Görüntülenme: 50623
Kabbala İncelenmesine Giriş
2007/07/04 20:29
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)
GİRİŞ
 
1. Okült bilimlere açık olan edebiyat, felsefe ve din araştırmacıları eski çağ Rabbinlerinin (hahamlarının) Kabalası üzerinde biraz durmayı deneyebilirler, çünkü din veya inançları ne olursa da, böylelikle sadece bilgi değil, fakat içinde doğdukları ve büyüdükleri veya muhakeme güçleri geliştiğinde yeni uyarladıkları din ve doktrinleri farklı olanlarla karşılaştırdığında yaşam ve insan kaderi konusundaki görüşleri genişler.
 
2. Bu konuda kazanılacak yarar konusunda emin olarak eski İbrani Kabala doktrinlerine dikkatinizi almak isterim. Bu deruni incelemeye erken yaşta girme şansına sahip oldum ve sonraki yıllarda bu İbrani dini felsefe üzerinde biraz bilgi biriktirebildim ve Gül Haç cemiyetinde üyeliğimle bu konuda bilgim daha da geliştirdim. Ancak Kabalistik kitaplar o denli fazla ve denli kapsamlı oluşu, bir çoğunun sadece Rabbini İbranice veya Keldanice incelenmesi gerekmesi, bu konuda öz güvenimi yirmi yıl öncesi bu yazımın 1888 yılında Hermetik öğrencilerinin bir cemiyetinde konuşma olarak ilk yayınladığım zamana kıyasla azalmasına neden olmuştur. O tarihten sonra Jean de Pauly "Zohar"ın Fransızca tercümesi ve Arthur E. Waite'in "Kabala Edebiyatı ve Tarihi" ("The Literature and History of the Kabalah") yayınlanmıştır. Yine de bu küçük yazının Kabalanın daha kapsamlı eserlerine hakim olmayı zaman bulamayanlar için yararlı olacağı düşüncesindeyim. Gerektiği gibi Eski Ahit'e referans edilmiştir, ancak kasıtlı olarak Yeni Ahit'e veya İsa'nın öğrettiği inanç ve doktrinlere iliştirme yapılmamıştır ve eğer Kabalada iddia edilen Kutsal Üçlem bağlantısını irdelemek isteyen varsa Zohar ii, 43, b ve C.D. Ginsburg'un "Kabbalah"ta bulunan İngilizce'sine danışabilir.
WM. WYNN WESTCOTT, M.B., vs.
 
3. İtiraf edilmelidir ki Kabalanın menşei kadim çağların sislerinde kaybolmuştur, hiç kimse onu kimin çıkardığını veya ilk öğretmenlerin kim olduğunu ortaya çıkaramamaktadır. Kökenlerinin M.Ö. 515, İkinci Mabet dönemine bulunan İbrani hahamlara dek indiği konusunda epey kanıt bulunmaktadır.
 
4. Bu felsefenin, Yahudilerin Babil'de esaret dönemi sırasında Keldani öğretilerinin Yahudi geleneklerine etkileşiminden doğduğu önerilmiştir. Şüphesiz ki, öğreti erken dönemlerinde tamamen sözlü aktarılmaktaydı, bundan dolayı Kabala veya İbranice imla olarak QBLH kelimesi QBL kabul etmek, almaktan anlamına geliyor ve şüphesiz öğreti olarak aktarıldıkça elinden geçtiği kişilerce değiştirilmiştir. Asırlar sonraya dek onun herhangi bir bölümünün yazıya döküldüğüne dair herhangi bir kanıt yoktur. Musa'nın zahiri Pentateuch [Latince Musa'ya atfedilen "Beş Kitap", Tevrat], üzerinde giderek kabaran şerh ve tefsirler ve Mişna ile Gemara'yı içeren Talmud'dan ilginç bir şekilde ayrı tutulmuştur. Bunların Kabalanın derin ve gizemli doktrinlerinden etkilenmeden İbrani teolojide geliştiği gözükmektedir. Benzeri bir şekilde, Hindistan'da ezoterik bir dizi yazıtlar Upanişadlar'ın genel halkın kullanımı için talimatlar içeren zahiri Brahmanalar ve Puranalar ile yan yana geliştiklerini görürüz.
 
5. Halen mevcut olan en eski Kabalistik kitapların iddia edilen yazılış tarihini reddeden eleştirici araştırmacılar arasında çeşitli tartışmalar sürmüştür ve onlara atfedilen yazarlarının bunları yazamayacaklarını öne sürmüşlerdir. Ancak eserlere bir tarih veya yazar saptamaya gelince, bu aynı eleştirmenler büyük fikir ayrılıkları gösterip birbirleri ile çelişkiye girmektedirler. Yıkıcı eleştiri gerçek bilgiyi elde etmekten çok daha kolaydır.
 
6. Eski Kabalistik eserlerinin en önemlisine göz geçirelim:
 
7. "Sepher Yetzirah" veya "Oluşum Kitabı" en eski eserdir ve dini atalardan İbrahim'e atfedilmektedir. Bu eserin bir İngilizce tercümesinin yapmış bulunuyorum, bir kaç baskısı yayınlanmıştır. Bu eser Yaratılış konusunda çok ilginç bir felsefi tema açıklamakta. Dünya, güneş, gezegenler, elementler, insanın kökeni ve İbrani alfabenin yirmi iki harfi arasında bir paralellikten söz etmekte. Harfleri bir triad/üçlü, Heptad/yedili ve bir Dodecad/on ikiliye bölmekte. Üç ana harf A, M ve Sh (Ş) ilksel Hava, Su ve Ateş olarak tanımlamakta; yedi çift harf gezegenlere ve zamanın yedi bölmelere vs.; on iki tek harf ise aylara, Zodyak burçları ve beden organlarına eşleştirilmektedir. Modern araştırmacılar bu eserin mevcut kadim yazıtlarının ilk M.S. 200 tarihinde derlendiğini kabul etmeyi eğilimleri vardır. "Sepher Yetzirah" hem Kudüs, hem de Babil Talmudları tarafından söz edilir. Aynı Mişna gibi Yeni-İbrani dilinde yazılmıştır.
 
8. İbranice'de ZHR veya ZUHR olarak yazılan "Zohar" veya" Sohar" olarak bilenen "İhtişam Kitabı" veya "Işık Kitabı", Tanrı, Melekler, Ruhlar ve Kosmoloji konularını içeren bir çok farklı metinin derlenmesinden meydana gelmiştir. Kitabın yazarı 160 yılında yaşayan Rabbi Simon ben Jochai'ya atfedilmektedir. Kendisi Lucius Aurelius Verus, İmparator Marcus Aurelius Antoninus'un valisi tarafından zulme uğradı ve bir mağarada yaşamaya zorlandı. Bu eserin önemli bölümleri sözlü geleneklerden derlenmiş olabilir. Ancak başka bölümler şüphesiz zamanla, hatta 1290 yılı civarlarında İspanya, Guadalajara'lı Rabbi Moses de Leon tarafından yayınlandığı zamanda dahi ilave edilmiştir. Yayınlandıktan sonra tarihsel gelişi bilinmektedir. Kitap baskısı Mantua'da 1558 yılında, Cremona'da 1560 yılında ve Lublin'de 1623 yılında çıkarılmıştır; bunlar "Zohar"ın İbrani dilinde yazılı üç ünlü kodeksleridir. İbranice okumayanlara için Zohar'ı etüt etmenin en pratik yolu Baron Knorr von Rosenroth'un 1684 yılında "Kabbala Denudata" başlığı altında Latince'ye yaptığı kısmi tercümeleri ve S. L. MacGregor Mathers tarafından bunların İngilizce'ye tercümeleri olacaktır ("Siphra Dtzenioutha" - "Book of Concealed Mystery" - "Gizli Sır Kitabı"; "Ha Idra Rabba," "Greater Assembly" - "Büyük Meclis"; ve "Ha Idra Suta," "Lesser Assembly," "Küçük Meclis"- Not bu kitabın Giriş Bölümü ve Önsöz Bölümüsitemizde yayınlanmıştır). Bu üç kitap, Zohar'ın tonu, stili, içeriği konusunda iyi bir fikir vermektedir, ancak sadece kısmi, bir görüş verir. Zohar'ın diğer metinleri: Hikaloth - Saraylar, Sithre Torah - Kanunun Sırları, Midrash ha Neelam - Gizli Tefsir, Raja Mehemna - İtikatlı Çoban, Saba Demishpatim - Yaşlıların Sözleri, Peygamber Elias ve Januka, Genç Adam; ve Tosephta ve Mathanithan başlıklı notlardır.
 
9. Şu anda Jean de Pauly tarafından Zohar'ın eksiksiz ve son derece skolastik bir Fransızca tercümesi basılmak üzeredir.
 
10. Diğer ünlü Kabalistik eserler arasında: Rabbi Azariel ben Menachem'in "On Sephirtoh'un Şerhi", M.S. 1200; Rabbi Akiba'nın "Alfabe"; " Cennet Kapısı" ; "Enoch Kitabı"; "Pardes Rimmonim, veya Nar Bahçesi"; "Tecelliler Üzerinde Bir Çalışma"; Chajim Vital'in "Otz ha Chiim, veya Hayat Ağacı"; Isaac de Loria'nın "Rashith ha Galgulim, veya Ruhların Devri" Isaac de Loria; ve özellikle 1070 yılında ölen ve ayrıca Avicebron olarak bilinen ünlü İspanyol Yahudisi Ibn Gebirol'un yazıları, onun başyapıtı "Hayatın Pınarı" veya "Krallığın Tacı" eseridir.
 
11. Kabala öğretisi her biri bir süre ünlü olan birkaç okulla sınıflandılılmıştır: 1190 - 1210 yılları arasında Rabbi Kör Isaac, Rabbiler Azariel ve Ezra, ve Moses Nachmanides'in Gerona Okullu. Rabbiler Jacob, Abulafia (ölüm 1305), Shem Tob (ölüm 1332), Akko'lu Isaac'ın Segovia Okulu. Rabbi Isaac ben Abraham Ibn Latif okulu, yaklaşık 1390. Abulafia (ölüm 1292) ve Joseph Gikatilla (died 1300) okulu; ayrıca of Rabbiler Moses de Leon (ölüm 1305), Menahem di Recanti (ölüm 1350), Isaac Loria (ölüm 1572) ve Chajim Vital'in (ölüm 1620), "Zoharistler" okulları. Ünlü Alman Kabalistler arasında John Reuchlin veya Capnio, ikiünlü eser yazmıştır: "De Verbo Mirifico," ve "De arte Cabalistica."
 
12. Genelde Kabalistler arasında iki meyil vardır: biri tamamen doktrin ve dogma koluna; diğeri de pratik ve mücizevi harikalar işine koyulmuştur.
 
13. En ünlü harikaları uygulayan Rabbinler arasında ayrıca Ari olarak bilenen Isaac Loria, ve ne garip ki Müslümanlığa dönen Sabatay Sevi idi. Bu her iki Rabbinin çıkardığı okült külliyatının yaşayan temsilcileri vardır. Genelde bunlar dağılmış bireylerdir, inisiye gruplarını bulmak enderdir. Orta Avrupa'da , özellikle Rusya'nın belirli bölgelerinde, Avusturya ve Polonya'da halen Kabalaya atfettikleri garip şeyler yapabilen ve "Harikalar Yapan Rabbinler" olarak bilinen Yahudiler vardır, ve açıklanması çok zor şeylerin İngiliz Kabalistik ritüel ve tılsım öğrencileri tarafından yapıldığı görülmüştür.
 
14. Eski metinlerle ilgili Rabbini Tefsirlerin çoğu birbirine dolanan o denli kabarık bir Kabalistik külliyat oluşturur ki kavranması neredeyse imkansızdır. Her halde, ülkemizde eski yazmalarda halen saklı olan ne doktrinler bulunduğunu bilen ne bir Yahudi, ne de Hıristiyan vardır.
 
15. Dogmatik veya Teorik Kabala Tanrı, Melekler ve insandan daha ruhani varlıklar; insan Ruhu çeşitli yönleri ve parçaları; doğum öncesi yaşam, reenkarnasyon ve çeşitli ince alemler ve varlık boyutları konusunda felsefi kavramlar sunmaktadır.
 
16. Pratik Kabala, Eski Ahit'te her cümle, kelime ve harfi inceleyerek mistik ve alegorik yorumlar getirmektedir. Harf, rakam ve onların karşılıklı ilişki türleri; Gematria, Notorikon ve Temura ilkeleri; ilahi ve meleksel isimlerinin tılsımlara uyarlanması; sihirli karelerin (vefkler) hazırlanması; ve sonradan ortaçağı majisinin temelini oluşturacak çeşitli konulara giren çok kapsamlı bir külliyat.
 
17. Belirli bir Kabalistik eseri okumak yerine, onun felsefesi konusunda genel bir fikir edinmek isteyenler için mevcut üç standart eser vardır. Bunlardan ikisi İngilizce'dir, biri Dr. C. Ginsburg, 1865 yılında yayınladığı eserdir. Bu doktrinlerinin resmi ve kapsamlı bir özetidir. Diğeri Arthur E. Waite'in [ A.E. Waite önemli bir Altın Şafak üyesiydi]1902 yılında yayınladığı mükemmel "Kabalanın Doktrin ve Edebiyatı" ("The Doctrine and Literature of the Kabalah") eseridir ve ayrıca Fransızca olarak Adolph Franck'ın 1889 yılında yayınladığı eser vardır. Ancak bu daha çok betimleyici özelliktedir ve ayrıntılara pek girmez.
 
18. İbrani sistemde Hint dini felsefesinin birçok noktalarına değinmemektedir veya farklı mahiyeti oluşundan dolayı dışlanmaktadır. Örneğin, yok edilen Dengesiz Güç Alemlerinden başka alemlerin kozmolojisine pek değinmektedir; sarsılmaz Karma yasası göz alıcı bir özellik değildir; reenkarnasyon öğretilir, ancak yeniden doğuş genelde üçe yaşama sınırlıdır.
 
19. Kabalistik doktrinin küçük bir parçası Yahudi Talmud'da bulunmaktadır, ancak bu metinlerde gerçek Kabala'da bulunmayan biraz kaba bir anlayış vardır; örneğin insanların önceki yaşamların günahlarından dolayı hayvan biçimlerinde veya erkeklerin kadın olarak yeniden doğmaları gibi.
 
20. Unutmamak gerekir ki birçok doktrin birkaç Rabbinin öğretileriyle sınırlıdır ve belirli bir konuda eski bir doktrin ile yeni bir doktrin arasında bazen büyük farklar ortaya çıkmaktadır, bu değişik devir ve okulların Rabbinlerin Kitaplarında açıkça görülmektedir. Bazı Kabalistik öğretiler daha hiç basılmamıştır ve günümüze dek sadece mürşitten müride aktarılmıştır. Hiç bir İbrani kitapta bulunmayan ve Gül Haç ve Hermetik Localarda öğrettiğim konular da vardır. Bu eski İbrani kitapların dikkatli bir incelemesi bazı dogmaları sadece layık olan öğrencilerle sınırlamak, bilinçsizce yayılıp cahil veya çıkarcı kişilerden istismar etmelerini önlemek amacıyla bazı kasıtlı "perdeler"in konulduğu göstermektedir.
 
21. Kabalistik doktrin külliyatına herhangi bir önemli ilave konulmadığı yaklaşık olarak iki üç asır geçmiştir. Ancak bundan önce felsefi temayı açıklamak veya uzatmaya yönelik uzun bir şerh ve tefsir silsilesi üretilmiştir.
 
22. Daha önce belirttiğim gibi Kabalanın ne zaman bir somut bütün ve felsefi sistem olarak ilk oluştuğu belki de hiç bir zaman ortaya çıkmayacaktır, ancak eğer onun İbrani dinin Ezoterizmi olarak kabul etsek, ki bunun doğru olduğunu inanıyorum, esas öğretileri şüphesiz Jehovah, Yahveh ibadetinin esas ilkelerinin çıkışına yaklaşık olarak eş zamanlı olması gerekir.
 
23. On iki kavimin oluşu tarihi bir gerçek olup olmadığını veya Musa ve hatta Kral Sülyeman'ın bile gerçekten varolup olmadıklarını tartışan bazı şüpheci araştırmacıların iddialarına göze atmaya çaba göstermeyeceğim [Bu yazının hazırlandığı zamandan geçen bir asır süresince arkeolojik bulgular eski ahit tarihinde geçen birçok olayın doğruluğunu saptamıştır]. Bu çalışmamızın maksadı açısından, Yahudi ulusun, İkinci [Süleyman] Mabedin zamanında (M.Ö. 536) Asya hakimi Kirus'un, M.Ö. 587 yılında [Babil] Kral Nebuchadnezza tarafından zorla tutsak edilen bazı Yahudilerin Kudüs'e dönmelerine ve İbrani dinini icra etmelerine izin verdiğinde Yahveh teolojisi, bir rahip sınıfı sistemi ve elle tutulur bir doktrinleri olduğu yeterli olacaktır.
 
24. Kudüs'e bu dönüşten sonra, M.Ö. 450 yılında Ezra ve Nehmeniah, İbranilerin Eski Ahitlerini edit edip derlediler veya Musa'nın Tevrat'ı yazdığını ve Kral Süleyman hükümdarlığını inkar edenlere göre o zaman Pentateuch'ı [Latince 5 kitap, Tevrat, Torah] yazdılar.
 
25.Yenilenmiş din, Kudüs'ün Ptolemy Soter tarafından işgal ettiği, ancak Yahudi dinin temellerini yıkmadığı M.Ö. 320'ye dek devam edebilmişti. Hatta, halefi Ptolemy Philadelphus yaklaşık olarak M.Ö. 277 yılında İbrani metinlerin revize edilmelerine ve yetmiş iki alim tarafından Grekçe'ye tercüme edilmelerine sağladı. Bu tercüme asırlardır Eski Ahit'in Septuagint uyarlaması olarak bilinmektedir.
 
26. Bundan sonra Yahudilerin üzerilerine başka belalar geldi ve Kudüs M.Ö. 170 yılında Antiochus tarafından işgal edilip yağma edildi. Bunu Makkabilerin uzun savaşları takip etti ve Romalılar Judai, Yudeya'yı işgal ettiler. Sonra Yahudilerle çekişen Pompey şehri işgal etti ve kısa süre sonra M.Ö. 54 yılında Romalı general Crassus tarafından yağma edildi. Yine de Yahudi dini muhafaza edildi ve İsa'nın yaşadığı devirde bütün dini kutlama ve bayramların bulunduğunu görüyoruz. M.S. 70 yılında sonradan Roma İmparatoru olan Titus tarafından Kutsal Şehir işgal edildi, yağmalandı ve yakıldı.
 
27. İbrani Eski Ahit bütün bu çilelere rağmen muhafaza edildi, ancak kaçınılmaz olarak birkaç eserine birçok değişiklik ve ilaveler olmuştur. Bir rahip sınıfı silsilesi tarafından aktarılan halka sunulan Eski Ahit'e dahil edilmeyen daha ezoterik öğretiler de değişik öğretmenlerin etkileriyle değişime uğramış olabilir.
 
28. Bu devreden kısa bir süre sonra Eski Ahit kitapların ilk şerh ve tefsirleri dizileri hazırlanıp günümüze dek gelmiştir. Bunların arasında en eskileri yaklaşık olarak M.S. 100 yılında yazılan "Kanun" üzerinde "Targum of Onkelos" ve "Peygamberler" veya "Nebiler" üzerinde Jonathan ben Uzziel'in eseridir.
 
28. Yaklaşık olarak M.S. 141 yılında Judai'lı Rabbilerin ünlü eseri "Mishna" yazıldı ve "Talmud" denilen çok kapsamlı ve kabarık İbrani doktrinlerin derlemesine temel oluştu. Bunların iki versiyonu vardır, en önemlisi Babil'de ve diğeri Kudüs'te derlenmiştir. Esas "Mishna"ya Rabbiler "Gemara" denilen tefsirleri ilave ettiler. Bu zamandan itibaren Judai literatürü epey genişledi ve en azından 1500 yıla dek dini eserler çıkaran bir sürü İbrani Rabbin vardı. İki Talmud ilk kez Venedik'te 1520 ve 1523 yıllarından sırayla basıldılar.
 
29. Eski Ahit kitapları Yahudiler için asırlardır yön verici bir meşale olmuştur, ancak bilgili Rabbinler sadece bunlarla yetinmediler ve onları iki paralel literatür dizisiyle takviye ettiler. İlki Talmud'a dayalı olarak Eski Ahit'i açıklamak ve halkı eğitmek üzere Musa tarafından verilen On Üç Tartışma Kuralı'nın tefsiridir, diğeri ise gizli doktrin ve ezoterik anlamlarını açıklamaya yönelik uzun, daha karmaşık ve derin bir metindir. Oluşum Kitabı, Sepher Yetzirah ve İhtişam Kitabı, Zohar, eski Rabbinlerin ehil olduklarından övündükleri ve hatta Tanrının Musa'ya rahiplerin halka ifşa edilen yazılı kanundan ayrı olarak, ifa etmeleri için verdiği "Gizli Bilgi" olduğunu dahi iddia ettikleri sözlü geleneğin özü, cevheri temsil etmektedir.
 
30. Kabalanın başlıca ilkelerinden biri de, ruhsal bilgeliğin On Sayı ve Yirmi İki Harften oluşan Otuz İki Yoldan elde edildiği kavramıdır. Bu On Sayı, İlahi Tecelli, Sephiroth'u,Yüksek Ana, Binah'ın Büyük Denizi, Kristal Denizin Kutsal Sesler Korosunu simgeler. Üç esas Element, Yedi Gezegen ve güneşin yıllık seyrinde beşeri yaşama yön veren semanın On İki Zodyak etkisi ile Evrenin, Doğanın Yirmi İki okült gücü simgeler. "Sepher Yetzirah" tercümemin sonunda Otuz İki Yolun adları ve açıklamalarını vermiştin.
 
31. Kabala ve Ortodoks Yahudilik arasındaki bağın göstergesi, Rabbinlerin Eski Ahit kitaplarını ruhsal yaşamın kültürü için Yirmi İki (harfler) diziye sınıflandırdıklarını görüyoruz. Bu sınıflandırma Eski Ahit'in otuz dokuz kitabından on iki ikincil peygamberin kitaplarını bir diziye; Rut'u Hakimler'e; ve Ezra'yı Nehemya'ya ilave ederek, ve ikişer kitaptan oluşan Samuel, Krallar ve Tarihler kitaplarını birer kitap sayarak elde ettiler. Otuz dokuz kitap Ezra'nın zamanında saptanmıştı.
 
32. Kabalayı açıklayan kitaplara dönersek, onların atfedilen kökenlerinin doğruluğu, otantikliği ne olursa da, kadim eserler Sepher Yetzirah ve Zohar'ın mesafeli görüşlü bir kozmolojiyi ima eden, açık ve berrak bir ruhsal felsefe içerdikleri reddedilemez ve teolojik bir doktrin külliyatını kuran özel bir adın onuruna layık görülmeli - Kabala.
 
33. Umumi İbrani dininin esas dayanağı ve temeli her zaman Yahveh'in (Jehova) seçilmiş halkına ifşa ettiği Kanunları beyan eden Pentateuch, Musa'a atfedilen beş kitap olmuştur. Bu kitaplarla başlayan Eski Ahit, tarihi kitaplar, peygamberlerin şiirsel öğretilerini içeren kitaplar takip etmiştir, ancak birçok bölümler maddi ve dünyevi özellikler hakimdir ve Büyük Din kitaplarında beklenen ruhsal tertip yoksunluğu gözükmekte, hatta bazen günümüzün ahlaki değerlerle çakışmaktadırlar.
 
34. 3000 yıl önceki bir küçük ulusa hayati önem taşıyan Musevi Kanunları hijyen hususlarını düzenlemeye yönelik çok sayıda ayrıntılı kurallar getirmiştir, ancak hatalı kullara karşı çok kıyıcı cezalar ve acımasız muamelelerde bulunmaktadır. Oysa, bunlar modern görüşe göre milyonlarca dünyalarıyla Evreni Yaratan bir Tanrıdan tecelli edilecek şeylere pek uymuyor. Ayrıca, ölüm sonrası bir beşeri yaşamdan neredeyse hiç söz edilmemesi, İsa'dan gelecek yeni ifşaları gerekli kılan bir maddecilik göstermektedir. Oysa, muhafazakar İngilizler bu sözleri kuşkuyla bakıyorlar, ancak onlardan Eski Ahit'te ölüm sonrası yaşam veya ruhun ıslahı için bir dizi yaşamdan geçmesi ve ruhun ölümsüzlüğü açıklayan bir metini göstermeleri istenildiğinde onları bulamazlar ve papazların: "Eğer açıkça konmamışsa da ima edilmektedirler" demeleri ile yetinmektedir. Ancak gerçekten öyle mi? Eğer öyleyse nasıl oluyor da modern bir yazar şunu söyleyebilmiştir: "Eski Ahit'e refah iyi işlerin ödülüydü, oysa Yeni Ahit'e ödül geçimsizliktir"? Bu sadece gelecek yaşam olmadığında veya Eski Ahit'te düşünülen ödül ve cezalandırma yoksa mümkün olabilirdi.
 
35. Ancak bu gözlem doğrudur ve Eski Ahit'te insanın hayvan kadar ölümlü olduğunu öğretmektedir, örneğin (Vaiz/Ecclesiastes, iii. 19): "Çünkü adem oğullarının başına gelen, hayvanların başına gelir; ve başlarına gelen şey birdir; bu nasıl ölüyorsa, öteki de öyle ölüyor; hepsinin bir soluğu var; ve adamın hayvana üstünlüğü yoktur; çünkü hepsi boş. Hepsi bir yere gidiyorlar; hepsi topraktandır, ve hepsi yine toprağa dönüyorlar... Ve gördüm ki, adamın kendi işlerinde sevinçli olmasından daha iyi bir şey yoktur; çünkü onun payı budur; çünkü kendisinden sonra olacak şeyi görmek için onu kim geri getirecek?" Kendi Ego, Ruh veya Yüksek benliğinden başka kim olabilir.
 
36. Ancak belki de bu kitap adı şanı belirsiz bir Yahudi veya yarı Keldani veya Babil'linin kaleminden çıkmıştır. Bu hiç de öyle değil, zira bütün Yahudi alimler bu kitabı Yahudilerin en görkemli döneminin kralları Süleyman'a atfediyorlar. Eğer ruhun ölümsüzlüğü Halkın anlayışına açık olan Yahudiliğin özünde varsa, o zaman Süleyman bunu o denli kaba bir şekilde inkar etmezdi.
 
37. Yine de, Tekvin'de Yaratılışın öyküsüne baktığımızda aynı hikayeyi görürüz. Hayvanlar topraktan yapılmıştır, insanlar topraktan yapılmıştır, Havva Adem'den yapılmıştı ve her birinin sureti içine hayat nefesi "Nephesh Chiah" (Nefes Hiyah), can üflendi. Ancak, Adem'in bir süre içinde barınacak, deneyim kazanacak, ıslah olacak, sonradan farklı bir gelişim evresine geçecek ve nihai olarak İlahi kaynağa dönecek Yüce Zeka'dan bir Işın aldığına dair herhangi bir ima yoktur. Ancak, onlar her kimse, bu eserlerin yazarları, insanın daha yüksek bir tarafı, Ruh Varlığı olduğu konusunda herhangi bir kavramdan yoksun olmaları herhalde olası değildir. Eleştirel görüşe göre belirli bir dönemde dini felsefe Eski Ahit'ten çıkarılmış ve imtiyazlı bir sınıfa ayrılmıştı. Bu durumda halka kabulü için sadece katı ve kesin kanun ve gelenekleri içeren dış katmanı kalmıştı. Dini kitap olarak Eski Ahit'te yoksun olan ruhsal felsefe Kabala'nın esas özü olabilir; zira bu Kabalistik dogmalar İbrani'dir, ruhsal ve görkemli bir yüceliğe sahiptir. Eski Ahit onların ışığında okunduğunda bir ulusun kabulüne layık bir eser olmaktadır. Burada Kabalanın öz esasları ve kadim alt-temelinden söz ediyorum. Kabul ediyorum ki bir çok mevcut eserde bu asli hakikatler asırlarca derleyiciler, düşsel ve çoğu zaman kaba ilaveler ve şarklı imajlar tarafından örtülmüştür. Ancak bütün bunların ardından saklı bir İlahi Gücün kilit ilkeleri, onun tezahür eden Tecellileri, insan yaşamı diriltmesi, ruhların öte yaşamları, dünyevi yaşamın faniliği burada tam anlamıyla açıklanan temel doktrinlerdir ve bu Yahudilerin Kabalası ve sözde doğunun ezoterik Budizm ve Hinduizm öğretileri arsındaki temas noktalarıdır.
 
38. Olası olarak Protestan kilisesinin koptuğu Katolik kilisesi ilk başında Kitabi Mukaddes'in kasıtlı dışrek, zahiri mahiyetinin sırrına ve çoğu kez aslında alegorik içerikli tarihi olaylar kapsayan Yahudi kitapların gerçek manalarına varmanın anahtarı olarak Ezoterik Kabalayı anlamanın ruhban sınıfı ait yöntemine vakıftı. Eğer bunu kabul edersek, asırlardır Katolik kilisesi neden ruhban sınıfının haricindekilerin Eski Ahit'i irdelemelerine karşı caydırıcı tavır aldıklarını açıklar. Ayrıca bu Protestanların hırçın rahip sınıfının Reformasyonu ile birlikte ruhban sınıfı haricindekilerin Eski Ahit kitaplarını okumalarını teşvik etmekle hatta işlediklerini ima eder.
 
39. Musevi ve diğer Eski Ahit kitapları sürekli bir şekilde zalim ve kıyıcı sistemleri desteklemek için kullanılmıştır. Bunun dikkat çekici bir örneği, yüz yıl önce kadar yakın bir zamanda cereyan etmiştir ve Protestan ülkelerin rahipleri oybirliğiyle Yahudilere zorunlu olan Yahweh kanunlarına dayanarak köle ticaretinin devam etmesini desteklediler.
 
40. O zamanlarda çoğu kez serbest düşünürler ezilen ve zülüm gören ırkları kollamaktaydı ve asırlardır en bilgeli insanlar, en büyük bilim adamları İbrani yazıtlardaki talimatlar, iddialar ve öykülere atfedilen yanılmazlığı karşı verdikleri mücadelelerde hep başarıdan başarıya koşmuşlardır.
 
41. Eski Ahit bir bakıma binlerce Hıristiyan'ı bir arada tutmaktadır, zira İsa doktrinini Yahudi halkının doktrinleri üzerine inşa etmiştir, ancak günümüzde türeyen sonsuz Hıristiyan mezhep ve fırkaların hemen hemen hepsi Kitabi Mukaddes'e kendi kişisel yorumlarını katma hakkını iddia ederek ortaya çıkmıştır, oysa bu kitabın tefsir anahtarları kayıp veya en azından eksiktir ve onların yardımı olmadan kritik hatalar olacağı kaçınılmaz olduğu bilinse, her kafasına esen onu yorumlamaya kalkışamaz.
 
42. Kitabi Mukaddes'in farklı yorumlarının muazzam birikintisi abes, fuzuli ve beyhude olmasına rağmen, önem arz etmektedir, çünkü yüzlerce mezhep ve fırkanın takipçileri kendilerine sadece kişisel yorum hakkını değil, aynı zamanda kendi dışında olanları kınama hakkına da el koymuşlardır -- sanki Kitabi Mukaddes için iddia ettikleri yanılmazlık kendi kişisel propaganda veya kilise servisleri üzerine yansıması elzemdir. Dini hoşgörüsüzlük her kasabayı lanetlemiştir ve başkalarından kendilerini farklı sayarak kendi dar çevrelerinin dışındakileri eleştirmek, hatta zulmetmek veya cehenneme havale etmek hemen hemen hepsinde yaygındır.
 
43. Mistikler, Okültistler ve Teosofistler bütün dinlerin ortak temel ve kökenini göstererek mevcut müşterek aydınlanma olasılığını açıklamakla gerçekten büyük ve iyi bir hizmet sunuyorlar. Hoşgörü ve müşterek takdirle çok iyilik doğabilir, ancak dincilerin ayrışmacı mücadeleleriyle bütün inançlar zarar görür ve din, hoşgörüsüzlük, çekişme ve kibirlik anlamına gelen farklı isim olur. Hırslı bir fırkacının göstergesi ve işi artık, İsa'nın "Yargılamayın ki, siz de yargılanmayın" sözüne tam ters düşerek, başkalarının eforlarını kınamaya her an hazır olmasıdır.
 
44. Yahudilerin bir tarikatı, Saddusilikten gelişen bir kol Caraites tarih boyunca Kabalayı reddetmişlerdir ve ülkemizin [İngiltere] günümüzdeki İbrani hahamları pratik Kabalayı izlememektedirler ve Dogmatik Kabalanın doktrinlerini kabul etmemektedirler. Diğer yandan, bir çok ünlü Hıristiyan yazar Dogmatik Kabalaya karşı çok sempati ifade etmiştir.
 
45. M.S. 420 yılında ölen St. Jerome "Marcella'ya metup"ta On Sephiroth'a atfedilen bütün Kabalistik İlahi isimleri vermektedir. Diğerleri arasında Raymond Lully, 1315; Dördüncü Papa Sixtus, 1484; Pic de Mirandola, 1494; Johannes Reuchlin, 1522; H. Cornelius Agrippa, 1535; Jerome Cardan, 1576; Gulielmus Postellus, 1581; John Pistorius, 1608; Jacob Behmen, 1624; ünlü İngiliz Gül Haç mensubu Robert Fludd, 1637; Henry More, 1687; ünlü Jesuit Athanasius Kircher, 1680; ve Knorr von Rosenroth, 1689, vardı. Bunlara ayrıca Eliphaz Lévi ve Edouard Schuré, ikisi de Okült Bilimler üzerinde modern Fransız yazarlarıdır, ayrıca İngiliz yazarlar Dr. Anna Kingsford ve Edward Maitland ilave edilmelidir. Ünlü Alman filozof Spinoza, 1677, Kabala öğretilerine çok önem vermiştir.
Pratik Kabala
46. Dogmatik Kabaladan önce Pratik Kabalayı ele alalım. Teorik Kabaladan önce gelişi, belki de ilk başta Pentateuch'un her cümle, kelime ve harfinin İlahi İlhamdan kaynaklandığı ve en ufak zerresinin ihmal edilmemesi gerektiği kurama dayan bir inceleme içermesinden kaynaklıyordur. Rabbinler her kelime ve hafi saydılar ve sayıları harfleriyle temsil edildikleri için, bütün Tanrı isim ve sıfatların, ayrıca ilahi emirleri içeren bütün sözleri sayısal değerlerini hesapladılar.
47. İbrani harfleri ve sayılar şöyledir :
Aleph
A
1
Beth
B, V
2
Gimel
G, Gh
3
Daleth
D, Dh
4
Heh
H
5
Vau
O, U, V
6
Zayin
Z
7
Cheth
Ch [H, Ç]
8
Teth
T
9
Yod
I, Y
10
Kaph
K, Kh
20
Lamed
L
30
Mem
M
40
Nun
N
50
Samekh
S
60
Ayin
Aa, Ngh
70
Pe
P
80
Tzaddi
Tz
90
Qoph
Q [K]
100
Resh
R
200
Shin
Sh [Ş]
300
Tau
T, Th
400
48. Ayrıca birkaç son harfi vardır, son K, 500; son M, 600; son N, 700; son P, 800; ve son Tz, 900. İlahi İsim Jah, JH'ın sayısal değeri 15'dir ve 15 her zaman genel kullanımda 9 ve 6, ThV, Teth ve Vau. ile temsil edilir.
 
49. Kabalistik Rabbinler Eski Ahit'in kanun kitapları "Torah"ın sözlerini yaşamda uygun davranış bilgisine bir kılavuz ve Sinagog ve evde uygun okunacak metinler olarak tanımlardı. Ancak her söz, öykü, kanun ve olayın ayrıca daha derin mistik bir anlam taşıdığını ve bunların Gematria, Notorikon ve Temuria kurallarına göre hesaplama, çevirme, devşirme ile bulunabileceğini iddia etmişlerdi. Bu uygulamadan ilki Grekçe, ikincisi Latince ve Üçüncüsü İbranice kelimedir ve MUR kökünden TMURH, devşirme anlamına gelir.
 
50. On yedinci asrın en önemli Rabbini, Menasseh ben Israel, Musa kitaplarını insan bedenine, Mishna adındaki tefsirleri ruha, Kabala ruhun özüne benzetmiştir: "cahil insanlar ilk olanı irdeleyebilirler, bilgili olanlar ikinciye, ancak en bilgeli olanlar tefekkürlerini üçüncüye yöneltirler."Kabalistleri, kutsal yazıtlarda yaygın sırlara erişim sağlayabilecek on üç kuralla sahip ilahi teologlar olarak tanımlamıştır.
 
51. Birçok Kabalist doktrin ve metotlarının ilkel insanlara Cennetten Melekler tarafından indirildiğini iddia ederler ve Pentateuch'in ilk Dört Kitabın anlatılan tarihleri ve ifşa edilen kanunların dışında özgün doktrinlerini de içerdiğini inanırlardı.
 
52. Zohar şöyle der: "Eğer Torah'ın bu kitapları sadece Esau, Hagar, Laban ve Balgaam hakkında öyküler ve söyledikleri sözleri içeriyorsa, neden onlara "Mükemmel Kanun, Hakikat Kanunu, Tanrının Hakiki Şahidi" denilir -- gizli bir anlamı olmalıdır. "Kanunun (Torah) sadece basit deyişler ve masallar içerdiğini söyleyen insana yazıklar olsun. Eğer bu doğru olsaydı, zamanımızda bile daha saygın bir doktrin kitabı derlerdik. Oysa olay farklı, her kelimenin ilahi bir manası vardır ve semavi bir sırdır. Kanun bir meleğe andırır, burada bilinmesi ve anlaşılması için ruhsal bir melek bir kılıfa bürünmelidir, aynı şekilde, Kanun insanların kabul etmeleri için bir beden olarak kelimelerden oluşmuş bir kılıf giymiştir, ancak bilgeli olanlar kılıfın, kıyafetin içine bakarlar."
 
53. Belirli dönemlerde hem basit Yahudi ve hatta Hıristiyan Pederler/Öncüler de kutsal yazıtların hem harfi, hem de mistik anlamları olmaları konusunda benzeri bir beyanda bulunmuştur. Talmud'un "Sanherin" kitabında Israel Kralı Manasseh, Musa'nın cariye Timnah ile adam otlarıyla Raşel hikayelerinden daha değerli anlatabileceği bir şey olup olmadığını sorduğunda, Musa bu hikayelerin içinde saklı anlamlar olduğunu açıkladı.
 
54. Hıristiyan Öncü Origen (M.S. 253), "Homilies"inde herkesin dünyanın altı günde yaratılması, bitkilerin Tanrı tarafından ekilmesi gibi hikayeleri arkasında daha derin manalar saklı mecazi anlamda görmeleri gerektiğini yazmıştır. Origen manalara üçlü bir anlam kabul etmişi - bedensel, psişik ve ruhsal, veya kutsal metinlerin bedeni, ruhu ve özü.
 
55. 1340 yılında ölen Nicholas de Lyra, dört yorum yordamı kabul etti: harfi, alegorik, ahlaki ve batıni veya mistik.

56. Bu görüş Zohar'daki temayı yakın bir şekilde izlemektedir. 

 

Bu mesaj, m1gin tarafından, 22.03.2011 17:34:50 itibariyle düzenlenmiştir.
EmirKaan & ElaSuna
Yahudi ve Sebatayist Ünlüler
2011/03/22 14:58
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

merhabalar!

ülkemizde bildigimiz yada bilmedigimiz pek çok azınlık ünlü var ayrımcılık olsun diye degil bilgi olsun diye yazdım ayrıca yanlış olmasın diye bir kaç kaynaktan bakarak öyle yazdım yani yazdıklarım kişilerin bilgileri kesinlikle dogrudur bazılarını zaten biliyoruz bazılarını ilk defa duyuyor olabilirz ayrıca bu aralar her sanatçıya sebetayist deniliyor onların çogunu yazmadım araştırmadan iftira gibi olmasın diye sadece kesin araştırdıklarımı yazdım.mesela yahudi yada sebetayist yazılanlar bizzat kendileriyle uzak yakın akraba olan yazarlar tarafından belirtilmiştir.

----------------------- 

-----------------------

-----------------------

Site Yönetimi Notu:
İlkin, kaynağı belirtilmeyen bilgiler mesajdan silindi. Geriye 2 isim kaldı.
Sonrasında, Kullanım Şartları 'nda belirtildiği üzere, sitenin genel yapısına aykırı bulunduğu için kalanlar da silindi.
Bu mesaja gelen cevapların havada kalmaması adına, bu mesaj silinmemiştir.
Bu mesaj, m1gin tarafından, 24.03.2011 19:43:39 itibariyle düzenlenmiştir.
Dikkat Çeken Noktalar
2011/03/22 17:09
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 5,5 (1 oy)

kobay 'ın mesajındaki bazı bilgiler oldukça dikkat çekici. Keşke her bir bilginin kaynağı ayrı olarak belirtilmiş olsaydı.

Öte taraftan mesajdaki şu ifadeye takıldım:

merhum ünlü cunucu hem ateist hem masondur

Aynı cümlede bir kimsenin "hem ateist, hem mason" olduğu belirtilirken, onu "merhum" diye anmak doğrusu komik geldi bana. :)

Bu mesaj, m1gin tarafından, 24.03.2011 19:52:57 itibariyle düzenlenmiştir.
İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
Daha Da Dikkat Çeken Nokta...:)
2011/03/22 18:21
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 8,7 (2 oy)

Efendiim dahada dikkat çeken nokta şuydu;

Bir kişinin yahudi, ermeni veya rum olması veya ateist olması çok doğal ..

Bunu dile getirmesi itiraf etti olarak algılanması dikkatimi çekti...

TAbi ki insanlar "Ben ermeniyim"... "Ben süryani asıllıyım" ..Hatta "ben ateistim" demeli...

Eğer diyemiyorlarsa ve inandıkları gibi yaşamayamıyorlarsa bundan ben üzüntü duyarım bir müslüman olarak..Demekki bu insanlar bir baskı altında hissediyorlar kendilerini... Ve açıklamıyorlar...

diye düşündüm bizzat ben kendim..:))

 

Ne Önemi Varki..
2011/03/22 18:42
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 8,2 (2 oy)

BU bilgiler niye paylaşıldı anlamadım,Osmanlı imparatorluğu gibi bir sürü medeniyeti bağrında barındırmış bir ülke topraklarında,ermeni süryani yada yahudi insanların olması gayet normal,bunlardan bizim aleyhimize çalışanlar olduysa onlar tartışılsın,üstelik osmanlı topraklarında yıllarca kardeşce yaşadık,ne önemi var...

Yanıt: Kabbala İncelenmesine Giriş
2011/03/22 18:44
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 3,2 (2 oy)

iyi akşamlar!

ama biz o Cenk Koray'ın Ateist olduğunu bilmiyordukki, araştırmacı da kamuoyunun bilgisine hitaben yazmış olabilir.

2-bazı yabancı uyruklu şahsiyetlerin kendilerini açıklamamaları:''müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz'' da ondan olabilir,veya ekonomik kazançları azalabilir,vb...

Karara Az Kala...
2011/03/22 19:16
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 9,5 (1 oy)

Bazı kimselerin dedeleri yahut akrabaları yahudi yahut sebatayist olabilir. Bu onların da böyle olduğu anlamına gelmemeli, diye düşünüyorum.

Orhan Pamuk örneği dikkatimi çekti. Adam iddiaları kabul etmezken; müddeiler dayatmalara devam etmektedirler. :)
Velev ki soyağacında sebatayist kimseler bulunuyor olsun, bundan ne çıkar?

asmer 'in mesajını beğendiğimi söylemeliyim. Okurken "yaşasın özgürlük!" diye haykıracaktım, az daha. 

Bu arada kobay 'ın söz konusu mesajında, başkalarına söz hakkı doğurabilecek ifadeler bulunduğu için, yayında kalması yahut yayından kalkması hususunda henüz net bir karar verilmiş değildir.

kobay mesajını yeniden düzenler ve söz konusu ifadeleri kaldırır ya da en azından her bir bilginin kaynağını belirtirse iyi olur. 

Bu mesaj, m1gin tarafından, 22.03.2011 23:25:15 itibariyle düzenlenmiştir.
İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
Çifte Standart
2011/03/22 23:15
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 7,5 (1 oy)

asmer ve rahmeli'ye bende katılıyorum.İnsanların inanç,kimlik,milliyet vb. özgürce yaşama hakları var.

 "Cenk Koray'ın Ateist olduğunu bilmiyordukki " kobay'ın bu cümlesi beni şaşırttı.Bilmek zorundamıydık.

Cenk Koray imamlık yaptı da benim mi haberim olmadı?

Müslümanım diyen herkes namaz kılmıyor,onları da sorgulamalımıyız?

Başörtümüzle uğraşanlara inancımıza karışmayın diyoruz.

Peki aynı kural Yahudi,ateist ya da başka bir din için geçerli olmayacak mı bu ülkede.

Hele ki bu şekilde hedef gösterir bir dille ifade edilmesini hoş karşılamadığımı belirtmek isterim.

İyi Geceler!
2011/03/22 23:58
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 3,7 (2 oy)

merhabalar!

M.Birgin kardeşim!:başkalarına söz hakkı doğurabilecek ifadeler bulunduğu için yayında kalması veya kalkması hususunda kararsız olduğunuzu belitmişsiniz,ancak yukarıdaki yazımda belirtilen kişiler hakkında hakaret,ırkçılık,küfür vb. söz var ise tabiiki kaldırabilirsiniz,

Yok ben ''suya sabuna dokunmadan'' işimi yürüteceğim derseniz o başka.Ama biraz yankı getirsin istiyor iseniz bazı gizli veya pekçoğumuzun bilmediği bazı gerçekleri yazmalısınız.

ne saf,dindar kardeşlerimiz var ki tv de gördüğü her haberi doğru zan eder.Bu nedenle her sanatçıya gerçek sanatçı olarak bakmamak gerek...

İbrahim Tatlıses'in pek çok icraatları var;işcisinin ücretinden kesme,mal aldığı yerden ücretini vermeden ayrılma vb.

küçük emrah diye bilinen sanatçı muğla/milas'a film çekimi için geliyor,milas'ta öğretmenevine geliyor kendisine verilen tüm selamları cevapsız bırakıyor bu mu sanatçılık?

kalın sağlıcakla

Damara Basmak
2011/03/23 19:46
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 9,5 (1 oy)

kobay 'ın söz konusu mesajının geçici olarak yayında duracağını düşündüğüm için, önceki mesajlarımı terkip etmede çok özenmedim. Onlara da yazık olmasındı yani. İtina ile yazdığım mesajları tamamlamam, bazen birkaç saatimi alıyor.
Ve öyle hissediyorum ki, bu mesaj da öyle olacak.

Bir anımı anlatmakla başlamak istiyorum...

Üniversitede iken ilk yıllarda, bazı arkadaşlar benim Arap olup olmadığımı sorarlardı. Ben ise, Arapça bildiğimi ve köyümüzde Arapça konuşulduğunu söylerdim. Doğrusu kendimi tam bir "Arap" olarak hissetmediğim için öyle diyordum.

Zamanla bazı arkadaşlar bu ifadeden çekindiğimi anladılar ve yer yer keyfimi kaçırmak ve bazen de küçük görmek için alaycı bir üslupla "Arap, Arapsın işte!" gibi ifadeleri sesli olarak dillendirmeye başladılar.

Sonunda kendimle yüzleşmeye karar verdim...
"Arap" olmak kötü bir şey miydi ki, ben bu ifadeden rahatsızlık duyuyordum!?
Neden ısrarla bu ifadeden kaçınıyor ve "Arapça biliyorum" diye düzeltiyordum ki!?

Ve o günden sonra, daha onlar ağzını açar açmaz, ben onlardan daha gür ve gururlu bir şekilde "Arap" olduğumu haykırmaya başladım.
Zamanla seslerinin yavaş yavaş kısıldığını farkettim.
Ara ara, İbrahim Sadri'nin okuduğu bir şiirden bölümleri de ekliyordum...

Sonuç olarak, insanların damarlarına basmanın ve onları kışkırtmanın ne bir anlamının, ne de bir gereğinin olmadığı kanısındayım.

Örnek olarak konumuzdaki sabotayistleri ele alalım. Bu isimler, başkalarının baskısına isyan ederek, açıkça kendilerinin yahudi olduklarını söyleseler daha mı iyidir? O zaman da yahudi olarak yine listelenmeyecekler miydi? 

Sahi! Yukarıda anlattığım anımda Arap olduğumu gururluca ifade etmeye başladıktan sonra, kimileri şaka ile karışık olarak beni Arap milliyetçiliği yapmakla bile itham etmişlerdi. 

Halbuki ha Arap olmuşum, ha Türk, ha Kürt, ha Yunan... Bence bunun bir önemi yok. Zira bu bizim tercihimize bağlı bir durum değildir. Önemli olan, Hakk'ı ve hakikati bulmaktır. 

Lâf buraya gelmişken... 
Lise çağlarımdayken, Hatay'da yerel bir ülkücü-milliyetçi radyoda yaptığım birkaç bölümlük radyo programımda, yukarıda söylediklerime benzer anlamlar barındıran Coşkun Fikir'in bir eserine özellikle yer vermiştim...
Parça başında yayın yönetmeninin, ilkin iki arada bir derede kaldığını ve tedirginleştiğini farkettim. Parça bitiminde ise, sanki anlatılmak istenene hak vermeye başlağını ve biraz rahatladığını hissetmiştim. 


Merhaba kobay,

Her ne kadar söz konusu mesajınız hakaret içermiyorsa da, bazıları iddiadır. Bu durumda sağlam bir yere dayanmayan iddialar, iftira haline dönüşebilir.

Bazı sözde gazeteciler, zaman zaman oturduğu yerden bazı kimseleri gözlerine kestirip onlar hakkında atıp durabiliyorlar... Onlar, yapışmasa bile bir izin kalmasından zevk alabiliyorlar...

İşte biz onlar gibi olalım istemiyoruz. Şayet iddiaları biz ortaya atıyorsak, belgelerimizi de ortaya koyalım. Yok alıntı yapıyorsak, kaynakları da yazalım.

Normal şartlarda mesajın tümü kaldırılıyor olsa da, bu seferki durum için, sonraki değerli mesajlar havada asılı kalmasın diye, ek bir uğraş verilerek mesajınız düzenlenecek ve kaynağı belirtilmeyen bilgiler kırpılacaktır.

Diğer yandan, mesajınızdaki her bir bilginin kaynağını belirtirseniz yayına devam edebilir.

Esen kalınız...

 

Bu mesaj, m1gin tarafından, 23.03.2011 22:48:04 itibariyle düzenlenmiştir.
İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
Çekinecek Ne Var
2011/03/23 23:15
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

sevgili m.birgin insan hiç arap oldunu söylemeye çekinirmi,yani ilahi ALLLAH çekinecek bişey vermesin...

Kendi Görüşümdür...
2011/03/24 2:01
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Ben konunun ucunu nerede kaybettim?

Biri beni aydınlatabilir mi?

Yahudilerden,ölmüş ateistlerden,sebatayistlerden işçisine para ödemeyen,selama karşılık vermeyen şarkıcılara geçiş nasıl oldu?

kobay,siteyi dikkatli şekilde incelediyseniz,bu sitede devamlı katılımcı olan üyeler; sanatçı,sarkıcı kimliği taşıyan insanları tanrılaştıran kişiler değildir.

Birinin diğerine selam vermemesi cevap hakkı belki doğurmaz ama,şuan canı ile uğraşan bir isme yine iftira niteliğinde,kaynak göstermeden,cevap hakkı doğuran iddialarda bulunuyorsunuz.

Sanmayın ki ben O insanları burada savunuyorum ya da yapmamıştır / yapmıştır diyorum.

Demek istediğim uslübunuzun yanlışlığı.

İnsanların milliyetini,dinini,inancını,selamınıza karşılık vermemesini açıklamak suya sabuna dokunmak da değildir ayrıca.

Sanatçı dediğiniz insanları anlaşılıyor ki,siz gözünüzde büyütmüş,selamınıza karşılık almayınca büyük bir hayal kırıklığı yaşamışsınız.

Unutmayın ki,Onlarda sizin,bizim gibi sıkıntıları,duyguları,karın ağrıları olan insanlar.

7/24 gülen yüzle dolaşmaları imkansız.

Birinin komedyen olması 24 saat espri yapacağı anlamına gelmez.

Size tavsiyem tekrar bir ünlü yüz gördüğünüzde benim gibi yapın ve selam vermeyin.

Ve suya sabuna dokunmak için kendinize bir blog açın.

Son olarak; site üyeleri olarak biz,sizin sandığınız kadar saf değiliz,merak etmeyin.

Bu mesaj, citizen tarafından, 24.03.2011 03:19:10 itibariyle düzenlenmiştir.
Yanıt: Kabbala İncelenmesine Giriş
2011/03/25 12:39
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 6,5 (1 oy)

konuya tam anlamıyla vakıf değilim belki de ama yazmadan duramadım.İnsanları kendi seçmedikleri durumlardan dolayı eleştirmek,ötekileştirmek oldukça anlamsız geliyor bana.Nasıl bir ailede,inançta doğacagımızı biz seçmediğimize göre başkalarını yermek ya da kendimizi övmek gibi bir hakka sahip değiliz.Sadece gurur duyabiliriz belki(mesala ben müslüman bir ailenin çocugu oldugum için şanslı hissediyorum kendimi ama hepsi bu.)Mecburi ortaklıklarımızdan dolayı utanmamamız,çekinmemmiz gerekir.Son olarakta suya da sabuna da nasıl karışacagını bilmiyorsan,karışıp ortaya boş faydasız köpükcükler yayacaksan dokunmamak en iyisi bence.

 

Selam Hüda'ya Tapanlara Olsun.
2011/03/27 5:04
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

iyi geceler!

bugün ygs ye girecek öğrencilerimize başarılar.

''doğruyu söyleyen dokuz köyden kovulur'' deyimince bişey söyledik haksız çıktık.teker teker gelin be yaw!

haydi sizlere başarılar,

kardeşinize dua yı esirgemeyin.

selam ve dua ile.

Abonelik Bilgisi Abonelik
Etiket Ekle
Etiket:
Kullanıcı Adı:
Parola:
Bilgi Hatırlatma Yeni Üyelik
İletişim | Kullanım Şartları | Reklam Bilgileri | Tüm Üyeler | Ne Nasıl Yapılır? | Arama | RSS | Twitter | Facebook | Youtube

Son Üyeler: Gakk, busbus, siyamiaytar, 1234123123123, Siyami,
Son Oturumlar: