Apartmandan çıkar çıkmaz soğuk hava yüzüne çarptı, ama onun zihni hala az önce okudukları bir cümleye takılı kalmıştı:
"Allah insanların duasını işitir ve onlara cevap verir, onlarla konuşur."
Dalgın bir halde arabasına bindi. Anahtarı kontağa sokmadan önce, soğuğa aldırmadan, birkaç dakika daha bu konuyu düşündü. Nasıl bu soru ruhunun derinliklerinden gelip zihnini bir bulut gibi kaplıyordu. Nasıl? Onun her şeyi duyabileceğinden zerre kadar şüphesi yoktu, ama yine de dualara nasıl karşılık verdiğini zihni kavrayamıyordu. Sonunda, cevabı bulmayı zamana bırakmayı düşünüyordu ki, birden içinden bir ses "Bunu neden bir dua vesilesi yapmıyorsun?" dedi. Sahi ya, onun elinden gelen dua etmekten başka ne olabilirdi? Yüksek sesle Rabbine seslendi:
"Allah’ ım! Senin her kulunun kalbinden gecen arzulardan bile haberdar olduğunu biliyorum. Benim bu dileğimi de elbette duyuyorsun. Lütfen, duaları nasıl duyduğunu ve onlara nasıl cevap verdiğini bana öğret! "
Arabayı çalıştırdı ve ruhen rahatlamış bir halde evine gitmek üzere yola koyuldu. Ana caddede ilerlerken, birden garip bir duygu doğdu kalbinde. Bu duygu arabayı durdurup bir kutu süt almasını söylüyordu. Önce kulak asmadı ve arabasını sürmeye devam etti. Ama ayni
duygu bu defa daha güçlü bir şekilde benliğini sardı. Bunun Rabbinden kendisine gönderilmiş
bir işaret, bir mesaj olabileceğini düşünerek; "Pekala Rabbim, sütü alacağım" dedi. Bu, çok da zor bir sınav gibi görünmüyordu zaten. Arabadan inip bir kutu süt alacaktı o kadar. Öyle de yaptı ve yeniden yola koyuldu. Ana caddeden arabasını sürmeye devam ederken, bir ara sokağın ağzından geçiyordu ki, içindeki ses bu defa ona "O sokağa sap" diye emretti.
Önce sokağı geçti, ama duygu kuvvetlenince Peki diyerek geri dönüp o sokağa girdi. Sokaktan ilerledikçe binaların görünümü değişiyor ve iki katli binalar yerlerini tek katlı derme-çatma barakalara bırakıyordu. Birkaç ev daha geçtikten sonra, ses durmasını söyledi.
Arabayı sağa çekti ve etrafına bakındı. Burası tam anlamıyla bir gecekondu mahallesiydi. Ve evlerin çoğunun ışığı sönmüştü. Belli ki, sabah erkenden işe gidecek insanlar yataklarına girmişti bile. O bunları düşünürken, yüreğinin sesi bu defa ona şu emri verdi:
"Git ve sütü sokağın karsısındaki yeşil evde yasayan insanlara ver."
Genç adam eve baktığında onun pencerelerinden de diğerleri gibi ışık gelmediğini gördü. Bu anlamsız bir şey diye düşündü bir an kendi kendisine. Bu evin insanları yataklarında uyuyorlar ve onları uyandırdığım takdirde aptal durumuna düşeceğim. Ama o ses "Git ve sütü ver!" dedi yine ona. Tereddüt etti uzunca zaman. Sonra aynı aksam ettiği duayı hatırladı. Ve bunun Ondan bir işaret olabileceğine kanaat getirdi. Arabasından çıktı. İsterlerse bana aptal gözüyle baksınlar. "Bu Rabb' imden gelen bir emirse eğer ona uyacağım" dedi kararlılıkla. Sokağın karşısındaki eve gitti ve zili çaldı. İçerden koşuşturmalar, gürültüler geldi. "Kimsin? Ne istiyorsun?" dedi içerden bir erkek sesi. Aksanı farklıydı, ama söyledikleri anlaşılabiliyordu.
Genç adam hemen oradan kaçıp uzaklaşmak istedi bir an. Fakat o bunu gerçekleştiremeden kapı açıldı. Fakir görünümlü bir adam açtı. Yüzünden hüzün okunuyordu, ama kapısında bir yabancıyı görmekten de fazla hoşnut değil gibiydi. " Buyrun?" diyen ev sahibine sütü uzattı.
" Bunu size getirdim." Adam sütü aldığı gibi içeri koştu. Daha sonra koridorun öteki ucundaki
odadan çıkan bir kadın mutfağa doğru seğirtti hızla. Onu izleyen adamın kucağında ise bir bebek vardı. Ağlayan bir bebek . Adamın gözlerinden sicim halinde gözyaşları dökülüyordu.
Yarı ağlayarak yarı konuşarak şunları söyledi:
"Şehre geleli iki ay oluyor. Hala iş bulamadım. Dostun ahbabın yardımlarıyla bugüne kadar geldik. Ama bugün bebeğimize süt alacak paramız yoktu. Sürekli dua ediyordum Allah'a bize süt göndermesi için."
Mutfaktan kadının sesi geldi bu sırada. Onun söylediklerini anlayamadı, çünkü başka bir dil konuşuyordu. Kocası onun sözlerini genç adama tercüme etti:
"Ondan bize bir meleğiyle süt göndermesini istiyordum. Sen bir melekmisin yoksa?"
Genç adam cüzdanındaki bütün parayı çıkarıp zorla adamın eline tutuşturdu. Ve adama bundan sonra onun için hep dua edeceğini, ve bir iş bulabilmesi için elinden geldiğince yardımcı olacağını söyledi. Kelimeler boğazında düğümlenince, döndü ve arabasına bindi. Bu
defa onun gözlerinden yaşlar dökülüyordu... Artık Allah'ın kullarının dualarını nasıl duyduğunu, onlara nasıl cevap verdiğini daha iyi anlamıştı!
Dualarınızın hayırlara vesile olması dileğiyle ....
Selam Ve Dua ile……