üstün bir nimet ki böylesine son derece mükemmel olarak onu anmak ve hatırlatmak o nimeti canlandırıyor.

 

6- O seni yetim bulup barındırmadı mı?

7- Şaşırmış bulup da yol göstermedi mi?

8- Fakir iken seni zengin etmedi mi?

 

Kendi durumuna, geçmiş hayatına bak. Rabbin bu görevi sana yüklemeden önce bile hiç seni bırakmadı mı, sana hiç küstü mü? Yetimliğini O'nun koruması kuşatmadı mı? Şaşkınlığına O'nun doğru yolu göstermesi yetişmedi mi? Senin fakirliğini O'nun ihsanı bürümedi mi?

Sen yetim olarak doğmuştun seni kendi bağrına bastı. Senin dininden olmadığı halde amcan Ebu Talib'e varıncaya kadar birçoklarının şefkatini sağladı.

Doğrusu sen fakirdin, yüce Allah seni kanaatkârlık vererek zenginleştirdi. Nitekim seni kendi kazancın ve hanımın Hz. Hatice'nin malı ile de zengin yaptı, fakirliği hissetmedin, ya da çevrendeki zenginliklere göz dikmedin.

Sonra sen çelişik düşünceleri saçma inançları bulunan, durumları bozuk ve davranışları sapık bir cahiliyet ortamında yetiştin ve senin ruhun o ortamda huzur bulmadı, o hayata meyletmedi. Ama kendin için açık ve emin bir yol da bulamadın. Ne cahiliyette, ne de Hz. Musa'nın ve Hz. isa'nın dinlerinden dönen dinlerini değiştiren, sapıtan ve yolunu kaybeden taraftarlarının yanında... Sonra yüce Allah, sana vahiy ettiği din ile, sana ulaştırdığı sistem ile seni doğru yola iletti.

Bir kimseyi inanç sistemlerinin karmaşasından, ve sapık yollardan kurtararak ona doğru yolu göstermek en büyük ihsandır. Hiçbir ihsan ona denk olamaz. Yine bir insana doğru yolu göstermek rahatlıktır, hiçbir endişenin benzemediği endişeden huzura kavuşmaktır, hiçbir yorgunluğun denk olmadığı yorgunluktan kurtulmaktır. Belki de bu yorgunluklar ve endişeler vahyin kesilmesi, müşriklerin buna sevinmeleri ve sevgilinin sevgilisinden ayrı kalması gibi Resulallah 'ın çekmiş olduğu çilelerden ileri gelmekteydi. Sonra bu ayet gelerek, ona Rabbinin kendisini sapıklığı içinde vahiysiz bırakmayacağını önceden de şaşkınlık içinde ve sapık bırakmadığını hatırlatıyor ve ruhunu tatmin ediyor.

Rabbinin onu yetim iken bağrına bastığını, şaşkın iken doğru yolu gösterdiğini fakirlikten kurtarıp zengin ettiğini hatırlatması dolayısı ile kendisine ve kendisinin gerisinden Müslümanlara her yetimi barındırmayı, her isteyenin ihtiyacını gidermeyi ve yüce Allah'ın üzerindeki nimetlerini belirtmeyi emrediyor. Bu nimetlerin başında ise bu dinin kendisine gösterilmesi gelmektedir.

 

9- Yetime gelince sakın onu üzme,

10--Yoksula gelince sakın onu azarlama,

11- Yalnızca Rabbinin nimetini anlat.

 

Bu emirler, yani yetime ikram edilmesinin emredilmesi, hatırının kırılmasının, horlanmasının ve aşağılanmasının yasak edilmesi, dilenen yoksula yumuşak davranılmasının ve haysiyetinin incitilmeden ihtiyacının giderilmesinin istenmesi İşte bütün bu istekler emirler -daha önce de defalarca değindiğimiz gibi kılıcı ile hakkını koruyamayan güçsüz kimselerin hakkını gözetmeyen azgın ve inkarcı toplumun kendisini sürekli gündemde tutan en önemli problemlerindendi.

İslam dini bu toplumu yüce Allah'ın şeriatı ile Hakka ve adalete yüceltmiştir,ve onları Allah korkusuna, O'ndan çekinmeye yüce Allah'ın koyduğu sınırları aşmama seviyesine yükseltmiştir. Çünkü yüce Allah koyduğu sınırı gözetir, onu kıskanır ve haklarını korumak için ne kılıcı ne de gücü olmayan zayıf kullarının haklarının çiğnenmesine kızar ve gazap eder.

Yüce Allah'ın nimetini özellikle de iman nasib etme ve doğru yola kavuşturma nimetini anlatmak, nimeti veren yaratıcıya karşı şükür biçimlerinden birisidir. Allah'ın kullarına iyilik etmek ve ihsanda bulunmak bu şükrü tamamlar. Bu davranış pratik bir şükür tablosudur. Yararlı, şerefli ve sessiz olarak hareketlerin dili ile nimeti dile getirmektir.



Büyük Kur'an Tefsiri ile herzamanki gibi bir araştırma yaptım ve bunu yazacak kadar vaktim olmadığını gördüm =)

hadi Google amcaya bir bakalım dedim =) İlk defa hazıra konuyorum =) ama okodum kitaplardan iyice araştırdım =) sadece yazmak zahmetli diye bu tembelliği yaptım yani =) O da baktım ki kısa ve net Büyük Kur'an Tefsiri ile hemen hemen aynı =) Yazan her kimse Allah razı olsun =)
 

bu hafta Duha Suresi ni yazmak bana ayrı bir haz verdi çünkü her gece muhakkak okurum meal ile =) Rabbim bana darılmadı ve önü sonunda daha hayırlı, ileride Rabbim bana ata edecek ( verecek) , öyle ata edecek ( verecek ) ki rızaya ereceğim =)

O halde sabretmeli Asr Suresini hatırlamalıyım =) Asr suresine binaen İnşirah demeliyim =)

Yine çenem düştü =) siz yazın hazır Duha Suresinde iken bende sizden sonra bendeki etkileri yazarım =) İnşaallah =)

Bu mesaj, Z.SARI tarafından, 27.01.2010 22:14:45 itibariyle düzenlenmiştir.

Eyvallah, müthis

acizhane düsüncelerimi yazmak istedim,

gercekten düsünen insan icin hayatinin her aninda insanin ruhuna ve kalbine genislik verebilecek ayetler, her nefes alip verisimizde

keske bu ayetlerle damarlarimizdan beynimizi, kalbimizi ve ruhumuzu terbiye edebilsek...

Yani asil amac bu degilmi, sadece okumak degil, okudugunun üzerinde düsünmek, düsünerek anlamak, ve anladiktan sonra iman etmek,

emin olmak ve yasamak, yoksa emin olmadigin birseye nasil iman edebilirsinki?

 

Kusluk vakti ve durgunlasan gece, bu iki zamana yemin eden yüce Rabbimiz sanki özellikle bu iki vakti bizden kacirmamazi istiyor,

digerlerinden farkimizda bu olmali bence, yani herkes sicacik yataklarinda yatarken, insanlarin derin uykuda oldugu bu anda, müminlerin

kalplerinin, ruhunun, beyninin en verimli oldugu uyanik oldugu an diye nitelendiriyorum kendimce.

Öyle bir anda insanin tefekkür etmesi bir bambaska ve insanin Rabbine yakinlasmasinin daha rahat oldugu anlar,

evet bu zamanlari iyi degerlendirmeliyim.

 

Yazimi fazla uzun tutmama babinda diger ayetlerin bende cagristirdigi noktalari kisaca geceyim.

Insanoglu imtahan dünyasinda mutlaka dargecitlerle imtahan olunuyor, bu hayatin fitrati ve kacinilmaz bir gercektir. Öyle anlarda

insana en iyi teselli edebilecek bence bizleri yaradan dir, onun esmasini bilen ve kavrayan bunu tasdikleyebilir bence,

cünki O Rahman`dir, Rahim`dir, ve O ol dedigi zaman o an oluverir, bu güce sahip olan yüce Rabbim öylesine merhametli ve sefkatliki

O nun merhameti ve sefkati hicbir anneninkini tutmaz, annelerden kat kat daha fazla merhametli olan yüce Allah zorda olanlara

kendisinden sabir ve namazla yardim istedigimizde bizleri geri cevirmeyecegini vaad ediyor.

 

Bu acidan bakildiginda darda kalmak ve yüce Yaradandan yardim istemek yani Onunla irtibatta olabilmek ne güzel bir olaydir ve

onun yardimi hickimsenin yardimina benzemez, O yardim ettigi zaman hickimsenin yardimina ihtiyacimiz kalmaz ne esimizin ne anne

babamizin nede akrabamizin ve bu yardim karsiliksiz olan bir yardimdir, sirf bizlerin Rabbi oldugu icin bizlere yardimi vaad ettigi ve bizleri

ayette belirtildigi gibi unutup birakmadigi icin.

 

Bu sure hakkinda diger arkadaslarin bilgilerindende mutlaka faydalanmak isteriz tabiki.

 

Son olarak Ibrahim Sadri nin bir siiri geldi aklima, belki ayette belirtilen zamanlarda tefekküre vesile olur bu satirlar:

Kimsesiziz kime gidelim
Yaralarımız var kime
Sıcak bir şey arıyoruz kime
Merhamet istiyoruz kime
Bağışlanmak istiyoruz kime gidelim
Sorumuz ve cevabımız sen değil misin
Yorgunuz, kaybetmişiz, dalgınız, kırgınız, küsmüşüz
Bu çocuklar birer birer kaybolurken sisler içinde kime gidelim
Çok yürüdük yollar kayboldu yol olduk sana geldik
Ne getirdin deme bize senden başka neyimiz varsa o bizim yokumuzdur...

Başımız yerde
Açtık elimizi sevgilinle birlikte
Bize bak çekip çıkalım uçurumlardan
Bize bak çıkalım dünyanın bütün kulluklarından
Parçansak al bizi bir daha ayırma evinde uyuyalım
Yabancıysak dost ol bize senden ayrılmayalım
Elimiz açık başımız ve ruhumuz secdede durmuş bekliyoruz
Sevdiklerin aşkına sevenlerin aşkına
İnşirah inşirah inşirah
Ayetİn değil miyiz senin Ya Allah
 

 

Z.SARI dan Rabbim bu katkisindan dolayi razi olsun, keske yazisini yarida birakmayip devam etseydi,

devami gelirse mütesekkir oluruz kendisinden...

 vesselam

Sadri abiden gelen şiir için eyvallah diyelim =)

Hz.cengaver abi ;

''Kusluk vakti ve durgunlasan gece, bu iki zamana yemin eden yüce Rabbimiz sanki özellikle bu iki vakti bizden kacirmamazi istiyor,

digerlerinden farkimizda bu olmali bence, yani herkes sicacik yataklarinda yatarken, insanlarin derin uykuda oldugu bu anda, müminlerin

kalplerinin, ruhunun, beyninin en verimli oldugu uyanik oldugu an diye nitelendiriyorum kendimce.

Öyle bir anda insanin tefekkür etmesi bir bambaska ve insanin Rabbine yakinlasmasinin daha rahat oldugu anlar,

evet bu zamanlari iyi degerlendirmeliyim.''
 

demiş....

Bu konuda hemfikirim =) Zira Gece Tencere Dibi gibidir der Sıtkı Hoca =) Tencere dibi nekadar kap kara olsada, karanlık da olsa, hepimize tatlı gelir =) en azından ben Tencere Dibi yemeyi çok severim =) Her nekadar yeri değilsede =) Kazan dibide muhteşemdir =) Gece birkere burada farkını koyuyor =)

Kuşluk Vakti , mükemmeldir =) Zaten birtek Sabah Ezanı'nda;

''Hayyal El-fel'a , Hayyal Es-Sela''           '' Namaz uykudan daha hayırlıdır ''      denir =)

Hem bilimde de kanıtlanmış =) Sabah İnsan kalktığı vakit Beyni boş olduğu için Hafıza daha kuvvetli =) ve nicesi.....

Duha suresinde benim için gizemli birkaç ayet var =)

''Rabbin seni TERK ETMEDİ ve sana DARILMADI ''

Rabbim beni teketmedi ve bana darılmadı =)

Oysa ki ben neler yapmaktayım ,ama biliyorum ne yaparsam yapayım O beni terketmeyecek ve bana darılmayacak...

Çünkü vaad ediyor bana Duha Suresin de...Rabbim buyuruyor ;

Bana sığınan kulumun , kalbine sığınırm =) O halde sığınırım ,kalbime sığınan Rahman'a....

O'na layık kul olmak duası ile...

''Sonu önünden daha hayırlı ,

İleride Rabbin sana ata edecek  ( verecek) öyle ata edecek (verecek) ki rızaya ereceksin'' ...

Şuan yaptığım-çektiğim her ne olursa olsun, şüphesiz şuan önü benim için şer görünse de sonu hakkımda hayırlıdır .

Rabbim bana ileride verecek öyle verecek ki rızaya ereceğim...Vaadi var ileride bana verecek ve hakkımda elbetteki benden hayrı bilir-verir...

Bu dünyada olmasa ukbada bu muhakkaktır...

Bu nedenle hakkımda hayrı bilen Rahman ' a tam teslim olmalıyım ,

Madem Rıza istiyorum o halde önce Razı olacağım..Hem bundandır sevdiklerime ; ''Allah'tan Razı olasın ''diye duam...

Şayet ben Allah'tan Razı olunca ; Bütün imtihanlarına sabreder,teslimiyet gösterip itaat eder de Razı olursam, O Rahman zaten kulundan Razıdır...

Ben Rahman a sığındım ve O da kulunun kalbine =)

Zülcelal ve İkram sahibi Rabbim beni seviyor =) Bende O'nu =)

O halde bana düşen ayet-i kerimede olduğu gibi;

Rabbimin nimetini anlatmak ...

 

 

Teşekkür ederim Allah'ım =)
2010/02/02 1:43
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Gökyüzü =) Mavi =)

Nefes alıp-verebiyorum ve çok şükür sağlıklıyım =)

İlk şükretmem gereken; Müslüman olarak doğduğum ve Seni tanımam için Akıl verdiğin için =)

Aklımı Selim kıl Rabbim,

Bildiğim cehaletim ve bilmediklerim ile beni hesaba çekme Rabbim,

Nimetlerine şükredecek beyan berraklığı ver dilimize Rabbim...

 - Amin-

(Sizden yorum gelene kadar =) kısa,kısa dua yazayım =)  )

Harika yorumlarınız için sağolasınız arkadaşlar. Okuyanlardan varmıdır acaba gece sıcacık yatağından kalkıp secdeye varanlar? Umarım vardır.

Dünya hayatında geçen her anımız imtihan. Ve bana göre Rabbimiz tarafından insanoğluna verilen en büyük imtihan ve en büyük nimet boynumuzun borcu olan namazımız.

Rabbimizin Kur’an’da bir çok ayetiyle emrederek en çok önem verdiği ibadet olan namaz, Peygamberimizin (s.a.v.) ifadesiyle,ahirette hesaba çekileceğimiz ilk amelimizdir.


Düşünsenize abdestle başlıyoruz ruhi temizliğimize, secdelerimizle devam ediyoruz....Rabbim hakkıyla namazlarını kılanlardan etsin inşallah ki kurtuluşa erelim.

Ve son olarak Sevgili Zuhal' in tabiriyle Google amcadan bulup etkilendiğim şu açıklamayı eklemezsem içime sinmeyecek.

DUHA SÜRESİ
Kur’an-ı Kerimde Cenab- Hak bir takım varlıklara kasem vavı veya uksimu kelimesiyle yemin etmiştir. Fakat bu yemin ne için edilir, neden bir takım varlıklara edilir de aynı gruptan olan diğerleri ile edilmez,bunların diğerlerine üstünlükleri var mıdır?Örneğin TİN SÜRESİ’NDE “tin=incir” ve “zeytin”e yemin edilir de “üzüm”e , “ hurma”ya veya “nar”a edilmez, neden? Keza “ay” a,”güneş”e,”gök”e ve yerin bazı bölgelerine yemin edilir; neden?Bunlar , diğerlerinden daha mübarek veya daha mukaddes olduğu için mi seçilmişlerdir, yoksa bunların seçilmesinde başka kriterler mi rol oynamıştır?
Bu konuda Celalettin el-suyuti’nin EL-İtkan fi Ulumil-Kur’an adlı eserinde kısa da olsa doğru bir tesbiti vardır. Şöyle ki; yemin edilen varlıkla yeminin cevabı arasında ; önemli bir münasebet vardır;yani, yemin edilen şeyler, yeminle te’yit edilen haberin doğruluğunu gösteren akli deliller mahiyetindedir. “Veduha” süresinin tefsirinde bu, daha da vuzuha kavuşacaktır.
Niçin yemin edilir? Yemin neyin yerine geçer? Bir kimse , bir ihbarda bulunsa, bu da tereddüt ile karşılansa ,kişi; varsa hemen şahit gösterir, söylediğinin doğruluğunu teyit için. Bu konuda şahidi de yoksa bu sefer ALLAH’a yemin ederek , yani ALLAH’ ı şahit tutarak sözünü teyit etmeğe çalışır.”VALLAHİ” diyerek ALLAH’a yemin etmek, ALLAH şahidimdir ki, “....bu söylediklerim “doğrudur, demektir.
Peki; ALLAH’ın yemini ne demektir? ALLAH (CC) neden yemin eder? ALLAH’tan daha doğru sözlü kimdir? Müminlere göre ALLAH’ tan daha doğru sözlü kimse olamaz. Öyleyse ALLAH’ın bir takım varlıkları şahit getirmesi , inananların imanını itminan derecesine çıkarmak, inanmayanları da ilzam etmek için olabilir.
Özetlersek kasem (yemin) edilen varlıklar, yeminle te’yit edilen haberin doğruluğunu ispat eden akli delillerdir; müminlerin imanını itmi’nana ulaştırır, inanmayanlar için de ispatlayıcı akli
delilleri ortaya koyar...


Bu mesaj, ISIK tarafından, 03.02.2010 15:47:53 itibariyle düzenlenmiştir.
Depo tadilatında ; İman
2010/02/03 17:02
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

 Allah, sizi yeminlerinizde bilmeyerek ettiğiniz lağıv (herhangi bir kasıt olmadan, kanaate göre yanlış yere yapılan yemin)dan sorumlu tutmaz. Fakat kalbinizin kazandığı yalan yere yapılan yeminden sorumlu tutar. Allah çok bağışlayıcıdır, çok halimdir. (2:225 )

Hayat akıp gidiyor =) Su misali...

Bize düşen 'Su Gibi' gördüğümüz Hayatı tam anlamıyla yaşamak -yaşamaya çalışmak  =)

Madem' Hayat',  ''Su Gibi'' o halde bize düşen bu Hayattan (sudan) abdest almak =) Temizlenmek-arınmak =)

Su Gibi gördüğümüz Hayatı abdest alarak yaşayacağız =)

Nasıl ki su kiri-pisliği - çamuru temizler ,

bizlerde yaşadığımız Hayat ile geçmişimizi- geleceğimizi ve her demimizi temizleyeceğiz =) temizlemeye çalışacağız...

Sularımız mı kesildi =) bu Hayatta ;umudumuz oluyor =) Umudumuzu kaybettiğimiz,sıkıntıların had safhada olduğu dönemde =) Su deposuna gideceğiz =) Su Deposu İman oluyor =) Akıl oluyor =) Madem aklediyoruz o halde ?

Sıkıntının kimden geldiğini ;neden-niçin geldiğini göreceğiz - bileceğiz =)

Aslında insanoğlu ettiğinin cezasını çeker =) Salih insanların cezası gelip - geçici olan; dünya hayatında görülür =)

O halde başıma gelen her sıkıntı,keder de kendimi Salih(a) olarak göreceğim , şükredeceğim ;

Allahım beni çok seviyor ve yaptıklarımın cezasını gelip-geçici olan dünya hayatında veriyorsun;

Hamd ve Şükürler olsun Rabbim (!)

Hem ayette de buyurulduğu gibi ; Rabbim beni şerefli İnsan olarak yarattı bana bu değeri verdi de şimdi bir sıkıntı için mi O'nu terkedeceğim ? Ben O'nu terk etmedikçe O c.c. beni terk etmez biliyorum =)

Belki çektiğim günahımın 2 katı ,

kötü insanlar neden bu kadar kötülük yapmalarına rağmen hiiç cezalandırılmıyor? (diyenler);

Asıl mutluluk budur =) Rabbim beni unutmadı-terk etmedi ki beni imtihana tabii tutuyor =)

Şükür ki bu imtihan için imanımız var =) Allah nefsimizle başbaşa bırakmasın bizi- Amin-

İntihar edenlerin SU (İMAN) deposu yoktur ....Bunların Nefis deposu daha doludur...

Umudun bittiği yere acilen meal (tefekkür-iman-islam =maneviyat) depolamak şart =)

Aksi takdirde abdestsiz yanı Hayatsız kalabilmek var =)

Beni terketmeyen Rabbim son nefesimde de beni iman ile yanına al - Amin-

Zülcelal-i Vel 'İkram sahibi Rabbim her nefse  İman Deposu nasib eyle

ve bu İman Deposu için bizleri katında İlahi Ruh Tesisatçısı eyle -amin -

 

vay beee yazdıkça yazasım geliyor =)) Su daha deniz deniz de okyonus olurda =) bu kadarı kıssadan hisse olsun değil mi ama =))

 

 

Sazan Tespiti
2010/02/04 11:58
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Bu konuya yazmakta olan arkadaşların; aralarda kendi his ve düşüncelerini kendi cümleleriyle ifade ediyor olmaları, lezzetli oluyormuş ya! 

Mesela cengaver 'in; akışı, sona eklediği şiire bağlayışını tuttum. 

ISIK derseniz; gemi için deniz ne ise, o da bu konu için öyle... 

Bir Z.SARI var işte... Ne yapmaya çalıştığını anlamadığım! 

Kuşluk Vakti , mükemmeldir =) Zaten birtek Sabah Ezanı'nda;

''Hayyal El-fel'a , Hayyal Es-Sela'' '' Namaz uykudan daha hayırlıdır '' denir =)

Sabahları tam kendine gelememiş olduğu için mi yanlış algılıyor acaba? 
Ama yok! Öyle olsa bile, diğer vakit ezanlarında tekrarlanan bu ifadeyi nasıl algılıyordur ki? 

Bir diğer ihtimal; yazdıklarının gerçekten dikkatle okunup okunmadığını anlamak da olabilir hani! 
Benim gibilerinin sazanlık derecesini ölçmek istemiş de olabilir tabi! 

Şüphesiz en iyisini Allah bilir... Allah-u a'lam! 

Bu mesaj, m1gin tarafından, 04.02.2010 12:13:15 itibariyle düzenlenmiştir.
İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
Dikkate Maşallah!
2010/02/04 16:27
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Tefsir paylaşım fikri ilk Zuhal' den geldi bismillah dedik başladık. Sayfayı konu ile ilgili yorumlarıyla destekleyen ilk cengaver oldu sağolsun.

E bir de siz okumuşunuz mbirgin; dikkatinize Maşallah! 

Ve bundan sonraki sureyi sizden isteyelim inşallah 

Bu mesaj, ISIK tarafından, 04.02.2010 16:39:32 itibariyle düzenlenmiştir.
Esselatu hayrun minen nevm
2010/02/05 0:37
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

vee işteee sonuçççç

değerli m1gin abim doğrusu sazanlık tesbitiniz kısmen doğru

Nasıl mı ?

"Esselatu hayrun minen nevm" Namaz uykudan daha hayırlıdır...

Resulü Ekrem s.a.v,

." Bilâl sabah namazı okurken uyanmamış Bilal kapıyı şiddetle vurarak, hiddetle

''Esselatu hayrun minen nevm Ya Resulallah" diye iki defa bağırmış Resulü Ekrem s.a.v. hemen uyanmış ve hücresinden kapıya çıkarak bu çok güzel Ya Bilal daima söyle demiştir...
 

Bu örnekten yola çıkarak =) hemde hazır Duha Suresin deyiz =) Hz.cengaver Ali abimiz de 'Kuşluk Vakti'ne dikkati tam yoğurmuş =) günlerdir tefsir sayfasına ilgiyi =) işin aslı meal okuma alışkanlığını nasıl kazanırız diye düşünüyordum ki =)

yazdıklarımız sadece 3 şahısla kaldı =) Oysaki burada biz Kuran-ı Kerim in insan hayatındaki önemini ve etkilerini paylaşmak istemiştik =) yani tefsir bu niyetle başlangıçtı =) Yüzeysel okumak değil , düşünerek-inanarak okumak ve Hayatımızda uygulamak =) Her nefsin harcı değil yoğrulmak ama en azından, bir nebze olsun nefse üflemek =) niyetimiz...

Şimdi baktım yok gidişat tefsir-ve 3 şahıs olarak ilerliyor =) akışa ters bakış getirelim dedik =)

mini bir test =) yapalım dedik =) yazdıklarımız ne kadar düşündürüyor ya da ne derece dikkatle okunuyor

 (aslında şu sıralar kelimelerin kimyaları ile deney yapıyorum sanırım  )

baktım kimseden ses-seda yok önümüzdeki Salı yeni bir sure ile bu bakışa Düz akışı yazacaktım ki =)) sazan tesbiti beni mutlu etti  ayrıca tebriklerimi sunar , teşekkürlerimi arz ederim

''Esselatu hayrun minen nevm '' bu sözle çokda komik bir hikayem var =)) unutmam mümkün değil yani

Sabah Namazları en eğlenceli vakitlerimdir =)

Zira arkadaaşlarımın çoğuna sabah namazında mesaj çekip hal hatır sorarım =)) ve daha çok başka hikayelerim var =)

anlatırım zamanla nasibse

Şimdi bu sayfaya ilgi ne derece sizce ? =)

vee ISIK ablanın dediği gibi sıradaki sure de size ait =)

 

 

 

Bu mesaj, Z.SARI tarafından, 05.02.2010 00:41:38 itibariyle düzenlenmiştir.
Bu mesaj, Z.SARI tarafından, 05.02.2010 01:27:08 itibariyle düzenlenmiştir.
Akletmek...
2010/02/07 0:11
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 5,5 (1 oy)

Baktim bu basligin atesi sönmek üzere, canlandirma babinda bir iki sey yazayim dedim.

Sayin m1gin demiski:

Bu konuya yazmakta olan arkadaşların; aralarda kendi his ve düşüncelerini kendi cümleleriyle ifade ediyor olmaları, lezzetli oluyormuş ya!

m1gin`in bu cümlesine katilmamak mümkünmü? Tabiki degil ve bende bu sitede bu konuya cok dikkat ediyor ve destekliyorum.

Zaten bu siteyi canli tutan ve digerlerinden ayiranda bu bence.

 

Hem insan kendi his ve düsüncelerini yazarken aklediyor, düsünüyor ve emek sarfediyor, ayni zamanda okuyanda bu emege

saygi duyup seve seve okuyor ve yazinin emek verilip yazildigindan dolayi dahada bi itinayla dikkatlice aklederek okuyor.

Ne mutlu akledene, akletmesini bilene ...

Misal olarak kardesimiz  Z.SARI inin bu basliktaki 03.02.2010 ; 17:02:14 tarihindeki yazmis oldugu yaziyi begeniyle okudum,

begenmemde sundan ötürüdürki, okurken akletme ihtiyacini hissettim, akletmek nede güzel bir eylem, eda ve ibadet...

 

Ve gelelim asil konumuza, yani dersin devamina. Bencede ISIK ablanin ve Z.SARI nin dedigi gibi, siradaki sureyi sen belirle ey m1gin.

Diger site sakinleri de bu calismaya katilrlarsa sevinirim.

 

Akletme temennisi ile...

Peygamber Efendimiz demiştir ki : Birisi öldüğünde akrabaları cenaze işleriyle meşgul iken,son derece güzel bir kişi gelir mevtanın başının yanında durur.Kefenlendiğinde kefen ile merhumun göğsü arasına girer.

Definden sonra herkes evine döner, Münker ve Nekir adlı iki özel Melek gelir,öleni kişisel mahremiyet içerisinde imanı hakkında sorgulayabilmek üzere ,göğsünde duran güzel kişiyi ayırmaya çalışır.

Güzel kişi der ki.”O benim refakatim,O benim dostumdur hiçbir şekilde Onu yalnız bırakmam.Eğer siz sorgulama için görevlendirildiyseniz,görevinizi yapınız.Onun cennete girmesini kabul ettirinceye kadar terk edemem.


Sonra ölmüş arkadaşına döner der ki, ”Ben, bazen yüksek sesle bazen de kısık sesle okuduğun Kur’anım.Endişe etme,Münker ve Nekirin sorgusundan sonra üzüntü duymayacaksın.

Sorgulama bitince güzel kişi Onun için Meleul Aladan (semadaki meleklerden) misk kokusuyla bezenmiş bir döşek hazırlar.

Allahın Resulu(SAV) demiştir ki:Hesap gününde ne bir Peygamber,ne de bir melek, Allahın indinde Kur’andan daha imtiyazlı bir şefaatçi olamayacaktır.

Resullah(SAV) demiştir ki: Bir beyit dahi olsa benden olan bir bilgiyi iletiniz.

Allahın lütfu hepimizin üzerine olsun.

 

AMİN

 

Bu mesaj, ISIK tarafından, 08.02.2010 16:53:21 itibariyle düzenlenmiştir.
KUR'AN VE SÜNNET
2010/02/08 19:11
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

KUR'AN KELİMELERİN MÜTHİŞ DİZİLİMİ İLE ALLAH TARAFINDAN OLUŞTURULMUŞ MÜKEMMEL KİTAPTIR.SÜNNET İSE CANLI KUR'AN'DIR.O HALDE İKİSİNİ AYIRMAK DEĞİL İKİSİNİ BİRLEŞTİRİP ÜZERİMİZDE YAŞATMAYA ÇALIŞMAK ASLOLANDIR.İNSAN İKİSİNİ BİRLEŞTİRME GAYRETİNDE OLURSA MÜKEMMEL İNSANA YANİ İNSAN-I KAMİLE ULAŞIR.MÜRŞİD-İ KAMİL İSE İNSANI BU YOLDA SADECE YÖNLENDİREN İNSANDIR.BEN DE GÜZEL BİR HADİS SÖYLEMEK İSTERİM.Kİ İNSANA EN GEREKLİ VE BASİT ÖĞÜTLERDEN BİRİ. 

Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman
2010/02/09 1:01
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 7,5 (1 oy)

Neler oluyor yahu!
Bir selam verdik, bizi borçlu çıkardınız; bu nasıl iştir ey ISIK, ey Z.SARI ve ey cengaver

Hadi öyle olsun bakalım... Borcum olsun yani! 
Ama ne olursunuz biraz mühlet verin! Kendimi varlıklı hissettiğimde borcumu ödesem olur, değil mi? 
Ama ne olur takvim sormayın bana! 

Sizi biraz olsun kandırmak ve yatıştırmak adına; Bahattin Karakoç'un "Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman" adlı güzel şiirini sunayım... 

Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman (Bahattin Karakoç)

Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırırsa beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadîm Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Hadi size bir jest daha... Bu güzel şiirin; İbrahim Sadri tarafından seslendirilmiş ve ayrıca Hasan Sağındık tarafından yorumlanmış besteli halini sunayım...
Hatta ve hatta bununla yetinmeyip bir adım ötesine geçeyim ve size armağan edeyim; ey ISIK, ey Z.SARI ve ey cengaver

Konuyu dağıttığımın farkındayım... Lâkin alacaklılar kapıya dayandıklarında, borçlu olan kişi, nasıl ki bazen kırk dereden su getirirmiş ya... Benimkisi de az biraz öyle oldu sanki! 

Ve buyurun...

Madem ki üç kişiler... Bir de Bedirhan Gökçe yorumunu da eklemek istedim ki; kişi başı bir eser seçsin!
Böylece umulur ki; iki kişi bir eseri paylaşamayıp kendi aralarında kapışırlar da, ben az biraz zaman kazanırım! 

Bu mesaj, m1gin tarafından, 09.02.2010 01:10:27 itibariyle düzenlenmiştir.
İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
Yanıt: Özenti
2010/02/09 10:04
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)


 ben yenı üye oldum bu siteden cok sey aldım harıka bir site yapmıssınız allah razı olsun ..

eger mümkunse tam bılmıyorum ama kabe ımamlarıdan coskulu bır sekılde dua edıyolar ve aglayarak cemaatda bereber. imam ya allah  dıye baslıyor onu bulmam için bana yardımcı olurmusunuz

çokk tesekurler..

 

=) Değerli m1gin abim ben SADRİ abiden eklemekte olduğunuz eseri şahsıma kabul ediyorum  ve bu güzel eser için teşekkürler

size istediğiniz zamanı veriyoruz =) enazından kendi adıma veriyorum diyeyim

ve sayın akil , link konusunda becerikli değilim =) lakin isim verebilirim =)

bildiğim kadarı ile en  çok ağlayan ;

Abdurrahman Es-Sudeys

çok ağlayan ;

İbrahim Es-Suhuraim

Ağlayan ;

Mahir

 

Hayirli okumalar...
2010/02/10 1:55
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Degerli m1gin,  yazmis oldugun mesaji daha önce okumustum ve ancak simdi cevap verebilme firsatini buldum,

bu ara tabiki hangi eseri ben alsam diye düsünürken, degerli Z.SARI kardesimin Ibrahim Sadri`yle olan

gönül bagini bildigimden Sadri´yi almayi düsünmüyordum, bu gibi durumlarda Z.SARI`nin dokunulmazligi var diye düsündüm.

Ve ISIK ablamiz henüz uyanmamisken ben Bedirhan Gökce´nin eserini patentliyeyim.

Bende zaman konusunda Z.SARI`ya katiliyor ve sana bu konuda serbestlik taniyorum, lakin bu aralar bana biraz

melankoli takiliyorsun gibime geldi, hani fani dünyadan ayrilmadan bu ruh halinden cikip sureyi belirlersen sevinirim,

ne zaman aranizdan ayrilacagim belli degil nede olsa, belki yarin, belki yarindanda yakin...

 

Ve ISIK ablanin aktarmis oldugu rivayete, bir iki cümle eklemek istedim.

Okurken su cümleler dikkatimi cekti:

Sonra ölmüş arkadaşına döner der ki, ”Ben, bazen yüksek sesle bazen de kısık sesle okuduğun Kur’anım.Endişe etme,Münker ve Nekirin sorgusundan sonra üzüntü duymayacaksın.

Sorgulama bitince güzel kişi Onun için Meleul Aladan (semadaki meleklerden) misk kokusuyla bezenmiş bir döşek hazırlar.

Allah´ın Resulu (SAV) demiştir ki:Hesap gününde ne bir Peygamber,ne de bir melek, Allah´ın indinde Kur’an´dan daha imtiyazlı bir şefaatçi olamayacaktır.

Yüzeysel olarak bu cümleleri okudugumda aklima su düsünceler gelmisti:

Ben bu dünyada sesli veya sessiz okudugum Kur`an, hesaplasma gününde bana faydali olup ve benim cennete girmemi saglayacak...

Acaba bu cümleler nasil anlasilmaliyid?

Ve buradaki okuma nasil bir okumaydi? Ne yani Kur`an`i sadece yüzünden okumak, sesli veya sessiz  ve "iman ettim" demesi

bir müslümanin cennete girmesi icin yeterli miydi? Ki bu bana biraz kolayca geldi, cennet o kadarda ucuz olmamaliydi, degil mi ama?

Hemen aklima su ayet geldi :

 

"...iman ettim demekle kurtulacaginizi mi zannettiniz?"  (Ankebut; 2)

 

Evet evet, o kadar kolay olmamaliydi cennete girmek.

Hani yazilarimizda hep diyoruz ya "akletmek" diye, iste dinimiz hakkinda olan herseyi akletmemiz gerekiyor ve bir yaziyi anlamadan

üzerinde düsünmeden ve aklen muhasebesini yapmadan okumak okuma olmamali, okumak okudugun seyi anlayarak, üzerinde

defalarca düsünerek ve düsündügün seyi benimseyerek icraata gecis yapmak, yasamak...

Okumak böyle birsey olmali diye düsünüyorum, ne de güzel birsey olmali okumak...

Ve diyorum ki, bir müslüman Kur`an`i anlayarak, düsünerek, benimseyip yasayarak okursa, zaten Kur`an`in ve yüce Rabbimin

bizden istedigi sekilde kullugumuzu yerine getirmis olacagiz.  Ve bu sekilde, yüce Allah`in rizasini kazanmak, insani cehennemin

atesinden uzaklastirip ve Rabbimin övdügü, altindan irmaklar akan, selamin selam oldugu cennete biraz daha yaklastirir diye

düsünüyorum.

Sonucta, okumakta diger ibadetler gibi bir ibadet ve buyruktur, yoksa misal olarak, bir insanin sadece namaz kilmasi, o ibadeti tam 

olarak yerine getirmis olmayabilir:

 

" Vay o namaz kilanlarin haline ki; onlar kildiklari namazdan gafildirler." (Maun; 4-5)

 

Namazi, bir ibadet olarak nasil bilincli ve gafletten uzak bir sekilde eda etmemiz gerekirse, ibadet olan okumayi da gafletten uzak

ve bilincli bir sekilde eda etmemiz gerekir  ve böylece bilimden ve ahlaktan yoksul olmayalim ki yetim kalmayalim.

 

Rabbim bizleri yetim birakmasin. (amin)

 

Hayirli okumalar...

 

OKUMA... VE OKUMA!
2010/02/10 14:20
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

 

BİR İNSAN KİM OLURSA OLSUN İSTER MUSEVİ İSTER MÜSLÜMAN İSTER HRİSTİYAN YADA BAŞKA DİNLERİN MENSUBU.YA SÖYLEDİKLERİNİ YAPACAK YADA YAPTIKLARINI SÖYLEYECEK.İNANDIRICILIK ANCAK BÖYLE OLUR.MEVLANA'NIN SÖZÜNE BENZER AMA AYRI BİR SÖZ.BUGÜN GÜNÜMÜZDE SÖYLEDİKLERİYLE YAPTIKLARI TEZAT OLAN ÇOOOOK ÇOK İNSAN VAR.PEYGAMBERİMİZİN DEDİĞİ GİBİ.MÜ'MİN OLMAK İÇİN İNANDIM DEMEK YEMEZ.BUNU HER ŞEKİLDE GÖSTERMEK LAZIM.ŞUNU DİYORUM:HERKES EĞER İNANDIK DİYORSA NEYE İNANIYORSA ÖYLE YAŞASIN.YOKSA HER ŞEKİLDE HEDER OLUR GİDER.AZ DA OLSA HER YAPTIĞIMIZ GÜZEL ŞEYLERE DEVAM EDİP KÖTÜLÜKTEN SAKINIP,SAKINDIRMALIYIZ.YOKSA KUR'AN,ABDEST,NAMAZ NE SÖYLERSEK SÖYLEYELİM BOŞ.KARŞIMIZDAKİ BİRİNİ SAVIMIZA İNANDIRACAKSAK KENDİMİZ YAPMALIYIZ.EĞER YAPTIĞIMIZ BİR ŞEYE İNANDIRACAKSAK SÖYLEDİĞİMİZ HEP YAPTIKLARIMIZ OLMALIDIR.

Bu mesaj, MHB1050 tarafından, 10.02.2010 14:26:34 itibariyle düzenlenmiştir.

Değerli cengaver abime bu güzel nezaketinden ötürü =) Teşekkürlerimi arz ederim

Buarada hazır SADRİ abi demişken geçtiğimiz 02.02 de kendilerinin dünyaya teşrif ettiği gün idi ve SALI ya denk gelmişti =)

Bizlere sunmuş olduğu o güzel manidar eseri bende kendisine buradan armağan edeyim

Allah razı olsun İbrahim SADRİ abi =) sayende düşünüyor ve akletmeye çalışıyorum ;)

 

Bir dönüşle dönüyoruz
Hiç yağmur yağmıyor kum taneleri uçuşuyor üstümüze
Bir dönüşle dönüyoruz
Yorgunuz
Tenimiz esmer
Içimizde mağrur bir hüzün
Yaralarımız var
Ezcasi olmayan vurgunlar
En cok kadınlarımıza yakışan ağlamakla
En çok erkeklerimize dokunan caresizlikle
Yaklaşıyoruz hayatın ikindisine
Biraz daha yaklaşıyoruz
Bir el uzatımında
Akşamın alacasıyla
Bu, senin gidişinin hemen ertesinde
Dudaklarımızın kuruduğu
Suların cekildiği
Kızıldenizin diclenin
Önümüzde Musa elimizde asa ile yarıp geçtigimiz nilin
Ve eteklerimizi savura savura tükettiğimiz birlikteliğimizin ardından
Kayıp giden yıldızların şarkısı gibiyiz

Bir dönüşle dönüyoruz
Ne güzel oluyordu
Sağımıza dönüp seni görünce
Ne güzel oluyordu düştüğünde önümüze
Adı safranlara sarılı bir aşk gibi maceramız
Adı kıskanç kervanların zümrüt yüklerinde yazılı
Adı leyla
Bir vaveyla kadar dokunsanız ağlamaklıyız

Bir dönüşle dönüyoruz
Belki baksak arakamıza ordasındır
Bu efsunu kaybetmek istemiyoruz
Hiç bir şeyini istemiyoruz aslında dünyanın
İncisini yakutunu ipek yumuşaklığını yastıkların
Bebeğin yüzümüze dokunuşunu istemiyoruz
İşlerimizin limanlığını
Ocağımızın sıcaklığını bile istemiyoruz

Bir dönüşle dönüyoruz
Seni unutmamak icin şaşkın
İnanmamak için ölümüne inanıyoruz

Gittin mi aramızdan
Elini çektin mi üzerimizden
Bizi yetim şehrini öksüz bıraktın mı
Ne yapalım işte ağlamamayı beceremiyoruz
Isırdıkça kanıyan dudaklarımızdan dökülen boş sözlerle
Birbirimize soruyoruz
Hava nasıl saat kaç
Yine çayırların yeşlliğinde otlayan kuzuların arasındayız
Yine cayırların üstünde matem işliyoruz
İnceldiği yerden kopan dünya
Bir araftan yol bularak başımıza düşüyor
Gök kubbe patlıyor tepemizde
Hissediyor anlıyor ama anlatamıyoruz

Bir dönüşle dönüyoruz
Bırakıp gittiğin kadarız
Hiç yağmur yagmıyor
Yorgunuz
Tenimiz esmer
İçimizde mağrur bir hüzün
En çok kadınlarımiza yakışan ağlamakla
En çok erkeklerimize dokunan çaresizlikle
Yaklaşıyoruz hayatın ikindisine
Ne yapalım
Hiç yağmur yağmıyor
Sensiz yürüyünce
Bir dönüşle dönüyoruz
Kıyamet bize
Kıyamet bize
Sen yinede merhamet et bize
Merhamet et bize
Merhamet bize

 

Yanıt: Kur'ân niye bu kadar kalın?
2010/02/13 20:01
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 7,4 (3 oy)

Değerli arkadaşlar namaz tesbihatı ve dualardaki sayıların hikmeti ile yazılarınız istifadeye medar...  bu konuda bir kaç meseleyi istifadelerinizi sunuyorum

Mü’minler namazlarının sonunda tesbihat yaparken “Sübhanallah”, “Elhamdülillah” ve “Allahü Ekber” gibi mübarek kelimelerle Yüce Allah’ı tesbih, senâ ve tâzim eder, arada getirmiş olduğu salavatlarla da Resul-i Ekrem Efendimize muhabbet ve selâmlarını gönderirler. Böylece hem Cenab-ı Hakkın yardımını istemiş, hem de Peygamberimizin şefaatini dilemiş olurlar. Daha sonra yapmış olduğu duâ ile bir kul olarak âcizlini, zayıflığını ve ihtiyaçlarını dile getirir, bütün bunları Kâinat Sahibinden ister.

 

Ayrıca namazlardan sonra yapılan tesbihat, birçok mühim ve ulvî zikir kelimelerinin tekrarına vesile olması bakımından çok sevaplıdır. Tesbihat bir nevi namazın hâtimesi ve en güzel surette bitirilmesidir. Bu tesbihleri bizzat Peygamberimiz devamlı surette yaptığı gibi, bizlere de faziletini bildirerek tavsiye etmiştir. Birgün, başta Ebû Zer (r.a.) olmak üzere Muhacirlerin fakir olanları Peygamberimize gelerek şöyle dediler:

 

“Yâ Resulallah, varlık sahipleri yüksek dereceleri ve dâimi nimetleri alıp gittiler. Çünkü onlar da bizim gibi namaz kılıyor, bizim gibi oruç tutuyor. Onlar sadaka veriyor, biz veremiyoruz. Onlar köle âzat ediyor, biz edemiyoruz.”

 

Sahabîlerini dinleyen Peygamberimiz, onların gönlünü şu müjdesiyle aldı:

“Ben size bir şey öğreteyim mi? Onunla, sizi geçenlere yetişir, sizden sonrakileri de geçersiniz. Hem hiçbir kimse sizden daha faziletli olamaz. Meğer ki, sizin yaptığınız gibi yapmış olsunlar. Meğer ki, sizin yaptığınız gibi yapmış olsunlar. Her namazdan sonra otuz üç kere ‘Sübhanallah’, otuz üç kere ‘Elhamdülillah’, otuz üç kere ‘Allahü Ekber’ derseniz, tamamı 99 eder. Yüzün tamamında da, ‘Lâilaheillallahü vahdehu lâ şerika leh, lehül mülkü ve lehüm hamdü ve hüve alâ külli şeyin kadîr’ derseniz, günahlarınız denizin köpüğü kadar da olsa, affolunur.”1
 

 

Bu kelimelerin bu kadar sevap kazandırdığı ve pekçok günahı affettirdiği meselesine gelince; hadis âlimleri bu hususta şöyle bir izahta bulunmaktadır:

 

Fakir Muhacirlerin maksadı, mutlaka zenginlerden fazla sevap ve derece kazanmak değil, bu derecelere ve ebedî nimetlere kendilerinin de nâil olmalarıdır. Diğer taraftan, fakir Muhacirlerde o kadar hâlis bir niyet vardı ki, eğer onlar da zengin olsaydı, muhakkak diğer Müslümanlar gibi sadaka vereceklerdi. “Mü’minin niyeti amelinden hayırlıdır” hadisi ise, bu gerçeğe işaret etmektedir. İşte Cenab-ı Hak, mü’minlerin bu samimi niyetlerinin karşılığında onlara yüce dereceleri nasip etmekte, günahlarını bağışlamaktadır.

 

Peygamberimiz (a.s.m.) bir diğer hadislerinde de namazdan sonraki tesbihatın faziletini beyan buyurmuş, devamında ise, “Herhangi biriniz namazda iken şeytan gelir ve namazdan dönünceye kadar ‘falan işi hatırla, falan işi hatırla’ der. Bu yüzden tesbih çekmeyi belki yapamaz” ifadeleriyle bu hususta bizi dikkate sevk etmiştir.2

 

Peygamber Efendimiz pekçok hadis-i şerifte de namazlardan sonra okunacak tesbihleri ve duâları bildirmiş, bizlerin de bu duâları yapmamızı tavsiye etmiştir. Hattâ öyle ki, namazdan sonra okunabilecek duâlar derlense bir kitap hacmına ulaşabilecek şekildedir.

Sözler isimli eserinde “Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahü Ekber” kelimelerinin hem namazın içinde, hem de namazdan sonra yapılan tesbihatta büyük bir yerinin olduğunu ifade eden Bediüzzaman HAzretleri şunları söyler:

 

“Namazın mânâsı, Cenab-ı Hakkı tesbih ve tâzim ve şükürdür. Yâni celâline karşı kavlen ve fiilen ‘Sübhanallah’ deyip takdis etmek, hem kemâline karşı lâfzan ve amelen ‘Allahü Ekber’ deyip tâzim etmek, hem cemâline karşı kalben ve lisânen ve bedenen ‘Elhamdülillah’ deyip şükretmektir. Demek, tesbih ve tekbir ve hamd namazın çekirdekleri hükmündedirler. Ondandır ki, namazın harekât ve ezkârında bu üç şey her tarafında bulunuyorlar. Hem ondandır ki, namazdan sonra namazın mânâsını te’kit ve takviye için şu kelimât-ı mübareke [mübarek kelimeler> otuz üç defa tekrar edilir. Namazın mânâsı şu mücmel hülâsalarla te’kit edilir.”3

 

Maddi kilitlerin kendilerine münasip anahtarları olduğu gibi manevi kilit hükmünde bazı sırların da kendilerine münasip ölçülerde anahtarları vardır.

 

Kilide göre anahtarı kullanmadınız mı muvaffak olamazsınız. Mesela sizin e- mailinizin bir şifresi vardır. O şifreyi yanlış girdiğiniz takdirde – mail kutunuza giremezsiniz. İşte bazı ilahi sırların açılabilmesi için belirli sayıda tesbihin veya salavatın çekilmesi gerekir. Bu sayı kasten çekilmez ise o ilahi sırra erişilmesi mümkün değildir. Fakat sehven yani unutarak yanlış çekilmiş ise Cenab-ı Hakkın rahmeti sizden onu kabul etmektedir. O ayrı meseledir.

 

Namaz tesbihatına ayrı bir ehemmiyet veren Üstad Bediüzzaman, namazlardan sonra okunması gereken bu tesbih, salâvat ve duâları tazim etmiştir. Bugün basılmış halde bulunan Namaz Tesbihatı Bediüzzaman’ın her vakit yapmış olduğu tesbihattır. Bu tesbihatta, sabah ve akşam namazlarından sonra okunması hadisçe tavsiye edilen istiaze duâları, her namazdan sonra okunmasında büyük sevabı olan “İsm-i Âzam” duâları bulunmaktadır.

 

Mânevî hayatımızın kalesi olan ve her gün okunmasında büyük fayda ev sevap bulunan bu ezkâr ve duâlar Tesbihat’da bir arada bulunmaktadır. Her namazdan sonra bu tesbihatı okumayı alışkanlık haline getiren mü’minin mânevî âlemi nurlanacak, aydınlanacak, nefis ve şeytanın tehlikelerinden kurtulacaktır.

 

Bir mektubunda Bediüzzaman Hazretleri bu tesbihatın ehemmiyetini, “Namazdan sonraki tesbihatlar tarikat-ı Muhammediyedir [Peygamber yoludur> (a.s.m.) ve velâyeti Ahmediyyenin (a.s.m.) evradıdır. O noktadan ehemmiyeti büyüktür”4 ifadeleriyle dile getirdikten sonra, bu tesbihatın peygamberliğe ait büyük velâyetin (veliliğin) hususî evradı olduğunu, bu cihetten bu tesbihlerin bütün tarikatlerin zikir ve evradından faziletli bulunduğunu belirtir.

 

Hatta öyle ki, bu tesbihatın zevkine varan, hazzını alan bir mü’min, Peygamberimizin reisliğinde milyonlarca Müslümanın büyük bir zikir halkasında toplandığını, hep birlikte bu mübarek kelimelerin söylendiğini düşünerek, bir yerde mânen işiterek ruh dünyasını yüce âlemlere çıkarmış olacaktır.

 

Müezzin tesbihatta hangi tesbihin söyleneceğii bildirmek için söylüyor.Bu bildiri amaçlı söylenen tesbih 33 defa çekilen tesbihlerin sayısına dahil değildir. Zaten herkesin ayrı ayrı 33 defa tesbihleri çekmesi gerekir.

 

1. Müslim, Mesacid: 146; Ebû Dâvud, Vitir: 2.

2. Tirmizî, Davaat: 25.

3. Sözler, s. 37.

4. Kastamonu Lâhikası, s. 68-69.


Selam ve dua ile...
 

m1gin demiş ki;

Neler oluyor yahu!

Bir selam verdik, bizi borçlu çıkardınız; bu nasıl iştir ey ISIK, ey Z.SARI ve ey cengaver? 

Hadi öyle olsun bakalım... Borcum olsun yani! 

Ama ne olursunuz biraz mühlet verin! Kendimi varlıklı hissettiğimde borcumu ödesem olur, değil mi? 

Ama ne olur takvim sormayın bana! 

Sizi biraz olsun kandırmak ve yatıştırmak adına; Bahattin Karakoç'un "Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman" adlı güzel şiirini sunayım... 

Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman (Bahattin Karakoç)

Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü

Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü

Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü

Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana

Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana

Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden

Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden

Bebekler hayta hayta yürümeden

Geleceğim diyorum, geleceğim sana

Ne olur kesin bir takvim sorma bana

Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Beklesen de olur, beklemesen de

Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende

Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde

Hangi ses yürekten çağırırsa beni sana

Geleceğim diyorum, takvim sorma bana

Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi

Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi

Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?

Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana

Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana

Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden

Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben

Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden

Gemileri yaksalar da geleceğim sana

On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana

Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif

Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız

Ey benim alfabemdeki kadîm Elif

Ne güzellik, ne de tat var baharsız

Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana

Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana

Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ihlamurlar çiçek açtığı zaman

Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan

Kimseye uğramam ben sana uğramadan

Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana

Takvim sorup hudut çizdirme bana

Ben sana çiçeklerle geleceğim

Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Hadi size bir jest daha... Bu güzel şiirin; İbrahim Sadri tarafından seslendirilmiş ve ayrıca Hasan Sağındık tarafından yorumlanmış besteli halini sunayım...

Hatta ve hatta bununla yetinmeyip bir adım ötesine geçeyim ve size armağan edeyim; ey ISIK, ey Z.SARI ve ey cengaver! 

Konuyu dağıttığımın farkındayım... Lâkin alacaklılar kapıya dayandıklarında, borçlu olan kişi, nasıl ki bazen kırk dereden su getirirmiş ya... Benimkisi de az biraz öyle oldu sanki! 

Ve buyurun...

Hasan Sağındık - Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman
İbrahim Sadri - Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman
Bedirhan Gökçe - Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman

Madem ki üç kişiler... Bir de Bedirhan Gökçe yorumunu da eklemek istedim ki; kişi başı bir eser seçsin!

Böylece umulur ki; iki kişi bir eseri paylaşamayıp kendi aralarında kapışırlar da, ben az biraz zaman kazanırım! 

Bu mesaj, m1gin tarafından, 09.02.2010 01:10:27 itibariyle düzenlenmiştir.
 

 Şiir sunumunuz için çooook teşekkür ederiz mbirgin, ancak; Ey mbirgin, her borcun bir son ödeme tarihi vardır. Eeee bu gecenin feyziylede kendinizi varlıklı hissedeceğiniz kanaatindeyim ki sizinde kabullendiğiniz öteleme hastalığınız burada da zuhur bulmasın inşallah.

Dağılan konunun toparlanması dileklerimle kandil geceniz aydınlık içinde geçsin inşallah.

 

Güller açtı bak sahillerde =)
2010/02/27 16:15
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Ihlamurlar Çiçek Açana Kadar bizde ; Ayna grubunun dediği bibi ; Güller açtı bak sahillerde diyelim =)

Sayın gunduzalp ın faydalı paylaşımından sonra aklıma Ihlamurlar Çiçek Açana Kadar bir başka surenin tefsirini yapmak geldi.

Hemde ISIK ablanın dediği gibi sayfa düzennlemesi-toparlaması yapalım =)

sayın gunduzalp tesbihat ile ile ilgili güzel bilgiler sunmuş ve bende doğruyyu söylemek gerekirse bu konuda biraz tembelim =)

sadece Yatsı namazından sonra tam tesbihat yapabiliyorum .Bu konuda bu sayfadan kendime ders aldım =)

Aslında , Beyazit'ı Bestami Hazretlerin den sonra tesbihatın sayısız olabileceğini anladım ...

Ama önce tam yapmalıyım ki sonra sayısız olsun değil mi =) Tembellik yok dedim ve bir kez daha Allah razı olsun sayın gunduzalp...

Madem muhabbet tesbihat ile gidiyordu o halde tesbihat öncesi Namaz diyelim =)

ve ne dersiniz  MAUN SURESİ ne ?

Maun suresi...
2010/03/01 0:35
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Evet evet, bende katiliyorum ISIK ablanin fikrine, sayfa toparlanmali ve dersimize devam etmeliyiz.

Z.SARI ´nin teklifinede onay vererk baslayalim artik diyorum, Maun suresi.

Baslangici siz degerli kardeslerim ISIK abla veya Z.SARI veya bir baska arkadas yaparsa, katilirim bende sizlere...

Kisa zamanda Maun`u isleme istegiyle...

Maun Suresi ilk 3 ayet ...
2010/03/01 20:28
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Maun Suresi

1.Baksana şu Dini,mahşer ve hesabı yalan sayana!

Bildin mi sen Ya Ekrem-er Rasul?Şol şahs-ı Hakiri ve o şahıs yevmi ceza olan kıyameti tekzib eder.

Bu ayette hitap;Rasulullah s.a.v.'dir veyahut görmek ve bilmek şanından olan  bilımum insana (bizlere ) dir.

Bir beşer ki gözü vardır,bir beşerki aklı da iradesi de vardır ki hitap hel halukarda akıl sahibi mükellefedir.

Ereaytte; gördün mü?        Çünkü ileride beyan edilecek şeyler,gözü gören her insanın görebileceği unsurlardır.

Gördün mü sözü ileride okuyacağımız ayetleri ve diğer bir deyişle Allahu Teala nın sözlerini düşünmeye teşvik eden ,kelime lügat ,olmaktadır.

2.  O , yetimi şiddettle itip kakar .

Ebu Cehil'in vasisi olduğu bir yetim,uryan ve perişan olarak gelip kendi malından bir miktar istediğinde

,Ebu Cehil şiddetle reddedip,yetim meyuz olunca orada hazırbulunan Kureyş sufehası istihza tarikiyla

''Muhammed s.a.v. e git,sana şefaat etsin '' demeleri üzerine yetim Rasulullah s.a.v. gelir ; şefaat ister.

Rasulullah s.a.v. Efendimiz yetimle beraber Ebu Cehil e gelince ,Ebu Cehil ,Cenab-ı Peygambere iltifat eder ve çocuğun malından

istediğini vermesi üzerine sufehayı Kureyş Ebu Cehil i ''Dininden döndün,Muhammed s.a.v.den korktun .''

Gibi sözlerle ta'yip edince Ebu Cehil ;

( Hayır;Dinimden dönmedim,lakin iki tarafında iki harbe gördüm.Eğer icabet etmesem bana harbelerin sokulacağından korktum)

demesi üzerine bu ayetin nazil olduğu mervi dir.

Yahut Ebu Sufyan hakkında nazil olmuştur.Zira ; Ebu Sufyan her hafta iki deve keserdi,lakin bir yetim gelip bir miktar et istediğinde asasıyla reddederdi.

Yani gördünse bilirsin ya ,görmedinse de bil!İşte dine  ve ahiretteki cezaya inanmadığından dolayı öyle dinsiz,imansız olan kimselerdir ki,yetimi iter,öksüzü zayıf gördüğü ve  Allah tan korkmadığı için insaf ve merhamet etmeyerek kakar,azarlar ve zorla hakaretle kovar.

3.Muhtacı doyurmaya hiç teşvik etmez.

Bu yemek,verenlerin üzerine vacip olan yetimin hakkıdır.Miskinin kendi yemeğini vermez.Bunu Zayiret Süresinin 51.ve 19.ayeti kerimesine baktığımızda;

'' Onların mallarında dilenci ve yoksul için bir hak vardır.'' mealeinden daha net anlayabiliriz.

Bununla beraber,böyle öksüzü kakmak ve fakirlere bakmamak gibi insafsizlıklar dine yalan diyen kimselerin yapageldikleri adeti,huyu demektir.

Her nekadar bir insanın dine inanmaması şaşılacak bir şey olsada, inanmayan bir kimseye o fena huylar tabii geleceği için pek şaşılmaz.

Asıl şaşılacak taraf, dindar görünen insanların zekat veremeyecek kadar mal korkusunda cimrilik yapmalarıdır.


Maun Suresinin ilk 3 ayeti kerimesinin Tefsiri =) Sıradaki ayeti kerime NAMAZ ile ilgili olduğu için ayrı bir mesajda buluşmak duasıyla ;)

Baktım çok uzun oluyo ikiye böleyim =) hem önce bu mealleri bi sindirelim ruha değil mi =)

Bu mealler üzerindeki bilgileri paylaştıktan sonra diğer ayetleri paylaşma taraftarıyım =) siz ne dersiniz ?

Bu mesaj, Z.SARI tarafından, 01.03.2010 20:45:59 itibariyle düzenlenmiştir.
maun suresi
2010/03/02 11:40
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Sevgili Zuhal tefsire devam ederken bende sure hakkında eklemeler yapayım.

İnsanlar, yaptıkları iyilik veya kötülüğün karşılığı olarak mükâfat veya ceza göreceklerdir. Herkesin bir gün olup da ettiklerini bulmaları  Allâhü Teâlâ'nın inanılması gerekli kesin kanunudur.

Buna inanmayıp da "Dînin aslı yoktur; öldükten sonra ettiklerimizin mükâfatını veya cezâsını göreceğimiz de yalandır" diyen adamların bulunması şaşılacak şeylerdendir ve düşüncesizliktir. Âhirete, cezâ gününe inanmayanlar öyle kimselerdir ki: Onlar öksüzü itip kakar; kendisinde Allah korkusu olmadığı için yüreği katıdır; zayıflara insaf ve merhamet etmiyerek onları kakıştırır; onlara hakaretle bakar; kovar ve azarlar. Bunlar, âhirete îmansızlık alâmetlerindendir.

Sonra böyleleri, çaresizlerin ve yoksulların haline, yiyeceklerine dair başkalarına bir teşvikte de bulunmazlar. Bunları hiç düşünmezler. Ne kendileri doyurur, ne de hali vakti yerinde olanların bakıp gözetmeleri için kayırır, tavsiye ve yardımlarda bulunurlar.

Hiçbir suretle fakir ve düşkünlerin halini düşünmez, böylelerine bakmaz ve bakılmasına taraftar olmaz. İşte bu gibi insafsızlıklar dîne ve âhirete inanmıyan kimselerin huyudur. Fakat asıl şaşılacak şey, dindar görünenlerin bu kötü huylarla huylanmalarıdır.

Bu sûre bize şunu da anlatıyor ki: Dînin rûhu, Allâh'ın buyruklarına üstün bir saygı ile bağlanmaktır. Namaz da dînin direğidir. Namaz kılmak, Allâh'ın huzurunda durmaktır. Böyle yüksek bir huzurda olduğunu düşünmiyerek, namazın önemini takdir etmiyerek baştan savma yapmak, yahut Allâh için ve temiz bir niyetle kılmayıp dünyevî bir fayda düşüncesiyle ve başkaları görsün diye kılmak; malının zekâtını vermemek ve hattâ kimseye bir yardımda bulunmamak , Allâh yanında büyük bir cezâya sebeptir.

Bu gibi insanların durumları, dinsiz ve îmansız olanların, yetimi itip kakıştırmasından, fakirlere, düşkünlere yardım etmemesinden daha  kötüdür.

Fark ettiğim birşey; gündüzalp' in namazın manasını ve sonrasında yapılan tesbihatın önemini anlatan paylaşımının ardından, sevgili Zuhal' in namazın önemini vurgulayan sure seçiminin uyumu.  

 

Bu mesaj, ISIK tarafından, 02.03.2010 15:30:34 itibariyle düzenlenmiştir.
İncelik Farkı
2010/03/02 16:59
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Bu mesajı, ISIK 'ın farkettiğim bir inceliği sebebiyle, onu takdir etmek için oluşturuyorum.  
ISIK gibi, sizler de ne olduğunu merak ediyor olabilirsiniz tabi! 

Açıklayayım... Efendim son göndermiş olduğu mesajın altındaki bilgiden anlaşılacağı gibi; ISIK mesajını düzenlemiş bulunuyor. 
Ne var bunda, diyenleri duyar gibi oldum. 

Yok; bunda bir şey yok! Sonuçta mesaj düzenleme özelliği, mesaj sahibine tanınmış bir hak... 

Tamam tamam! Sadede geliyorum... Ne diye gevezeleşiyorsam... 

Düzenleme öncesi mesajın bir miktar daha uzun olduğunu gözledim... O halde ISIK, bazı bölümleri çıkarmış olmalıydı. İyi ama neden? 
Ve paragrafları mukayeseye başladım. 
Az biraz sonra, ISIK 'ın, ince düşünceli olduğu sonucuna ulaşmış bulunuyordum. 
Tamam tamam kızmayın; perdeyi açıyorum! 

ISIK; anlamca Z.SARI 'nın mesajının içerisinde geçen paragrafları çıkarmıştı.
Bu sayede; aynı bilgilerin yinelenmesini önlemenin yanısıra, mesajının sevimliliğini ve okunurluluğunu arttırmış oluyordu! 

Nasıl; tebrik edilmeyi hakkediyor, öyle değil mi? 

Bu mesaj, m1gin tarafından, 02.03.2010 17:07:36 itibariyle düzenlenmiştir.
İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
Teşekkür...
2010/03/03 16:54
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Eyvah eyvah.....Ne diyeceğimi şaşırdım şimdi.

Mesaj oluşturma sebebiniz tamamen sizin  dikkatinizden, inceliğinizden mbirgin. Onca ettiğiniz söze  bir kuru teşekkürümü kabul ediniz lütfen

Ama kabul edinizki sizin gösterdiğiniz bu incelik borcunuzdan zerre eksiltmeyecektir.

En kısa zamanda borcunuzu tahsil etmek için bekliyoruz .

 

Tutmayan Numara
2010/03/03 20:31
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Bu kadar olur yani! 

Kendimi öğretmenine yağcılık yapan bir öğrenci gibi hissediverdim bir anda. 
Ne bileyim; yazılı veya sözlü sınavı ötelemek için, öğretmeni gaza getirmeye çalışıyormuşum gibi yani! 

Ama gelin görün ki; bu sefer numaram tutmadı, yazık ki! 

Alacağınız olsun öğretmenim! 

Bu mesaj, m1gin tarafından, 03.03.2010 20:33:59 itibariyle düzenlenmiştir.
İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
Abonelik Bilgisi Abonelik
Kullanıcı Adı:
Parola:
Bilgi Hatırlatma Yeni Üyelik
İletişim | Kullanım Şartları | Reklam Bilgileri | Tüm Üyeler | Ne Nasıl Yapılır? | Arama | RSS | Twitter | Facebook | Youtube

Son Üyeler: Gakk, busbus, siyamiaytar, 1234123123123, Siyami,
Son Oturumlar: