Görüntülenme: 65876
Değişmez Gündem: ÖLÜM
2009/06/27 3:36
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 6,5 (1 oy)

"Degisen gundem" "degismez" tarafina yine donuverdi. Evet dostlar gundem nereye donerse donsun "esas gundem" her zaman galip geliveriyor.

"MICHAEL CAKSON OLDU" Tabi boyle meshur biri olunce internet ve tv sayesinde haber tum dunyanin gundemine oturuverdi. Insanlar hic istemedigi halde birkac saat de olsa "zevkleri acilastiran" olumu dusunecek. Amma ibret alacak amma almayacak. Kendi bilecekleri is. Olumu hatirlatan ne cok sey var digilmi dostlar? Allah ufacik "keneler" le bile bize olumu hep hatirlatiyor. Onun icin alimlerimiz olumu hayattan asla ayirmamislar.

Haberlere baktim; Michael'in musluman oldugu soylentisi de vardi. Allah bilir. Eger muslumanligina "sahidi"varsa bizde oyle biliriz. Biliyorsunuz Peygamberimiz (SAV) in amcasi Ebu Talib'in musluman oldugu bazi rivayetlerde vardir, ama ne yazik ki sahidi yoktur. Soylentilere gore "asiri dozdan" da oldugu soylenmektedir. Onuda Allah(cc) bilir.

Michael Cakson'la fazla bir ilgim-baglantim yoktu. Onu Ibrahim Sadri'nin bir siirinde dinlemistim: "Ah Abdulcebbar bin.. Maykil Caksin olmasina Maykil Caksin. Sahtiyan ipekte olsa uc arsin beze kalacaksin, uc arsin beze kalacaksin" diyordu. Olunce yine o siiri hatirladim. Burada Senai Demirci'yi unutmamak gerekiyor: "Yine 'baskalari' mi oldu dostlar?" Siranin bize, hemde bizim gorusumuze gore "zamansiz" gelmesi mumkun degilmi? Yeri gelmisken birde Ustad'i dinlesek mi?

Gitti ölümlü yalan,
Geldi ölümsüz gerçek
Siz; hayat süren leşler,
Sizi kim diriltecek?
N. FAZIL KISAKUREK

(Bu yazi ile zamanimi ve zamaninizi bosa mi gecirmis oldum dostlar?)

Bu mesaj, m1gin tarafından, 08.03.2011 20:49:22 itibariyle düzenlenmiştir.
İronik Bir Şiir
2009/06/27 16:32
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Konuyu, İbrahim Sadri'nin okuduğu "Çok Yaşa Pepsi" adlı ironik çalışmaya bağlamak nereden aklınıza geldi? 
Şiirin sözünü ettiğiniz kısmında hafiften ürperdiğimi hissettim, bir anlığına. 

Uzun zamandır dinlemiyordum bu çalışmayı. Bu vesileyle hem dinledim; hem de buraya ekledim. 

Ey Itri, sanırım klavyenizde Türkçe karakterler bulunmuyor. Ancak bu halde bazı kelimeler başkalaşabiliyor. Örnek: "öldü", "oldu" oluyor.  

Bu mesaj, m1gin tarafından, 27.06.2009 16:34:21 itibariyle düzenlenmiştir.
İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
Yanıt: Degismez gundem:"OLUM"
2009/06/28 1:23
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Evet M.1gin. Kilavyem turkce degil,onun icin boyle tuhafliklar oluyor, Turkcenin icine ediyoruz senin anlayacagin.

Ibrahim Sadri'nin o siiri oyle guzelki hic aklimdan cikmiyor, onun icin hemen aklima geliverdi ama kayit yanimda olmayinca aklimda kaldigi kadariyla yazdim, tabiki arabin uzun ismi tam anlamiyla aklima gelmedi. Ama pek onemli hata yapmamisiz.

Bu arada o parcayi paylasima sundugun icin tesekkur ederken, tek parca koydugunu gorunce sevincim yarida  kaldi. O parcanin bulundugu album -bence- Ibrahim Sadri'nin en iyi albumudur. Onun icin mumkunse hepsini koy, tam tesekkur edecegim. (Baltayi tasa vurmayayim diye site ici arama yaptim, evet o album yoktu,yaniliyormuyum?) 

Ötelemece...
2009/06/28 1:44
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Evet, İbrahim Sadri'nin "Eylül Yağmuru" adlı albümü sitede bulunmuyor. Belki daha sonraki zamanda İbrahim Sadri özel dosyasını oluşturduğumda bu çalışmaları da yüklerim.  

İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
Yanıt: Degismez gundem:"OLUM"
2009/06/28 15:03
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

bekliyoruz dört gözle  bay m1gin ,

ibrahim sadri,.. güzel bir şiire imzasını atmış,  ama bu yazıyla şiiri bu şekilde birleştirmek ayrı bi takdir-e şayanlık  Itri,

bitmeyen'' çile ''siyle üstadı da katmadan olmazdı bu yazının bitişi

saygıyla eğiliyorum

Saygının Fazlası
2009/06/28 17:38
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 3,5 (1 oy)

Ey karaca87
Dört gözle beklemek yerine, sabırla beklemenizi tavsiye ederim. 
Zira dört gözle beklemek, bir an önce ve sabırsızlıkla vuslata ermek istemeye yakın duruyor. 

Halbuki, benim oldukça ağır harekete geçme ve işleri erteleme gibi kötü huylarımı anımsayınca; sabırla beklemenizin tarafların selameti açısından daha uygun olacağına kanaat getirdim ve bunu belirtmek istedim. 

Bir husus daha: Saygılarınızı sunuyor olduğunuz için teşekkürler... Ancak sizde aşırı miktarda bulunuyor olsa bile, bol bol saçmamanızı tavsiye ederim. 
Dengeli kullanınız ki, zor zamanlarda zorlanmayasınız! 

Biliyorum, gevezeliğim üzerimde gene. 

Diyeceğim o ki; eğilmenize ne hacet!? 

Saygılar... 

Bu mesaj, m1gin tarafından, 28.06.2009 17:40:46 itibariyle düzenlenmiştir.
İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
Yanıt: Degismez gundem:"OLUM"
2009/06/28 18:24
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

haklılığınıza haklılık eklemek istiyorum

demek ki bende de kötü huylar mevcut

böyle güzel yazı ,  şiir , komposizyon,  resim ,karikatür, ebru , hat ve binimum bunun gibi sanatsal faaliyetleri yapma gibi bi yeteneğe sahip olamadığımdan yapanlara  (gıpta) ile bakıyorum .. bu yüzden fazla bulunan saygı gösterme eğilimlerindeyim ....hani yapamamaktan dolayı bastırdığım duyguları saygıyla ört pas ediyorum

ama öğrenmeye ve öğretilmeye açığım

kulaklarıma küpe olarak aldım sölediklerinizi inşallah yakışır

bekleme konusunda sabrı selamete erdirirseniz (ki  eminim erdirirsiniz)sabır taşıyımdır beklerim

sevgilerimle

 

Daldıran Seda
2009/07/01 6:41
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Birkaç gün önce, mp3 çalarımdan yükselen makmlı ses, beni daldırdı... 

Salâ idi bu... Ve, ister istemez ölümü hatırlatıyordu... Dalmıştım...

Sonra, "Değişmez Gündem: ÖLÜM" konusunu hatırladım ve bu nidâların buraya eklenmesinin son derece yerinde bir hareket olacağına kanaat getirdim.

Bu mesaj, m1gin tarafından, 23.04.2010 01:34:37 itibariyle düzenlenmiştir.
İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com

Olurda bir namaz sonrası bulur mu beni ölüm ?
En elzem anımda, en ihlaslı halimle....Affıma vesile olur mu kendimce nasuh saydıgım tevbelerim ,şükrünü eda edemeden kıldıgım huşusu mechul secdelerim....Unutuklarımı unutmamasına karşın kalbimdekileri en iyi bilen Rabbim kurtuluşumu bir namaz sonrası titreyen yüreğime ve günahkar dilimden dökülemeyen uzun hecelere gizler mi...?

Ve.....

Bir cuma sonrası bulur mu beni ölüm...?
En elzem anımda , en aşk dolu halimle....Tüm noksanlıklarımı gören,görmeyi beceremediklerimi bilen Rabbim Er - Rahman ismiyle muamele edip bağışlar mı cehennem misali dünya hayatımı...Sonsuz affedici ,merhamet ve kerem sahibi O!..Geri çevirir mi kapısına boynu bükük geleni...?

Ve....

Ellerim semada bulur mu beni ölüm...?
En elzem anımda en pişman halimle....Dünyayı kendine zindan bilemeyen kalbim atar mı son kez seccadem üstünde...Veda edemediğim hayallerime bir el sallayacak vakti verir mi ecelim bana ve hızına yetişememe ragmen nasıl gectiğinide anlamadıgım zaman son dakikalarını kurban eder mi benim ölümüme...?

Ve...

Bir istanbul akşamı bulur mu beni ölüm....?
Namaza durmuşken tüm azalarım sonlanır mı sonu gelmeyen isteklerim,şikayetlerim...Yüzüm kıbleye dönük,kapanır mı gözlerim...Ahirete dair düşlerim...O'nu anlatamayan kelimelerim....Gercekleştirilmeyi bekleyen amellerim küskünken bana ve gönlüm hasretken bahara ,daha kaç kez yagmurda ıslanır,daha kaç sonbaharda sonu bekler yüreğim...?

Ve...

Medine yollarında bulur mu beni ölüm....?
En elzem anımda,en özlem dolu halimle...Huzuruna cıkmaya yokken yüzüm ve şefaatine muhtaclıgım olsada hüznüm... boş yaşanmışlıklar yakarken içimi,kavrulur mu tüm günahlarım yüreğimdeki ateşte!.Tüm yoldaşlarımla yollarımı ayıran ,hayatla bagımı koparan Rabbim yanışlarımı , gözyaşlarımı Rahmet yağmurlarına dönüştürür mü o büyük gün...?

Ve....

Hayırla sonlanan yaşamlar duragında bulur mu beni ölüm....?
Zaman atım bu durağa vardıgında arkamda bıraktıklarım ağlar mı ardımdan....Ellerim,bedenim,sahiplenmişliklerim şahidim olurken kaçamadıklarım ,sığdıramadıklarım,düşünemediklerim defterimin yönünü degiştirir mi ?Binlerce soruyla savaşırken beynim ve ''ölüm var'' demeye alışkınken dilim ,bir tebessümle sonlanır mı dünya hayatım...huzur ikliminin tadına varıp ,dolar mı sevniçle yüreğim....

Ve...

Evet..

Bir gün benide bulacak ölüm...belki en elzem anımda belki en ummadıgım anda...''inna lillahi ve inna ileyhi raciun'' benim arkamdan söylenecek bir gün...işitemediğim sela benim ölümümü duyuracak...Güneş bensiz bir sabaha doğacak,rüzgar benim olmadıgım kentte esecek,hissetmiyecek tabiat yoklugumu,bensiz gececek her gün...Ruhum fatihalar arayacak,hatırlanmak isteyecek....ölüm benide bulacak bir gün....O dem ki perdeler kalkar perdeler iner...azraile hoşgeldin diyebilmektir hüner....Ölüm güzel şey budur perde ardından haber ,güzel olmasaydı hiç ölür müydü peygamber(s.a.v.)...(N.f.k) üstadın sözleri gibi korkusuzca bekleyecekmiyim ölümü....?amellerim yetecek mi ,istedigim başlangıclara....Özlemişken...cok özlemişken ...ellerim uzanacak mı tertemiz baki hayatıma......
Beklenen gün üzerine kutsal saydıgım Çilem!
Yetişecek misin imdadıma...?
Bil işte ne umutlar bagladım ,benliğimden gecipte geldim ben sana....!
 

 

 

                                                         (alıntıdır)

 

 

Bu mesaj, quoter tarafından, 17.02.2010 21:57:39 itibariyle düzenlenmiştir.
..ÖLÜM..
2010/03/10 21:42
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

TIK, TIK, TIK...

-KİM O?

-HAZIRLAN GİDİYORUZ.

-SEN KIMSIN? NEREYE GİDİYORUZ?

-SIRAN GELDI. GERÇEK EVINE GIDIYORUZ.

-GERÇEK EV MI? SEN! YOKSA!

-EVET. HADI GIDELIM.

-DUR BIR DAKIKA..BIR SURU YARIM İSİM VAR.

-İS YARIM KALMAZ. BIRILERI TAMAMLAR. OYALANMA ARTIK.

-COCUKLAR, ONLAR DAHA COK KÜÇÜK, BARI VEDALASSAYDIM.

-SEN OLMADAN DA BÜYÜRLER, HADI BEKLIYORLAR.

-BEKLIYORLAR MI? ONLAR DA KİM?

-GIDINCE GÖRÜRSÜN.

-ANLADIM. ANLADIM AMA KALBINI KIRIP, GÖNLÜNÜ ALAMADIKLARIM, IYILIGINI GÖRÜP, KARSILIK VEREMEDIKLERIM VAR. ANLAYACAGIN BORCLU GITMEK ISTEMIYORUM.

-BUNU ZAMANINDA DUSUNSEYDIN!

-ZAMANINDA MI? IYI DE BEN DAHA ZAMANIM VAR SANIYORDUM.

-HEPINIZ AYNISINIZ.. ZAMAN DEDIGIN, IÇINDE BULUNDUGUN AN.. BUNUN ÖTESI YOOOK.... 

- KESKE, KESKE....

-DEVAM ETME. BUGÜNU YASARKEN HEP YARIN VAR GIBI DAVRANDIN. ÜSTÜNDEKI ÜNIFORMANIN SORUMLULUKLARI VAR.. YERINE GETIRMEDIN.. BU SANA BIR UYARIYDI. SİMDI GİTMIYORUZ... AMA HER AN GİDEBILIRIZ.. BIR DAHA GELDIGIMDE ÖNÜNDE UMUT,ARKANDA PİŞMANLIK OLMASIN.....

Bu mesaj, m1gin tarafından, 11.03.2010 01:42:59 itibariyle düzenlenmiştir.
Uçuş ve Yolculuk Kuralları
2010/06/24 14:46
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

 AHIRET HAVA YOLLARI 
6666 SEFER SAYILI DÜNYA AHiRET UÇAGI UÇUS PROGRAMI 

KAPTAN PILOT Azrail 
HAREKET YERI Dünya 
HAREKET SAATI Ecel vakti 
MOLA YERI Kabir 
VARIS NOKTASI: Alemi Ervah (Cennet veya Cehennem) 

AHIRET YOLCUSUNUN HAKKINDA BILGILER 

ISMI Insan 
GOREVI Kulluk 
MENSEI Toprak 

GOTURULEBILECEK ESYALAR VE BAGAJ 

1) Bes metre kumas 
2) Salih amel 
3) Salih bir çocugun duasi 
4) Faydali ilim 

NOT:!!! Katiyyen baska bir eşyanın tasinmasina asla müsaade edilmez. 

REZERVASYONLAR 
Biletiniz kesinlikle iptal edilmez,ancak sadaka ile tehir edilebilir. Seyahatten geri dönüş asla yoktur. 

RAHAT MUTLU BIR YOLCULUGUN SARTLARI 
Yolculuk öncesi seyahatinizin selameti için 
1) kur`ani kerim ve 
2) hadis-i seriflerdeki talimatlara uyulmasi önemle rica olunur. 

MESAJ 
Allah ve Rasulune itaat,Ölümü sürekli hatirlama,Ahirette yanliz cennet ve cehennem var oldugunun bilinmesi, 
Ana ve babaya iyilik yapilmasi, 
Yemenin içmenin ve giyinmenin her hususta helal olmasi. 

UYARI 
Pasaportunuz(amel defteriniz) kontrol edilecektir. 
Kontrol icab ettiginde video kaseti ile agizlar bagli ellerin konusmasi ve ayaklarin sahitligi ile karsilastirma yapilir. 
Vizeler zamaninda yaptirilmasi (namaz,oruç,zekat,vs) insallah cennet ve cemal-i ilah-iye ulasilir 

YOLCULUK ESNASINDA VERILECEK FORMDA DOLDURULACAK YERLER.

1. Ömrünü nerede tükettin? 
2. Gençligini nerede çürüttün? 
3. Malını nereden kazandın? 
4. Malını nerede harcadın? 
5. Allah yolunda ne yaptın? 
6. Vaktini nasıl harcadın? 

SORULACAK SUALLER 

1) Rabbin kim ? 
2) Dînin nedir ? 
3) Kimin ümmetindensin ? 
4) Kitâbın nedir ? 
5) Kıblen neresidir ? 
6) İ'tikâdda ve amelde mezhebin nedir ? 

Müslümanlar bu sorulara şu şekilde cevap verecekler. 

1) Rabbim Allah 
2) Dînim, İslâm dînidir 
3) Muhammed Aleyhisselâmın ümmetindenim 
4) Kitâbım, Kur'ân-ı kerîmdir. 
5) Kıblem, Ka'be-i Şerîftir 
6) İ'tikâdda mezhebim Ehl-i sünnet vel-cemâ'attir. Amelde ise Hanefî, Şâfi'î, Mâlikî, Hanbelî 

Soru: Kimler kabir sorularına cevap verecek, kimler veremiyecek?

Cevap: Îmân ile ölen cevap verecek, îmânsız ölen cevap veremiyecektir.


Doğru cevap verenlerin kabri genişliyecek, buraya Cennetten bir pencere açılacaktır 
Sabah ve akşam, Cennetteki yerlerini görüp, melekler tarafından iyilikler yapılacak, müjdeler verilecektir. 
Bu suâllere cevap veremiyenler, kabirde azâb görecektir. 
Cehennemden bir pencere açılacak, sabah akşam Cehennemdeki yerini görüp, mezarda, mahşere kadar, acı azâbları çekecektir. 

NOT: 
Daha genis bilgi isteyen sayin yolcularin Allah (c.c)`in kitabi 
Rasülullahin hadis´i serifine bas vurmalari rica olunur. 

ÖLÜM MÜ DİRİLİŞ Mİ ?
2010/07/09 21:56
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 7,7 (2 oy)

ölümün anlamı dünya değişimi mi yoksa hayatın değişimi mi?insan iki hayat yaşayacak.1-dünya hayatı2-ahiret hayatı.bediüzzaman iyi söylemiş:insan-ı mümine nuru iman ile gösterir ki mevt idam değil tebdili mekandır.kabir ise zulumatlı bir kuyu ağzı değil nuraniyetli alemlerin kapısıdır.dünya ise bütün şaşaasına rağmen ahirete nispeten bir zindan hükmündedir.

Yanıt: Değişmez Gündem:"ÖLÜM"
2010/12/11 20:01
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 7,7 (2 oy)

 

El Vedud'un (c.c)ruhlarımızı sonsuza dek birbirine bağlayacağı bu günde sizleride aramızda görmekten mutluluk duyacağız"

Tahir ve Saliha

 

 

O mutlu ana artık saatler kalmıştı.Heyecandan gözlerine uyku girmeyen Tahir,yatağından kalkmış düğün davetiyesini inceliyordu.Bakışları bir kelimede odaklandı.
El Vedud...Aşkı veren...Allahın bu güzel ismine lise yıllarından beri hayranlık duyar,yaptığı tesbihatta da sıkça zikrederdi.Şimdi ise bu ismi,kutsal bir müesseseye adım atarken kullanmak içine ferahlık veriyordu.Pencere kenarında böyle düşüncelere dalmışken,biraz etrafa bakındı.Gökyüzü bu gece çok cömertti.Seyre daldıkça yıldızların sayısı artıyordu sanki.
Genç adam yatağına dönmeden önce,bu güzel sahneyi kayan bir yıldız tamamlıyordu.

***

Ertesi sabah,bir anne,yirmi küsur yıldır gözbebeği gibi bakıp yetiştirdiği kızını ellere vermek üzere hazırlamak için odasına girerken neler hissederse,Zeynep hanımda o duygularla açtı Saliha'nın kapısını.Gözleri nemli,ağlamaklı bir ses:
-Kızım,Haydi gidiyorsun!

***

Olanca duygu yoğunluğuna rağmen ağlamaması gerektiğini düşünen ve bunu başaran Ahmet Bey,salonda sessizce oturuyordu.Çocukluğundan beri tanıdığı Tahir hakkında bir şüphesi yoktu.Yine de tek kızının evden ayrılacak olması içini burkuyordu.Tahiri işteki başarısının yanı sıra hayat tarzıyla da takdir ediyordu Ahmet Bey.
Hatta bugünkü düğün daha erken olabilecekken,Saliha öncelikle Eğitim Fakültesini bitirmek,anne mesleğini eline almak istemişti.
Anne-kız ağlamaklı salona girdiklerinde,Saliha,bir tavsiye istiyormuşcasına babasına baktı:
"Baba,bugün gidiyorum artık!"
Başı öne düşmüştü.Gözyaşları da.Ahmet Bey söyleyeceklerini önceden düşünmüştü.
Kısa ve öz konuştu:
"kızım.biz senden razı olduk.Kocanın üzerindeki haklarını hiçbir zaman unutma.Onunda rızasını kazan"

***

Aynı sözler,Tahir'in içinde olduğu gelin arabası geldiğinde de söyleyecekti Ahmet Bey.
Saliha ile arabaya doğru kol kola yürüdüğü ayrılık anı çok hüzünlü olmuştu.Akrabalar ve komşular üzgün gözlerle baba-kızı süzerken,güneşli hava da yavaş yavaş yerini yağmura bırakıyordu.İçlerinden biri yanındakilere çisileyen yağmuru işaret ederek:
"bereketiyle gidiyor kızcağız.Çok hayırlı bir düğün olacak inşallah" diye fısıldadı.
"amin" diye onayladı öteki.Saliha arabaya binip uzaklaştığında,pencereden ayrılan Zeynep Hanım,kanepede ağlamaya devam etti...

Damadın heyecanı had safhadaydı.Saliha yanına oturduğunda tüylerinin diken diken olduğunu ve iliklerinden geçen soğuğu hissetti.Hayatında unutamayacağı anlardan birini yaşıyordu Tahir.Kendisini "ahir zaman fitnesinden koruyup Allah'a yakınlaştıracak,birlikte hem dünya,hem de ahiret hayatını kazanabileceği bir melek" dilemişti hep!
Duaları kabul oluyordu işte.Beyazlar içindeki meleği yanında oturuyordu.Birkaç kelam etmek istedi,ama sessizce ağlayan Saliha'yı kendi haline bıraktı.Uygun bir ana kadar susmayı tercih etti.

***

Düğün sahipleri AkifBeyle Nurgül Hanım kapıda davetlileri karşılarken,genç çift hazırlıklarını tamamlamış salona girecekleri anı bekliyordu..

Salon genişti.Kulakları okşayan tarzda bir müzik çalıyordu.Aynı kıyafette 4 tane komi,çerez,kuru pasta ve meşrubat ikramlarını tazelemekle meşguldü.
Salonun farklı yerlerinde düğün vesilesiyle bir araya gelen küçük arkadaş gurupları sohbete dalmıştı.Tahir ve Saliha,misafirlerine "hoşgeldiniz" demek için herbir gurubun yanına uğradı.Genç çift yaklaşık 2 saat boyunca davetlilerle muhabbet etti,mutluluklarını paylaştı.
Biraz bitkin düşmüşlerdi,ama yaşadıkları sevinç günün bütün yorgunluğunu almıştı.
Bu arada sabah çiseleyen yağmur da,şiddetini iyice arttırmıştı.
Misafirlerin salonu terketmesinin ardından,Tahir ve Saliha da özel otolarıyla evlerine doğru yola koyuldu...

***

 

Kötü haber akşam saatlerinde geldi.Yağmurla kayganlaşan yol ve bir anlık dikkatsizlik genç çiftin kaza geçirmesine sebep oldu.İkiside yaralıydı.Hastaneye kaldırılmışlardı.Genç kız iyiydi,uyuyordu.Ancak Tahir'in durumu ağırdı.Müşahede altındaydı.Hastane koridorunda Akif bey,ağabeyi ile birlikte bir sağa bir sola yürüyordu.Sıkıntılı bir bekleyiş içindeydiler.
Nurgül Hanım ise,bankta otururken uyuya kalmıştı.Rüyasında Tahir'i görüyordu!
Oğlu çocuk yaşlarındaydı ve gökyüzünde bir yıldızdan diğerine atlayıp oyun oynuyordu.
Son atladığı yıldızla beraber,Tahir de kayıp gitmişti! İrkilerek uyandı anne! "Oğlum " diyerek Tahir'in bulunduğu odaya doğru gitmeye başladı.

***

O dakikalarda Tahir'in kalbi daha hızlı çarpıyordu.Nefes almakta zorlanıyordu.Alnı boncuk boncuk terlemişti.Gözleri hafif aralıktı.Etrafında koşuşturan doktor ve hemşireler görüyor,ancak algılayamıyordu.Birden odasının kapısı açıldı.Bunu sadece Tahir duydu!
Başını yana doğru düşürerek kapıya baktı.Gölge gibi biri duruyordu kapıda.Aniden süzülerek yatağın başına geldi.Tahir gözlerini kısarak baktığında,gelenin beyazlar içindeki Saliha olduğunu gördü.Daha uzun boylu,kaşları daha kara,gözleri daha maviydi sanki...
O an bir daha nefes alamayacakmış gibi doldu rdu ciğerlerini genç adam.
Ve beyazlar içindeki meleği eğilerek,Tahir'in duyacağı son sözleri fısıldadı kulağına:

"Selamün Aleyküm....Ben AZRAİL'İM..!"

 


**CÜNEYT üSTÜN**


 

 

sitenin düzenine alışmam biraz zaman alacak sanırım...hikayeyi ikinci kez eklemişim....düzelteyim bari dedim..bakalım bunu başarabilecek miyim?

saygılar...

Bu mesaj, Tebessum tarafından, 11.12.2010 20:12:24 itibariyle düzenlenmiştir.
Yanıt: Değişmez Gündem:"Ölüm"
2011/01/19 13:09
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 7,7 (2 oy)

 

Şu karşıki dağlarda karlı dağ olsa,
Düz ovada mor sümbüllü bağ olsa,
Ağa olsa , paşa olsa , bey olsa ,
Yakasız gömleğe sarılır birgün...

                                          

 

 

Yanıt: Değişmez Gündem:"ölüm"
2011/02/28 21:02
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

(Bu site siyasi bir site değil. Ama bende zaten siyasi bir yazı değil, insani bir yazı yazağım,kısaca..)

Ölüm hayatın bir gereği. Hayatın hemn başucunda. Bugün dünyada saniye 4 kişinin öldüğü söyleniyor. Bir "tık" demeyle dört kişi.. Ölüm bu kadar başucumuzda olmasına rağmen bir yakınlarımızın ölümüyle sarsılıyoruz, birde gözümüz önünde olan kişilerin (sanatçı, yazar, siyasetçi,sporcu, vb.) vefatıyla ölüm yine aklımızın en önemli köşesine geliyor ve ne yalan söyleyelim; AĞZIMIZIN TADINI KAÇIRIYOR.  Onun için Efendimiz (sav) "Lezzetleri acılaştıran ölümü çokca hatırlayın" buyuruyor. Efendimizin (sav) de deği gibi,lezzetlerimiz acılaşıveriyor.

Yine öyle oldu. Türk siyasetinin duayenlerinden, en eskilerinden, en renklilerinden,

Öte yandan İslami düşünce'nin siyaset kısmında çokca gayretleri-hizmetleri olan,

Prof.Dr. Necmettin Erbakan Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur.

Merhuma rahmet, yakınlarına ve sevenlerine SABIR ve BAŞSAĞLIĞI diliyoruz.

Allah günahlarını affeyleyip, Cennetine koysun inşaallah.

Başsağlığı
2011/03/01 0:24
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 9,5 (1 oy)

Itri 'nin mesajı sebebiyle Prof. Dr. Necmettin Erbakan 'ın vefat ettiğini öğrendim. Aynı mesajda belirtildiği üzere, duraladım ve hafif ürperdim.

Sempatik bir insandı... Yakından tanımasam da, televizyondan gördüğüm sevimli hâliyle ve kendine has tatlı konuşmasıyla onu hatırlayacağım sanırım.

Kendisine Allah'tan rahmet, geride kalanlara da başsağlığı diliyorum.

İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
Allah Rahmet Eylesin
2011/03/01 15:56
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 7,7 (2 oy)

Bu mesajı yazmadan az evvel arkadaşla konuşuyorduk. Akşam TV programlarında rahmetli Erbakan için sağken değerini bilinmeyenler ölümünden sonra ah ederek anıyorlarmış... Cenazesinde yoğun izdiham varmış... İnsanoğlu böyledir...Allah gani gani rahmet eylesin inşallah. 

“İnna Lillahi ve İnna İleyhi Raci’un” Türkçe Meali:“Şüphesiz Biz Allah’tan Geldik ve Şüphesiz Dönüşümüz O’nadır.”

Yalanda kalan bizleriz, gerçeğe elbet bahşedilen ömrü doldurup geçeceğiz. Omuzlarımızda dünya hayatında işlediğimiz amellerimizle. Rabbim hepimize rızasını kazanacak ameller nasip etsin inşallah. Amin...

Aklıma ölümü hatırlatan şu dizeler geldi. Paylaşmadan geçemedim...

Gururlanma insanoğlu                            
Ölmemeye çaremi var
Hazen görmüş bir gül gibi
Solmamaya çaren mi var

Hayat denen dolap döner
Bütün mahluk olan biner
Yağı biten kandil söner
Sönmemeye çare mi var

Hiç aldanma mala mülke
Gitmez isen doğru yola
Tatlı canın azraile
Vermemeye çare mi var

Hiç güvenme can dostuna
Uçuşurlar mal kastına
Çıkıp teneşür üstüne
Yatmamaya çare mi var

Düşünmezsin hiç ölmeyi
Terk etmezsin hiç gülmeyi
Yakası yok ak gömleği
Giymemeye çare mi var

Nerde ecdad nerde ata
Hak'ka karşı yapma hata
Taput denen ağaç ata
Binmemeye çaremi var

Daim yürür Hak izinde
Hak'kı söyler her sözünde
Dört kişinin omzunda
Gitmemeye çare mi var

Kalkacaktır gözden perde
Göreceksin yarin, nerde
Ev kazılmış kara yerde
Yatmamaya çare mi var

Münker nekir gelecektir
Rabbin kimdir diyecektir
Mümin cevap verecektir
Vermemeye çare mi var

Bu mesaj, ISIK tarafından, 01.03.2011 16:13:11 itibariyle düzenlenmiştir.

"İnna Lillahi ve İnna İleyhi Raci’un"

İyi bir bilim insanı olduğu hakkında nerdeyse herkes hemfikir. Siyasette de özellikle konuşmalarıyla/üslubuyla dikkatleri üzerine çekerdi. İslami düşüncenin yayılmasında gerek dünyada gerekse Türkiye'de emeği inkâr edilemeyecek bir şahsiyet idi. Bu günkü mevcut iktidar kendi öğrencileri. Bazen boynuz kulağı geçer ya! Sanki öyle bir şey...

 

Aslında ben sadece burda, bu yorumda : "İna Lillahi ve İnna İleyhi Raci'un" diyecektim. Malum, 50 kelime sınırı olunca... Uzadı.

 

"İNNA LİİLAHİ VE İNNA İLEYHİ RACİUN"

Allah Rahmet Eylesin..
2011/03/02 0:37
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 7,2 (2 oy)

BİR ÇİÇEK AÇMAYLA BAHAR GELMEZ AMMA!

HER BAHAR BİR ÇİÇEĞİN AÇMASIYLA BAŞLAR....

İMAN VARSA İMKANDA VARDIR......Prof.dr.Necmettin Erbakan.....

Bugün cenaze töreni çok şey anlattı bana, cenaze törenine birbuçuk milyon insan katıldı,insanın ölümü bile örnek olmalı.

Kaç müslümana nasip olur böyle gömülmek.

Allah gani gani rahmet eylesin.

Mekanı cennet olsun.

 

 

 

 

185
2011/03/02 1:58
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 7,7 (2 oy)

 Her canlı ölümü tadacaktır.

Ve ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir.

Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir.

Bu dünya hayatı ise aldatma metâından başka bir şey değildir...

Ali-imran Suresi

Tahir Büyükkörükçü'nin cenazesi yarın öğle namazına müteakip Kapu Camii'nde kılınacak. Cenaze namazının ardından Üçler Mezarlığında toprağa verilecek.

Hayatı hakkında

1925 Konya doğumlu… İlkokulu mahalle okulunda okur. Konya'da Karma Ortaokulu olarak bilinen meşhur okula devam eder. Üçüncü sınıfta okuduğu sıralar, bir gün Kapu Camiine gider.

Cami kürsüsünde bir hoca efendi çok etkili bir üslûpla cemaate vaaz etmektedir. Vaazdan öylesine etkilenir ki, içinden 'ben de böyle ilim sahibi ve güzel konuşan bir vaiz olsam' diye geçirir. Daha sonra bu okulu bırakarak bu vaizden dersler almaya başlar.

1940 yılında siyasi baskılara ve yasakçı tutumuna rağmen kitaplarını gömleğinin içinde saklayarak hocasından icazet alıncaya kadar tek başına kararlı bir şekilde eğitimini tamamlar. Konya'nın Meşhur hoca efendilerinden Hacı Veyiszâde Mustafa Kurucu Hocadan Hadis ilmini öğrenir.

Ebû Said Muhammed Hâdimi hazretlerinin Berika adlı eserini de, Kurucu Hoca'dan okur. Bu arada, o günün hafızlık merkezi olan Bulgur Tekkesinde hafızlık çalışmalarına devam eder. Fırsat buldukça da Hacı Hâki Efendiden Farsça dersleri alır.

Vaaz Kürsüsü- Meclis Kürsüsü- CezaeviHayran olduğu Mahmud Sami Ramazanoğlu hazretlerinden de manevi ders alan Tahir Büyükkörükçü, kararlı ve titiz bir derviştir artık. Asker dönüşü, eski garaj civarındaki Boncuk Camiinde imamlığa başlar diğer yandan da yarım kalan hafızlığını tamamlar.

Çeşitli camilerde verdiği vaazlara ilgi her geçen gün artar. Zamanın Diyanet İşleri Başkanı Ahmed Hamdi Akseki bir vesile ile Konya'ya gelir ve Tahir Hoca'nın vaazını dinler, çok beğenir. Prosedür gereği yapılan bir imtihanla Tahir Hoca Konya merkez vaizliğine tayin edilir: Yıl 1951.

1960 İhtilaline kadar ateşli ve etkili vaazlarına devam eden Tahir Hoca, İhtilalin sıkıntılı günlerinde dahi vaaz vermeye korkmadan devam eder. iki yıl sonra mahkemeye verilerek vaizlik vesikası elinden alınır ve sekiz ay konuşturulmaz. 1964 yılında Burdur'a sürgün edilir. Hocaya ceza verdiğini sananlar burdur halkına ödül vermiştir aslında…

1965'teki siyasi değişiklik sonrası, Konya'ya müftü olarak döner. Yedi yıla yakın devam eden müftülük döneminden sonra kendi arzusu ile tekrar kısa bir süre vaizlik yapar ve 1973 yılında emekliye ayrılır.

Siyasetten hiç hoşlanmadığı halde büyüklerinin isteği ile 1977 yılında Milli Selamet Partisinden Konya milletvekili olarak Meclise girer. 12 Eylül darbesinde tutuklanır; 'İslâmî esaslara dönülmesini ve İslâmî devlet kurulmasını istediği' iddiasıyla Askeri Mahkemece yargılanır; 11 ay cezaevinde kalır; beş yıl devam eden mahkemelerden sonra 1985'te berat eder. Cezaevinden çıkınca tekrar Kapu Camii ne döner ve vaazları 1999 yılına kadar devam eder..

Nasıl bir insandı*Misafirperverdir... Başta Mahmud Sami Ramazanoğlu Efendi hazretleri olmak üzere, Lâdikli Hacı Ahmed Efendi, Hacı Veyis Zade Mustafa Efendi, Muhammed Harrani Hazretleri, Musa Topbaş Efendi, Muhammed Zahid Kotku Efendi, Mekkeli Üstad Muhammed Alevi Maliki, Yahyalılı Hacı Hasan Efendi, üstad Ali Ulvi Kurucu, Havlucu Ahmed Efendi, Konyalı Dişçi Mehmed Efendi gibi nice büyükler, Necip Fazıl gibi nice üstadlar evlerini teşrif etmişlerdir. Hali hazırda yaşayan birçok zevat da evlerinde misafir olmuştur.

*Allah dostlarına dost, düşmanlarına karşı düşmandır.

*. Mevlana hayranıdır ve binlerce Mesnevi beytini vaazlarında ezbere okur. Mehmed Akif'i çok sever; üstad Necip Fazıl'la çok muhkem dostlukları vardır. Ali Ulvi Kurucu ile sohbetlerine doyum olmaz.

*Fıkıh ve tasavvufta çok titizdir. İmam-ı Azam hazretlerini çok sever ve Hanefi fıkhı konusunda lakaydiliğe asla taviz vermez.

*Tasavvufta ise ölçüsü Şeriat'tır. Tasavvufa asla dil uzattırmaz ama Şer-i Şerif'e uymayan hallere de asla itibar etmez.

*Hayır yapmada önde olmayı sever. Yakınlarına ve çevresine,'Nerede bir hayır işi varsa, sizin de mutlaka payınız, katkınız olsun' diye tavsiye eder. Hafızlığını tamamlayanları umreye göndererek ödüllendirir. Haftalık sohbetlerinde mutlaka para toplanır ve bir ihtiyaç sahibine yardım edilir.

*Onun en büyük derdi İslam'ın ve müslümanların yüzünün gülmesidir.'Çok çile çektik. Bir iyi gün görelim, İslâm adına bir oh diyelim de öyle ölelim' der. Müslümanlarının yüzünün gülmesi için İmam Hatip Okullarına özel bir önem verir; 'evladım olsa hepsini İmam-Hatip'ten geçiririm' der.

Basılmış eserleriHakiki Vechesiyle Mevlana ve Mesnevi,

Mevlana ve Mesnevi Gözüyle Peygamber Efendimiz,

Müslüman Peygamberini Tanımalısın,

İslam'da Edeb,

Mübarek Ramazan ve Oruç.

Onu yazdım çünkü

O uzun zamandır çok hasta... "Kapu camisinin aziz cemaati..." diye başlayıp Koca Akif’ten bahseden Mesneviden geçen, Hafız ile bitiren, kaçkınların yola dönmesine vesile olan, ilim adına mücadele eden ve inananların kalbinde taht kuran hocamız çok yorgun…

Her ne kadar kürsülere çıkamıyor ve sohbet edemiyor olsa da radyolar yerel televizyonlar konuşmalarını bantlardan naklen veriyor. Hala yaşlı kadınlar onun vaaz kasetlerini kıymetli bir elmas bilip saklıyor…

O hastalıkla mücadele ediyor olsa da bugün onun yetiştirdiği talebeler dolaşıyor şehirleri, ülkeleri. Ebu Cehillere, Ebu Leheblere inat. Yüzlerce tebliğci, yüzlerce hatip, hoca, vaiz, gece gündüz demeden devam ediyor bayrak yarışına.

Cenazesi

Tahir Büyükkörükçü sabaha karşı Konya Meram Eğitim Araştırma Hastanesin de vefat etti. Tahir Büyükkörükçü Hocafendi'nin cenazesi yarın öğle namazına müteakip Kapu Camii'nde kılınacak cenaze namazının ardından Üçler Mezarlığında toprağa verilecek

 

Yanıt: Değişmez Gündem:"ölüm"
2011/03/07 12:15
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

      CENAB-I MEVLAM GANİ GANİ RAHMET EYLESİN. BİZ ÜMMETİDE BÖYLESİNE BÜYÜK İLİM ADAMLARINDAN MAHRUM EYLEMESİN.

Yanıt: Değişmez Gündem: Ölüm
2011/03/10 23:12
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

ölüm çok sevdiğim bir durum.ağlamak yerine gülmek istediğim sevindiğim bir durum.günahlara batan artık cezasını çekecek.sevaplara gark olan ödülünü alacak.dünyayı dünya gibi değil biraz dışarıdan bakarak yaşamak lazım.yoksa gaileler bitmez.insan kaybolur gider.iyi insanların ölümünü ise ağlamaktan çok onları genç nesillere anlatarak geçirmeliyiz.insanın bırakacağı hoş bir sadası varsa bunları konuşmak lazım.kötünün ölümü ise yine ibretlik olup anlatılmalı.ölüm dünya değiştirmektir yok olmak değil.

 Bir süredir buralarda olmadığım için geç haberim oldu.

Ama geç paylaşmak hiç paylaşmamaktan iyidir diye düşünüyorum.

Değerli üyelerimizden asmer ve serazat'ın kıymetli babaları Ali amca Hakk'a yürüdü.

Bundan sonrası bize düşen bir Fatiha olsun esirgememek tüm kabir ehlinden...

Değişmez Gündem: Ölüm
2012/03/26 14:13
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Cenab-ı Mevla istikbal yurduna giden amcamızın günahlarını aff,kabrini pür nur,mekanını cennet eylesin, mazide kalanlarına da sabrı cemil ihsan eylesin.Bizleride mevtin hakikatından ders çıkaranlardan eylesin

"Sizlere müjde! Mevt i'dam değil, hiçlik değil, fena değil, inkıraz değil, sönmek değil, firak-ı ebedî değil, adem değil, tesadüf değil, fâilsiz bir in'idam değil. Belki bir Fâil-i Hakîm-i Rahîm tarafından bir terhistir, bir tebdil-i mekândır. Saadet-i Ebediye tarafına, vatan-ı aslîlerine bir sevkiyattır. Yüzde doksandokuz ahbabın mecma'ı olan âlem-i berzaha bir visal kapısıdır."(1)

Ölüm, insanları ebedi olarak yok eden bir idam değildir. Ölüm, insanların kaybolup bir daha varlık alemlerine çıkamayacağı bir hiçlik de değildir. Ölüm fanice yaşayıp, bir daha varlık alanına gelememek de değildir. Ölüm, bir daha toplanmamak üzere ceset ve cismin dağılıp sönmesi ve dağılması da değildir. Ölüm, dost ve ahbaplardan ebedi olarak ayrı düşmek de değildir. Ölüm, tesadüfen yok olmak da değildir. Ölüm, kendiliğinden olan ve varlık alemini dağılmaya götüren failsiz bir fiil de değildir.

Ölüm, her fiilin sahibi olan Allah’ın kasıtlı ve intizamlı olarak yarattığı bir terhistir, bir mekan değişimidir. Yani meşakkatli ve sıkıntılı dünya hayatından, lezzet ve istirahat yeri olan cennete gitmektir. Ölüm, ebedi saadet yurdu olan ve insanın asıl vatanı hükmünde olan cennete bir sevkiyattır.

İnsanın mahiyetine dikkat ile bakıldığında dünya için değil, ahiret için yaratıldığı anlaşılır. Beka aşkı, cami fıtrat, nihayetsiz arzu ve emeller dünya için değil, ahiret içindir. Ölüm, yüzde doksan dokuz, ahbap ve dostların toplandığı berzah alemine açılan bir kavuşma kapısıdır. Başta İki Cihan Serveri Hazreti Peygamberimiz (asv) ve bütün enbiya ve evliya, kabrin arkası olan berzah aleminde toplanmış, bizi gözlüyorlar. İşte ölümün hakikati budur.

(1) bk. Mektubat, Yirminci Mektup, Birinci Makam, Yedinci Kelime.
 

Abonelik Bilgisi Abonelik
Kullanıcı Adı:
Parola:
Bilgi Hatırlatma Yeni Üyelik
İletişim | Kullanım Şartları | Reklam Bilgileri | Tüm Üyeler | Ne Nasıl Yapılır? | Arama | RSS | Twitter | Facebook | Youtube

Son Üyeler: Gakk, busbus, siyamiaytar, 1234123123123, Siyami,
Son Oturumlar: