"Speaking Only English" yazınıza yazdığım yorumu tekrar yazıyorum.Keşke bende yapabilsem...Ama bu kez biraz dinlenebilmek için.

cok hos olmus.. ayrica yazi da apayri güzellikte..

Sevgili Dostum,

Ne olduğunu, neye benzediğini bilmeden bıkmadan usanmadan arayıp durduğunuz o muazzam "şeyi" mutlaka keşfedeceğinize yürekten inanıyorum.

Selamlarla beraber!

ya evet keşke ben de yapabilsem ama heralde bu kadar kararlı olamazdım mustafa abi ne degişik insansın ya süpersin:)

Ne güzel ya! Bu kadar takıntı ve yer yer tuhaflık kokan bir yazıda, olumsuz anlamda eleştirilebileceğim o kadar çok konu varken; yorum yazan arkadaşların olumlu şeyler söylemelerinin sebebini düşündüm bir anlığına.  

Sanırım, güzel bakıp, güzel görüp, güzel düşündükleri için böyle güzel cümleler kurmuşlar. 

Kendilerine teşekkür ediyorum. 

(HP-210:HP; 4/5)

acaba ben nasıl yapabilirim? :)

Himm, baya gecikmisiz 2004 te yazilmis,biz kac ta okuyor ve yorumluyoruz. Yorumlari okudum da baktim hic elestiri yok.Elestiriyi ben yapmis olayim:
Yazi guzel, ama baslikla ben pek uyusturamadim.Sizin yaptiginiza da inziva denir ama geleneksel yapilis tarziyla bakildiginda sizin yaptiginiza inziva denmez. Ha "ben yaptim oldu" diyorsaniz o baska.

Selam Itri, öncelikle değerlendirmeniz için teşekkürler...

Evet uygulama 2004'te cereyan etmiş ve yazı o zaman kaleme alınmıştı. Ancak 2009'da buraya eklendi. Zaten zamanla çok bir ilgisi yok gibi. Hatta zaman da eklenmeyebilirdi. :)

Evet haklı olabilirsiniz, belki tam anlamıyla bir inziva uygulaması denilemeyebilir benim yaptığıma.  :)
Bir inziva uygulaması denilebilmesi için, eksik kalan hususlar nelerdir size göre?

Vaktiyle (2004'te) hayli önemsediğim bir Abi (Nisan Kumru) de benzer bir eleştiride bulunmuştu. :P
Hatta durun onun değerlendirmesini de bulup ekleyeyim. :)

---

Hocam merhaba.
İnziva projesi notlarınızı okudum bu gün sabah.
Yine her zaman olduğu gibi tertiplice/edeplice yazılmış bir edebi eser olmuş.
Projelerininizin kusursuz uygulanmasına gösterdiğiniz özeni yine bunun notlarını yazarken de gösterdiğiniz belli oluyor.
Bu projeyi de başarıyla gerçekleştirmenizden dolayı kutluyorum sizi.

Yanlız projenin isminde bir değişiklik talep ediyorum: inziva yerine evde kalabilme projesi...

Zira yazdıklarınızdan toparlayabildiğim kadarıyla bir münzevi portresi oluşmadı kafamdaki tabloda. Evde kalmayı başarabilen bir yiğit oluştu.

Münzevi olabilmeniz için, telefon ve kapıya bakmamanın yanında sürekli ihtiyaç duyduğunuz bilgisayardan da uzak durmanız gerekiyordu. Düşünsel ve okuma faaliyetine özel bir önem verilmeliydi diye düşünüyorum.

Ama yine de anlatığınız benim başaramayacağım bri şey olduğu için kutluyorum sizi.

Selamlar saygılar...

Selam.
Haksizlik etmisim, demek elestiri varmis: Dogruyu soylemis Nisan Kumru. Aslinda sizde"nasil olmasi gerekir?" sorusunun cevabini gayet iyi biliyorsunuz gibime geliyor.Ama yine de soyleyeyim:
Daha oncekiler nasil yaptiysa oyle yapmali.Biz her ne kadar onlar gibi yapamasakta benzetebildigimiz kadar veya yapabildigimiz kadar yapsak iyi olur.
Once "cagdas" herseyden uzaklasmali. Ev,radyo,bilgisayar,muzik,market,sehir...vs. Dogal tabiat ortaminda Hani "Uzungol" gibi bir yer: Bir tarafi dag,bir tarafi gol;Daga bir vahsi gibi tirmanacaksin,golde bir balik gibi yuzeceksin.Kitap olarak Kur'an-i Kerim ve bir-iki dini kitap harici bir sey olmayacak. Erken kalkacaksin,gunes uzerine dogmayacak.Sabahin o ilahi musikisini dinleyeceksin. "Bir saat tefekkurun bir sene nafile ibadetten daha hayirli oldugunu" bilerek tefekkur edeceksin.Daglarda dolasip Musa'yi, Ashab-i Kehf'i Peygemberimizi ve umum alimlerimizi anlayacak,okuyacak, okuyacaksin. Dolacak,"sarz" olacak ve umut bosaltacaksin.
Bu kadar yetermi? Ornek olarak Ibrahim Erdinc Sumnu'nun "Hatiralar" Adli kucuk kitabinda amcasini anlattigi bolumleri okuyabilirsin.
Allah'in selamiyla selamlarim.

Selam Itri,
Evet, benim bazı cevaplarım vardı elbette; ancak ben size göre eksik kalan hususları sormuştum.

Ki siz, vakit ayırarak yanıt yazmak zahmetine katlanmışsınız; teşekkürler...

Sizin inziva tanımlamanız, yer yer heyecalı film gibi olmuş: "dağa vahşi gibi tırmanacaksın" :)
Biraz da tatil kokuyor sanki: "Gölde balık gibi yüzeceksin" :)

Değerli yorumlarınız için teşekkürler...

:))güzeldi

"Filim gibi" ve "tatil gibi" iki gereksiz bilgi mi vardi sadece?

Itrî... Yorumunuzun çoğu bölümünün göz ardı edildiğini düşünmüş gibisiniz. Oysa mbirgin'in yorumunda böyle bir hava sezinlemedim. Hatta o iki kısmın gereksiz olduğunu da söylemiyor.

Çok güzeldi yazdıklarınız, ama zaten herkes de aynı tarz inzivalardan bahsetmiyor mu? Önemli olan yazmaktan ziyade yaşamak değil midir? Yaşıyorsunuzdur diye düşünüyorum, buna da alınmayın lütfen. Mbirgin'in özgün çabası takdire şayan. Başlık uymamışsa uymamıştır.

Ayrıca, sözlüklerde sadece ruhî kemalât için inzivaya çekileceği gibi "tek bir" anlam yok. Böyle yapılsa daha güzel olur, ama yazıda tam geçmiyor olması, yaşanmıyor-yaşanmayacak olduğu anlamına gelmez, öyle değil mi? Sözlüklerde toplumsal hayattan çekilmeye de inziva deniyor.

Asıl önemsenmesi gereken yaşadıklarımızdır, yazdıklarımız değil. Çünkü yazılan yaşananın mahsulüdür ve öyle olmalıdır. Bu anlamda Itrî, siz de bir inziva anınızı paylaşmak istersiniz belki de...

Herkese selamlar...

hifcelik'e beni savunan cümlelerinden ötürü teşekkürler... ;)

Ey Itri,
"Gereksiz bilgi" ifadesi kendi nitelemenizdir. Ben, yorumunlarınızın değerli olduğunu ifade etmiştim. ;)

Bununla beraber, cevabımda her bir cümlenizi ayrıca ele almak yerine, ilgimi çeken, belki de hoşuma giden kısımlarıyla ilgilendim. :)

Bazen bazı meseleleri bütüncül ele almaya çalıştığım için, o meselelerin altında ezildiğim çokça olmuştur. :P
Böyle durumlarda, konuyu bir açıdan ele almak, hem rahatlatıcı hem zevkli olabiliyor benim için. :)

Saygılar...

(Aslinda konuyu surdurme boyle atisir gibi olmasini istemiyorum.Zaten bu da atisma degil sayin uyemiz hifcelik'e bir cevaptir. Bu arada M.1gin'nin "Ey" hitabinin da cok hosuma gittigini belirtip tesekkur ederim. Sanki Ukaz panayirindayiz ve Kuss bin Saide gibi bir buyuk hatip konusmaya baslayacak.)

Ben acik konusayim cok istememe ragmen inziva hayati yasamadim. Gerci bebekken annem babam cok birakmis evde,tarlada. Onlar yeniden ilgilenene kadar bir inziva hayati yasamisim ama o da herkezin yasadigi dir herhal. Bir kac okuma programiyla beraber bir seyler yapma planlarim oldu ama uygulamaya gecemedik. Ama dua edin insaallah yapacagim.

Inziva degilde dogayla kucaklasma denirse bir kac tecrube yasadim.Buradaki tek eksiklik hem yalniz olmamam hemde ilim depolama boyutu yoktu.

Bulundugum yoredeki en yuksek daga bir haftalik,bes kisi ile bir-kac gezi duzenledik. Bu saydiklarimin bir kismini orada yasadim. Inanin uygarliktan agir agir uzaklasmak, sesin tamamen asagilarda kalmasi. Oyleki eskilerdeki gibi, tey karsilardan normal konusmalar bile rahatlikla duyulabiliyor. Karsi daglardan gelan cingiraklari ve kopek havlamalarini net duyabiliyorsun. Tertemiz bir hava taa icine cigerlerine nufuz ediyor.

En tepedesin,ama o zirveye varma heyecani.. Inan dagcilarin Everest'e vardiklarindaki heyecani duyabiliyorsun. Gece ates etrafinda keyifli sohbetler yapiyorsun. Buz gibi pinarlardan iciyorsun. En tepede oldugun icin gunesin dogusu ve batisi bir harika. Sana anlatamam ki.Kelimeler bunu anlatamaz. Yasa da gor.Sabah erken kalkiyoruz gunesi seyretmek icin. En uygun mevzie girip bekliyor ve cok kisinin yatarak goremedigi bu manzarayi cigerlerimize kadar cekiyoruz.

Gur ezanlar okuyoruz,makamsiz bagira bagira. Pufur pufur namazlar kiliyoruz.Alnimizi topraga vuruyoruz. Ekmek ve soganin tadi orada geliyor. Gunesleniyor simsiyah oluyoruz.Dondugumuzde bize "Antalya'da miydiniz?" diyorlar.Biz isiltili guluyoruz. Boylece bir yillik taze bir enerji depolamis oluyoruz. Sen icimdeki ozlemi destin, o gunlerin yine hasretini cekiyorum. Kisa zamanda Allah omur verirse tekrar edecegiz insaallah.

M.1gin'in bir uygulamasina takildim: Ogreniyoruz ki eski ummetlerde "konusmamak" seklinde tutulan bir oruc-adak varmis.Bu zamanda boyle bir seye ne kadar ihtiyacimiz oldugunu dusunuyorum.Bu cag cok konusuyor. Ve konustuklari incir cekirdegini doldurmuyor.Dikkat etttinizmi "Buyuk Sozler" hep eskilere ait.Zamanimizda cok konustugumuz halde oyle hikmetler cikaramiyoruz.Cok konustugumuz icin "dinlemeye" vakit ayiramiyoruz. Eger cagimizda oyle oruc olsaydi (gerci bizde yok diye yapmamiz engel degil ama..) dinlemeyi de ogrenirdik.

Yoruldum,selam ile.

Merhaba Itrî... Ne zaman bahar dolu bir fotoğraf demetini karıştırsam, ne zaman bir belgeseli seyre dalsam, içim inşirahla doluverir. Bana yazdığınız cevap, işte böyle bir inşiraha vesile oldu. Kendimi oralarda hayal ettim. Bir kitap okuma programına da ben girdim. Bir soğuk pınardan da ben içtim ve mesajınız bana ıtır gibi geldi. Bir deste paylaşımda bulunduğunuz için şükranlarımı arz ederim. (Bu arada üslubunuzla nice eserler bırakmanızı diliyorum.)

İki günüm birbirine eşit olmasın diyorsun yani...

Benim takıldığım nokta şu oldu ; sana yine kendinin verdiği 5kerelik kural bozma haklarından birini kullanmayışın.Sıra dışı olmak için sırayı bozmak gerekmez diyordu Teneke tüccarı.Hatırladığım kadarıyla 2 kere bozdun kuralı.Daha 3 hakkın vardı.Kuralının kırılmasındansa bir kalbin kırılması daha anlamlı geliyor olmalı sana.Ben bunu yadırgıyorum.

Bu tarz acayiplikler yaparken rastladığını söylediğin insanlardan birisi olsaydım muhtemelen kırılırdım.Tanıdığın birine heyecanla selam vereceksin ve o yüzünde kendi kuralını bozma korkusundan mütevellid bir ekşimeyle sana karşılık verecek..!İllaki farklı olmak istiyorsan farklı düşün.Farklı olmakla saçmalamak arasında sırattan ince bir çizgi var..

Değerlendirmeniz için teşekkürler gbusra,

Ben bir şey demiyorum; sadece deniyorum... :)

Amacım birilerini üzmek filan değildi.
Sanırım kasiyeri kastediyorsunuz.
Zaten kırılmaktan öte, bir alınganlık durumuydu o.
Kaldı ki, temkinli yaklaşmam gerekiyordu. Yani uygulamanın sonlanmasına daha vakit vardı. Hâl böyle olunca, kredimi boş yere harcayamazdım, değil mi ama. ;)

Benim uygulamalarm, başkalarını direkt olarak rahatsız edebilecek nitelikte değillerdir. :P

Biliyorum bazen çılgınca şeyler yapıyorum.... Ama kimseye ilişmiyorsanız, bazen çılgınlıklar da güzeldir... :)

Şunu belirtmek isterim ki; benim farklı olmak gibi bir çabam yok! Bu tür uygulamalarla kendimi eğlendiriyor ve ufaktan ufaktan geliştirdiğimi hissediyorum. :)
Kendimce oyun oynuyorum işte. :P
Ama bu yaptıklarım başkalarına farklı geliyorsa; benim bunları farklı olmak için yaptığım sonucu çıkarılamaz, öyle değil mi? ;)

Bakın aklıma ne geldi... Yıllar önce üniversitede iken bazı arkadaşlar bu tarz uygulamaları farklı olmak için mi yaptığımı sormuşlardı da, onlara onun öncesinde yaşadığım bir anımı anlatmıştıştım. :)

Ve 2004 yılında göndermiş olduğum bir mailden bir bölümle kapatayım...

 

denemek güzeldir yanılmak da şartıyla...Ama şöyle bir şey var ;denek farelerin insanlar.Mümkünse bu farklı olmandan mütevellid absürd davranışlarını onları etkilemeyecek şekilde yapmalısın.Bence tabi..

Farklı olmak gibi bir çabanın olmadığını iddia etsen de ben inanıyorum ki "ben farklıyım" diye bağırmak istiyorsun.Eh bu yazılar da bu istekten peyda oluyor.

Ama insan gerçekten farklıysa iki ayrı müziği dinlemek suretiyle iki farklı insanı anlama pratiği yapması gerekir miydi diye de sormadan geçemiyor insan.Nitekim doğuştan farklı olan insanlar bunu pratikle elde etmezler.

Evet okuyunca insanlar "vayy be adama bak" diyorlardır.Bunlar  farklı değil absürd davranışlar çünkü.Absürd projeler.Öyle ki sahibinden başkasına da faydası dokunmayan cinsten.Benim bu çabana bir dediğim yok aslında ama inanan biri olarak insanların incinebileceğini hesaba katarak buna göre davranman gerektiğini düşünüyorum.Örneğin inzivaya çekileceksen cumaya da gitmeyeceksin.Gittin diyelim Bosna'daki Cami'ye değil Meram'daki Cami'ye gideceksin.Bosna'daki alış-veriş merkezine değil Sanayi'dekine gideceksin.Oralarda seni tanıyan insanların çıkma ihtimali daha az.Böylece daha az insan senin projen uğruna dumur olur.

Çehov'un memurun ölümü adında bir hikayesi var.Bunu okumalısın bence.Belki projelerin sana kelimelerin altında yatan manayı anlayabilme hasletini de kazandırmıştır.

Yazdıklarına binaen ; en alttaki diyalog hoşuma gitti.Çok teatral.Kullanabilir miyim?

Şimdi ben, farklı desinler diye mi, genel olarak günde iki öğün yemek yiyorum!?
Ya da, farklı desinler diye mi, 13 yıllık gömleğimi giyiyorum!?
Veya, farklı desinler diye mi, yalnız yaşıyorum!?

"Ne alaka?" diyebilirsiniz. O zaman ben de derim ki;
Bunlar, sizin "farelerin" karşılığı...
Bu ne demek peki?
Siz, yazdıklarınızın etkileyiciliğini arttırmak adına, nasıl ki alakasız şeylere başvuruyorsanız, benim yukarıdaki sorularım da öyle işte!

Yoksa, diğer açıdan sizin o kullanımınızın yersiz olduğunu şöylece ifade edebilirdim.
Ben, bir fare deneyi ya da ona eşdeğer bir deney yaptığımı söylemediğim halde; siz, nasıl oluyor da, kendi hayalinizde kurguladığınız ve bana mal ettiğiniz bir deneyde, farelerin yerini insanların aldığını iddia edebiliyorsunuz?

Ben, insanın eşrefi mahlukat olduğu inancındayım.
Kaldı ki, gerçek, yazıda okuduklarınızı canlandırdığınız gibi olmak zorunda değil, öyle değil mi?
Yani benim insanları kırdığımı, onları incittiğimi öne sürmüşsünüz. Gerçekte ise durumun öyle olduğunu hiç sanmıyorum.

"Ben farklıyım" diye bağırmak istediğimi iddia ettiğiniz kısmı itici buldum. Dilediğinizi düşünmekte hürsünüz.

Bununla birlikte, farklı olduğumu biliyorum. Hatta ve hatta herkesin birbirinden farklı olduğunu kabul ediyorum.
Yalnız bir bireyin farklılık değeri, genele oranla az olduğu zaman, onu normal kabul ediyoruz. Farklılık değeri yüksek olduğunda ise, alışılmadık bir durum olduğu için, bireyi "farklı" diye vasıflandırabiliyoruz.

İki farklı müziği aynı anda dinlememin, iki farklı insanı aynı anda anlamak için yapılmadığını anladığınızı sanıyordum.
Benim öncelikli amacım kendimi eğlendirmek ve dahi o hafta için bir uygulama yapmış olmak. İstenen sonuç oluşur ya da oluşşmaz, çok dert değil.

Diyalogumu kullanmak istediğinizi ifade etmişsiniz. İyi bir niyet olduktan ve kaynak belirtildikten sonra, benim açımdan bir sakıncası bulunmuyor.

Şunu ifade etmek isterim ki; başkaları desin diye bir şeyler yapmaktan hazzeden birisi değilimdir.  Hatta, başkaları desinler diye yaptığım bazı şeyleri hatırlamaya çalıştım şu an... Aklıma gelmemiış olması, yapmadığım anlamına gelmez elbet; ancak bundan hoşlanmayan birisi olduğumu iç rahatlığıyla yinelemek isterim.

Ve bir anımla cümlelerime son vereyim.

Önceki haftalarda ortak çalışmalar geliştirdiğimiz grafiker arkadaşımla, bir hastanenin web işleriyle ilgili görüşmeler yapmak için hastaneye gitmiştik.
Arabayı parkettikten sonra, ben biraz önde ilerliyordum. Arkadaş ise ardımdan geliyordu.

Buradan sonrasını arkadaştan dinledim.

Etrafta oturan kimseler bana bakıyorlarmıştı. Ve amcanın biri de uzun uzun bakarken, bizim arkadaş, amcaya bakmış ve beni göstererek "şuna bak!" der gibilerinden eliyle bir hareket yapmış. Amca da onay vermiş ve gülüşmüşler tabi.

Az sonra ise, arkadaş bana yetişerek durumu ve yaptıklarını anlattı. Güldüm.
Ardından bir soru sordu:
- İnsanların sana bakmaları hoşuna gidiyor, değil mi?
Cevapladım:
- Kesinlikle hayır, bundan rahatsız bile oluyorum.
Tekrar sordu:
- O halde neden sıradışı takılıyorsun?
Yanıtladım:
- Başkalarının bana biçtiği rolü oynamak istemiyorum!

Ben de inzivayı okudum int. bağlanma imkanı buldukça ilk baktığım sitedir mbirgin.com zamanım varsa yorumlarıda okurum ama okuduğum bir yorum farklı geldi farklı diyorum çünkü konu farklılığa getirilmiş.
Mbirgin kardeşimi sitesinden kendini tanıttığı kadarıyla tanıyorum.Günümüz de öz kardeşlerin birbirlerine kardeşim demekden çekindiği bir zaman da ben sanal ortamda tanıdığım birine kardeşim diye biliyorsam evet Mbirgin farklı bir şahsiyetdir.
Ben 30 yılımı bana biçilmiş bir rolü oynamakla geçirdim ve mutsuz oldum. Keşke bende farklı olma cesareti göstere bilseydim. Keşke insanların bana biçtiği rolü oynamak yerine kendi rolümü kendim belirleme cesareti gösterseydim.
Mbirgin kardeşim farkınız farklı olmanız ben bunu belirtmek istedim kendi adıma.
Başkasına yapılan haksızlığa göz yummamakla kendi hakkımızı da korumuş oluruz diye düşünmekdeyim. Allaha emanet olun.

Hoş geldiniz durse, ilginiz ve site ile ilgili övgüleriniz için teşekkür ederim.

"kardeşim" ifadesinin önemine vurgu yaptığınız halde bana "kardeşim" dediğiniz için, ayrıca teşekkür ederim; umarım bu anlamlı ifadeyi hakkediyorumdur.

Farklılığı destekler mahiyetteki cümlelerinizden; farklılığa açık/tahammülü olan bir kişilik olduğunuz ortaya çıkıyor... Sizin gibi insanlarla karşılaşınca kendimi daha iyi hissediyorum. :)

Hoş geldiniz, safalar getirdiniz...

Hoşbulduk üye olmak yeni kısmet oldu fakat siteyi uzun zamandır takip etmekdeyim.
Bu kadar güzel paylaşımlar için Mbirgin kardeşim den ve emeği geçen arkadaşlardan Allah razı olsun.

merhaba,tekdüzelikten bende şikayetçiyim. aynı manatonluk devam ettikçe çıldırasım geliyor. bazen ona buna kızıp kriz bile geçiriyorum. sonra pişmanlık vs.. derken tekdüzelikten geçici bir süreylende olsa kurtuluyorum :)

selam mustafa hocam
  her zamanki gibi yine çok keyifli bir proje neticesinde hazırlanan güzel bir metin okuttuğun için teşekkürler.

slm yazılarınız çok güzel hem güldürücü hem düşündürücü.paylaşımlarınız için teşekkürler.ae.

açıkcası bende yazıyı çok beğendiğimi söyleyemiyorum bu ancak boş vakti çok olan birinin denemelerini içeren bi yazı.herkes bu şekilde yaşayamıyor kendineayıracak bir saati olmayan insanlar var benim gibi.asıl hüner insanlardan uzak değil insanların içinde birşeyler öğrenmek yada kazanacağınız bakış açıları çok farklı bi insan desinler diye olmamalı sıradan değilseniz bile bu yazı sıradanlaştırmış sizi.sitede bazı bölümler çok yaratıcı ve güzel bence yazı yazmak yerine farklı fikirler üretmek daha size göre olacak.

Ey daisydaisy,
Elbetteki yazıyı beğenmeyebilirsiniz... ;)
Evet, haklı olabilirsiniz; o zamanlar daha boştum. 4 yıllık üniversiteyi 8 senede bitirdiğim düşünülecek olursa, boş zamandan yana sıkıntı çekmemiş olmalıyım. :P

Sitedeki bazı bölümleri beğenmiş olmanız sevindirici...

Ama yine de ara ara yazılar yazsam olur mu acaba? :D
Hani şu yaratıcı ve farklı fikir üretimini ihmal etmeden... :D

Yazın yazın ey m1gin, eğlenerek takip ediyoruz ;)
"Elbette ki"nin "ki"sini ayrı yazın ama =)
Bu arada ben geldim, eve geldim internetim bozulmuştu halletmek için başına oturmam bile üç gün aldı :D neticede ben geldim güç bela, hoş beş :D
vesselam.

derdine hem-hal olduğum bir dostumun yanında zihnimden geçenleri hatırladıkça bu inzivann neleri eksik diye düşünüyorum.
İçimde görünen köye klavuz olmasak da yoldaş olmak gerekirdi diye buruk bir his beliriyor.
Şu kadarı var ki hayat kime böyle yoldaş olursa sonuçta aynı inzivayı yaşatır.
ancak benim bildiğim m1gin ruhunda yaşadığı bu inzivada farklı olmalı idi.
FARK kelimesi bile bizim sözlüğümüzde herkesinkinden farklı olma durumunda değil mi?