Görüntülenme: 9905
Yusuf Estes
2012/04/09 5:45
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Seneler evvel, "Eminim Şaka Yapıyorsunuz, Bay Feynman" adlı kitabı okuyunca, sıradışı, eğlenceli ve çılgın; ama aynı zamanda nobel ödüllü, Amerikalı bir fizikçi olan Richard P. Feynman'la tanışma serüvenim başlamış oldu. Ve beni heyecanlandıran ve yeni bir ufuk kazandıran bu ismi günlerce hatta belki haftalarca araştırmıştım. Üniversitenin kütüphanesinde bulduğum birkaç kitabını incelemiştim. (İlgilenenler için, "Eminim Şaka Yapıyorsunuz, Bay Feynman" kitabından seslendirdiğim birkaç bölümün bulunduğu bağlantıyı vereyim:  Kitaptan Kulağa)

Daha sonra araştırmalarımı internette yapmaya başladım... 1-2 dakika uzunluklu videolarını bulmuş ve izlemiştim. Ama ben daha fazlasını istiyordum... Öylece araştırmalarım sürerken, toplamda saatlerce süren konferanslarının ses kayıtlarına ulaşmıştım. Büyük bir mutluluktu benim için. Lakin bir sorun vardı. İngilizce olan bölümleri dinliyor ama hiç bir şey anlamıyordum. Ara ara kahkaha atan seyircilerin neye güldüklerini merak ediyordum, ancak elden gelen bir şey yoktu. Bir süreliğine, sadece Feynman'ın ses tonlamalarını takip etmeye ve keyif almaya gayret ettim ve sonra vazgeçtim. :P

Ardından aklıma bir fikir geldi. Daha çok okuma boyutuyla da olsa İngilizce ile ilgileniyordum. İyi ama neden dinleme becerisi kazanmıyordum ki!?
İşitselliği çok seven birisi olarak, çok sayıda alternatif içeriklere kavuşma olanağına da sahip olabilirdim, böylece. 

O günden sonra anlamasam bile İngilizce sesli bölümler dinleme uygulamalarıma başladım... mp3 çalarıma yüklediğim İngilizce sesli bölümleri, günlük ortalama 1 saat süreyle dinlemeye çalışıyordum. İşkence gibi bir şeydi. Ama kendi tercihim olduğu için, garip bir keyif de alıyordum. :P

* * *

Ve dün... 
Seçkin ve anlamlı videolara yer verme amacında olan izlence projesine yeni içerik bulmak için ava çıkmıştım...
Islam Channel'in 2005 yılında düzenlemiş olduğu bir programdan alınan birkaç dakikalı bir videonun bilgisi dikkatimi çekti:

The 'Funny Shaikh' - Shaikh Yusuf Estes' speech on Uniting the World held at the Global Peace & Unity Event Excel Arena London 2005. Event organised by Islam Channel.

Buradaki, "eğlenceli, keyifli şeyh" anlamlarına gelebilen "Funny Shaikh" ifadesinin gerekçesini anlamaya çalışarak videoyu izlemeye başladım... 
Daha evvelden Hırıstiyan bir vaiz (yahut papaz) olan, Amerikalı Yusuf Estes'in etkileşimi ve esprili konuşması karşısında keyiflenmeye başladığımı hissettim. 

Ve video bitti... Ama ben sempatikliği ve hoş hitabeti sebebiyle Yusuf Estes 'in daha başka videolarını ve konuşmalarını da merak etmeye başladım... Ve dünden beri izlemeye devam ediyorum...
Görünen o ki, Yusuf Estes'in videolarını izlerken epey lezzet alacak ve çok şey öğreneceğim. Ek olarak İngilizce dinleme-anlama becerimi de geliştirmiş olacağım. :)

Yaklaşık 1 saat süren videolarda, Müslüman oluş hikayesini izledim... Çok hoş ve etkileyici bir anlatımı var. Anlattıklarını tam anlamamama rağmen bir yerde ürperdiğimi hissettim.


Keşke videonun altyazılı versiyonu da olsaydı... Hele ben araştırmaya devam edeyim, belki bulabilirim... Olmazsa da kendim özet geçerim, diyeceğim ama dilim varmıyor. Zira yarım doktorun candan ettiğini bilen ben; yarım hoca olmak istemem. 


Türkçe bir yazı dosyası buldum. 

  • Yusuf Estes'in Müslüman Oluşu: PDF - DOC

 

Bu mesaj, m1gin tarafından, 14.04.2012 06:50:20 itibariyle düzenlenmiştir.
İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
Misyoner Gibi Hissetmek!
2012/04/14 8:13
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Önceleri Hırıstiyan bir vaiz iken İslamiyet ile şereflenen Yusuf Estes'in, kendi hikayesini anlattığı videoda pek mühim kısımlar var.
TV ve benzeri yollarla müslümanlar hakkında kendilerine öğretildiğini söylediği şeyler dikkat çekicidir:

Müslümanlar tanrının düşmanıdırlar. (...) Müslümanlar iyi değildirler. (...) Müslümanlar tanrıya inanmazlar. (...)
Müslümanlar çölde bulunan kara bir kutuya taparlar. Günde 5 defa yeri öperler.

Kaynak Video: Why did Yusuf Estes Embrace Islam? (Part 1)

Kur'an-ı Kerim'i incelemeye başladıktan sonra şunları söylemektedir (anlamca):

İncil'de geçen ve açıklayamadığım bazı  şeyleri, Kur'an'ın açıkladığını gördüm. Kur'an, İncil'i daha iyi açıklıyordu.
Bunun üzerine Kur'an'dan öğrendiklerimle İncil'i açıklamaya başladım. Bazı kimseler bunu sevdiler, fakat bazıları sevmediler.

Kaynak Video: Why did Yusuf Estes Embrace Islam? (Part 3)

 * * *

Daha evvel de ara ara aklıma gelen bir düşünce, bugün bir kez daha uğradı bana.

Tarihin eski yıllarında, başka toplumdan insanlara ulaşmak ve bir şeyler anlatmak zordu. Başka bir ülkeye rahatça girmek ve orada İslamı anlatabilmek için, ülkenin yönetimini de aşmak gerekliydi. Zaten geçmişteki çok sayıda savaş ve fetih biraz da bu amaçla yapılmamış mıdır?

Oysa günümüzde, internet denilen nimet kullanıldığında, başka ülkelerin engellemelerine maruz kalınmadan, hiçbir kaba kuvvet uygulanmadan ve de kimsenin kılına zarar gelmeden, doğrudan ilgili kimselere ulaşılabilmektedir.

Müslümanlar, müslüman olmayan kimselerin ilgisini çekebilecek türden çeşitli sahalarda nitelikli web siteleri hazırlasalar ne hoş olurmuş. Ve dahi, sitenin bir köşesinde, Kur'an-ı ve İslam'ı anlatan referans bir siteye bağlantı verilebilir.

Başka din ve ideolojiler, öteden beri zaten medyayı kendi amaçlarına hizmet edecek şekilde kullanmaktadırlar... Ancak müslümanlar, -bilemiyorum belki de maddi güçleri bulunmayışı dolayısıyla- bu alanlarda pek aktif değiller malesef. Ancak her şeye rağmen gün geçtikçe, dünyada iyi şeyler yapıyorlar.
Öte taraftan, doğru ve etkin kullanılması halinde internet nimeti ile, düşük sermayelerle pek büyük kitlelere rahatça ulaşmak mümkün olabilmektedir. Bu durumun değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

* * *

Bir an için kendimi misyoner gibi hissettim... 
Seneler evvel, www.mbirgin.com yeni yeni serpilip boy atarken, bir mail almıştım. Çat pat Türkçe'sinden ve tekyolisa@.....com mail adresinden misyoner olduğunu tahmin ettiğim birisi; benim misyoner olup olmadığımı merak etmiş ve sitede neden bunca Kur'an ve İslam anlatılıyor, diye sormuştu. :)

Ben de yazmış olduğum cevapta; misyoner olmadığımı, sitede beğendiğim ve içimden gelen çalışmalara yer verdiğimi yazmıştım.

Gelen yanıtta, nedenini tam hatırlamıyorum ama karşı taraf bir miktar öfkelenmiş gibiydi; siz de kendi dininizin misyonerliğini yapıyorsunuz işte, demişti. :)

Aslında email arşivimi kurcalayayım. Şayet bulabilirsem sözünü ettiğim yazışamaları da alıntılayabilirmişim.

Misyonerlik demişken... Müslüman ziyaretçilerden de bu türlü tepki mesajları aldım. Kontrolüm dışında sitede beliren, Hıristiyanlık propagandası vb. reklamların farkedilmesi ve sanırım bir de fotoğraflarıma göz gezdirilmesi sonrasında, "dinimizden elinizi çekin!" anlamında bir mesaj almıştım. 

Yeri geldi madem, bir meseleye daha değinmek istiyorum. Kişisel olarak, "dinlerarası diyalog" diye anılan çalışmaları olumlu buluyorum. 
Şayet başka insanlara, kendi inançlarını bize anlatma hakkı tanımaz isek, bizim de başkalarına anlatma hakkımız olmamalı, öyle değil mi?
Tefekkür ve araştırma sonrası gerçek imanla buluşan bir kimseyi; çevresinin etkisiyle körü körüne inandığını söyleyen bir kimse ile karşılaştırmak dahi ayıp olur sanırım.
Hem sonra, madem ki mükemmel din İslam, o halde bizden çok başka dinlerden olan kimselerin diyalog çalışmalarına karşı durması beklenmelidir.
Yazının başında alıntıladığım Yusuf Estes'in sözleri bu durumu onaylamaktadır.

Pek uzattım galiba. Köşe yazısı olabilecek kıvama gelmiş. :)
Mesele üstüne biraz daha düşünüp düzenlemeler yaparsam, köşe yazıları bölümünde de yayınlayabilirmişim. 

 

Bu mesaj, m1gin tarafından, 14.04.2012 08:16:58 itibariyle düzenlenmiştir.
İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
Abonelik Bilgisi Abonelik
Kullanıcı Adı:
Parola:
Bilgi Hatırlatma Yeni Üyelik
İletişim | Kullanım Şartları | Reklam Bilgileri | Tüm Üyeler | Ne Nasıl Yapılır? | Arama | RSS | Twitter | Facebook | Youtube

Son Üyeler: Gakk, busbus, siyamiaytar, 1234123123123, Siyami,
Son Oturumlar: